Gürsel Kaya

 Memleketin başka hiç bir derdi yokmuş gibi sabah akşam İmamoğlu mu olsun, Yavaş mı olsun Cumhurbaşkanı adayı tartışmalarıyla geçiyor günler.. Bir de ana muhalefet partisinin elbette zamansız, yersiz ve yöntemsiz bir Cumhurbaşkanı adayı belirlemesi tartışılıyor.. Mansur Yavaş bu parti içi temayül yoklamasına katılmayacak.. Haklı da.. Kuvvetle muhtemel İmamoğlu’nun yanına bir iki tavşan aday iliştirilerek, İmamoğlu’nun çok yüksek bir oy oranıyla temayül yoklamasından çıkması sağlanacak. Ki görünen o.. Ve İmamoğlu’nun ne kadar güçlü bir Cumhurbaşkanı adayı olduğu algısı yaratılacak.. Aslında böyle bir algı yaratmaya da gerek yok.. Çünkü İmamoğlu gerçekten güçlü bir siyasi figür.. Ne var ki ülke genelinde yapılan bütün anketlerde Yavaş önde çıkıyor.. Şunu kabul etmek gerekir ki; her ikisinin de kendine göre zayıf ve kuvvetli yönleri var.. Aslında her ikisi de, birbirlerini çok iyi tamamlayan iki önemli siyasetçi.. Şimdi gelelim ortaya çıkabilecek bazı gerçeklere.. Her şeyden önce İmamoğlu’nun önünde siyasi yasaklı olmaya kadar varabilecek ve yaklaşık iki yıldır bekletilen bir dava süreci var. Her ne kadar ana muhalefet partisi yetkilileri böyle bir olumsuzluğa siyaseten ihtimal vermiyorlarsa da bana göre iktidar, İmamoğlu’nu siyaset arenasından silmek adına bunu gerçekleştirebilir.. Üç kez İstanbul’a Belediye Başkanı seçilen İmamoğlu’nun seçilmesinde elbette Kürt seçmenin etkisi ve rolü asla inkâr edilemez.. Büyük oranda Dem Parti’nin ve partisinin direktifi doğrultusunda oy verme eğiliminde olan Kürt seçmenler, bu günkü siyasal ortamda Cumhur ittifakına geçmiş ya da geçecek görünüyor.. Yani yapılacak bir erken seçimde Kürt seçmenlerin Erdoğan’ı destekleyebileceği bir gerçekle karşı karşıya siyaset.. O halde ana muhalefet partisi seçmeninin İmamoğlu’na bu kadar bel bağlaması niye? Kaldı ki İmamoğlu her an siyaset çemberinin dışına itilebilecek risklerle karşı karşıya.. Milliyetçi muhafazakar oyların kaynağı gibi görülen MHP’den ise, Öcalan çıkışıyla  birlikte gizli bir oy kaçışı söz konusu.. Lider ne söylerse söylesin, ne yaparsa yapsın partisine bağlılığını asla sorgulamayan ülkücüler için bu kez durum farklı. Her ne kadar liderlerine karşı bunu seslendirmeseler de, Pkk ve Öcalan, ülkücüler için asla onaylanacak bir konu değil.. Vatan, bayrak, şehit ve şehitlik kavramları ülkücülerin kırmızı çizgisi.. Demem o ki; Bahçeli bu kez ülkücülerin kırmızı çizgisini epey zorladı.. MHP’den kaçan bu seçmenlerin tercih edebileceği aday, eğer başka bir milliyetçi muhafazakar aday çıkmazsa ki, Turhan Çömez, İyi Parti’nin gizli santraforu gibi tutuluyor; kuvvetle muhtemel Mansur Yavaş olacaktır.. Ancak Yavaş’ın aday olması durumunda, İyi Parti’nin Yavaş’ı destekleme ihtimali çok yüksek görünüyor.. Dolayısıyla aklını ve gözünü İmamoğlu’ndan başkasına çevirmek istemeyen seçmen fanatizminin yumuşaması ve geniş bakış açısıyla siyaseti değerlendirmesi, Türk siyaseti açısından daha yararlı ve verimli olacaktır.. Elbette her ikisi de, hem İmamoğlu hem Yavaş girebilir seçime; girmeli de.. Hangisi az oy alırsa, ikinci turda diğerini destekler. Belki de en mantıklı çözüm ve çıkış yolu bu, ana muhalefet ve muhalefet için; vesselam..