Bugün 22 Kasım 2025 Cumartesi
  • Antalya26 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    5537.048
    %-0.03
  • Dolar
    42.4296
    %0.00
  • Euro
    48.9079
    %-0.01

NURİ SEZEN / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
NURİ SEZEN / KONUK YAZAR

KISA HİKAYE: ANTALYA DEVLET GÜZEL SANATLAR GALERİSİ

22 Kasım 2025 Cumartesi 13:57

Görsel algı, birkaç saniye gibi çok kısa bir zamanda oluşabileceği gibi, diğer algılara göre daha kalıcı olduğunu gözlemek mümkün. Duyduklarımızı, okuduklarımızı unutabildiğimiz halde, ben bunu daha önce görmüştüm diyebiliyoruz. Devlet Güzel Sanatlar Galeriler, sanatın görsel dallarında hizmet amaçlı devlet kurumlarından biri. Resim, heykel, seramik, geleneksel el sanatları gibi ürünlerin sergilendiği yerler ve estetik zevklerine hizmet vererek halka gerçek sanat eserleri ile sanat olmayan yapıları ayırt etme gücü kazandırmayı amaçlayan devlet kurumlarıdır. Yurdun birçok ilinde olduğu gibi Antalya’mızda 1963 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde Antalya Lisesi resim öğretmeni merhum Esen Emekcil’in müdürlüğünde açılmış. Karaalioğlu Parkındaki Antalya Belediyesi fuayesinde, Cumhuriyet Meydanı yanında, Yenikapı’da, Yivli Minare Külliyesi içindeki Vakıflara ait tarihi Mevlevihane binasında 1972 yılından 2012 yılına kadar Kültür Bakanlığı’nca Galeri hizmet binası olarak kullanıldı.

Güzel Sanatlar Galerisi tarihi Mevlevihane’de 1972’den 2012 ye kadar 40 sene hizmet verdi. Mevlevihane binasının kitabesi kayıp. Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubat’ın ailesine konut olarak yapıldığı ifade edilir. Mevlevilik ten önce takriben 1225 yapılmış bu bina, daha sonraki yıllarda birtakım yapısal değişikliklerle Mevlevihane olarak kullanmış. Cumhuriyet döneminde tekke ve zaviyelerin kapatılması ile bir müddet kütüphane, arkeoloji müzesi deposu olarak kullanılmış, atıl ve metruk bir haldeyken merhum Esen Emekcil’in çabaları ile, yapım ve onarım karşılığında Kültür Bakanlığınca kullanma hakkı elde edilmişse de, doksanlı yıllarda bu bina, akar sınıfına alınarak kira karşılığında galeri hizmetlerinde kullanılmaya devam etmiş. 1990 yılında 2007 yılına kadar 17 yıl, bu binada galeri müdürü olarak görev yaptım. Atölyesi, sergi salonları ve hizmet büroları, tarihi niteliği, kentin merkezindeki konumu ile Sümer Halı gibi bazı kuruluşların ilgisini çektiği, bu kuruluşlarca elde edilmeye çalıştıkları bir vakadır. Mevlevi dernekleri de buraya ata mülkü olarak bakıyorlarmış ki, 2012 yılında muratlarına erdiler. Şimdi burası Kültür Bakanlığı’na bağlı Mevlevi Müzesi. Her 10 -15 günde bir sanatsal etkinliklerin yapıldığı, cumartesi, pazar, bayram tatillerin de bile, bütün yıl hizmet veren bu mekanın yıllarca teşhirde kalacak birkaç kudüm, seccade, post, ney gibi objelerle sabit tutulması nasıl bir tercih olabilir?

Bu sözlerden Müzeleri küçümsemek anlamı çıkarmamak gerekir. Bu görüş yaşayan halka, kültür ve sanatı teşvik ederek, üreten ve kültürel zevki geliştiren, gelecek nesillere öğünülebilecek bir şeyler bırakan bir halk olması çok önemliydi. Güzel Antalya’mız, Yaradan’ın bolca ikram ettiği doğal güzelliklere, geçmiş medeniyetlerin bıraktığı tarihi kültürel eserlere sahip. Onları koruyup severken “ya siz ne yaptınız?” sorusuna bu halk ne cevap verebilir ki. Bozduğumuz doğa, kırdığımız eserlerle, yarattığımız betonlaşmayla mı cevap verebiliriz? Mevlevihane, Mevlevi Müzesi yapılmak için yenilendi. Tarihi kiremitleri atıldı yerine fabrikasyon kiremitlerle örtülerek restore edildi, yolu değiştirildi. Şimdi kapısını bulabilirseniz, ayakkabınızı çıkarıp bu müzeye girebilirsiniz!

Ya galeri?

Kent Konseyi Kültür Sanat Komisyonu, “Galeri, daha iyi bir yere mesela, Cumhuriyet Hamamı’na Tekel binasına taşınabilir” tavsiye kararı ile Mevlevihane binasından çıkarıldı, Kadınyarı civarında daha küçük bir yere taşındı. Kütüphanesi Demre kütüphanesine devredildi. Daha sonra da Haşim İşcan Kültür Merkezinde bir yere taşınarak işlevsiz halde olduğu görülmekte.

Görüldüğü gibi, Antalya Galerisi hep kentin ana merkezlerinde, vatandaş trafiğinin yoğun olduğu yerlerde açılmış. Halkın çoğunluğu henüz sanatın farkında değil, sanatı takip edemiyor. Sanatı halkın ayağına getirmenin gereğidir bu!

Bugün kentin 3 milyonu bulduğu ifade ediliyor. Türkiye’nin dışa açılan penceresi diyorlar. Yerli, yabancı milyonlarca insanın yaşadığı bu kentte, sanat galerileri o kadar az ki, sanatçılar eserlerini sergileyecek mekan bulmakta zorlanıyor. Bir de Antalyalı, yerli sanatçı olmanın dezavantajı vardı.

Mevlevihane’nin Güzel Sanatlar Galerisi sıfatından arınarak Mevlevi Müzesi'ne dönüşünün kısa hikayesi bu!

Hoşgörü ve yenileşmeden bahseder Hz. Mevlana’dan birkaç sözle bakalım bu hikayeye:

Dün dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım.

Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası.

Dün geçti gitti, bugün yeni bir söze başlamak lazım.

Her gün bir yerden göçmek ne iyi. Her gün bir yere konmak ne güzel.

Bu yazı toplam 91 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim