Günceli geçmeyen bir konu.
Toplum içinde yaşaması son derece sakıncalı görülüp, ölünceye kadar kodeste tutulma cezasına ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası denilmekte. Yargının bu kararı; suça verilen bir ceza olduğu kadar, toplumu koruma anlamında bir tedbirdir.
Hal böyle iken; bebek katili, onbinlerce kişinin ölümüne sebeb olan, Terör Örgütü başı Abdullah Öcalan’a “eşeğin kulağına kar suyu kaçırma” misali “Bilge Lider” bir laf etti. “Gelsin mecliste DEM grubunda konuşsun, silahı bıraktırsın, barışı sağlasın, kanın dökülmesini önlesin! Meclis de umut hakkıı kullanarak hapisten çıkarılsın.” diyerek ortalığı hareketlendirdi. Şimdi Türk halkı bu dalgalanmayı yaşıyor...
Kayıtsız şartsız bir teslimeyeti ön gören bu davet, kayıtlar şartlar ortaya çıkardı. Yasaların suç saydığı eylem ve sözler neredeyse meşrulaştı. Bırakalım bir ilimizdeki Apoya özgürlük yürüyüşlerini, Meclise bile bölücü sloganlar girdi,
Cumhuriyetin aydınlarına, Atatürk’e hakaretler edildi. Cumhuriyetimizin yıkılması anlamında anayasa değişiklik talepleri; vatanın bölünmesi, milletin birliğini tehdit noktalarındadır.
Yüzyıl önce vatanı için kanını, canını verenlerin kemiklerini sızlatacak istekler, üzüntü verici tehdit boyutlarına ulaştı. Bakalım kan durmuş mu olur, oluk oluk akmış mı olur göreceğiz.
Millet halinde yaşamasını beceremeyen toplumlar; klanlara, aşiretlere bölünerek etnik ırkçılığın birşey olduğunu sanmasınlar! Emperyal kucaklarda doğan çocuklar; biraz kullanılıp, avutulup sonra çöpe atılırlar.
Siyasal çıkarlara fırsat vermek bilgelik değil ihanet dercesinde aptallık olsa gerek.
Masum kürt halkını haksız ve yersiz maceralara sürükleyerek yeni acılara yol açılmamalı.
Aydın olmak, önder olmak sorumluluk ister.
Bu yazı toplam 158 defa okunmuştur.