“Tarım milli güvenlik sorunudur”
“Tarım bu ülkenin milli güvenlik sorunudur” diyen Saadet Partisi Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, “Tarıma yapılan her destek bu ülkenin geleceğine yapılan destektir. EXPO’da mutlaka tarımla ilgili bir altyapı oluşturulmalı. Tarım Üniversitesi Enstitüsü kurulabilir” dedi.
Saadet Partisi (SP) Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, beraberindeki 6 kişilik Genel İdare Kurulu üyesiyle birlikte Antalya’ya geldi. 3 günlük Antalya programı kapsamında İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenleyen Kaya, Antalya ve ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Antalya’nın içme suyunun en önemli sorunlardan olduğunu belirten Kaya, dış göç, ev fiyatları, EXPO, tarım, hipodrom ve OSB konularını ele aldı. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine ilişkin de değerlendirmeler yapan Kaya, 6’lı masa ve ekonomi üzerine görüşlerini belirtti. Saadet Partililer, ekonomiyle ilgili olarak AK Parti iktidarına kırmızı kart gösterdi.
“HALKIMIZ SAADET PARTİSİ’Nİ BEKLİYOR”
Genel Merkez Halkla İlişkiler Başkanlığı tarafından Türkiye genelinde çalışma başlatıldığını bildiren Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, 3 günlük Antalya programı kapsamında Genel İdare Kurulu üyelerinin 19 ilçenin tamamına ulaşacağını söyledi. Yaptıkları çalışmaların verimli geçtiğini ve olumlu geri dönüşler aldıklarını açıklayan Düzen, “Gördük ki halkımız Saadet Partisi’ni bekliyor. Millet İttifakı’nın yaptığı çalışmalar dikkat çekiyor. Genel Başkanımızın da içinde bulunduğu bu birliktelik büyük bir katma değere vesile olmuş durumda. Bizde heyecanlıyız” dedi. Seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılacağına yönelik izlenimlerin oluştuğuna dikkat çeken Düzen, “Biz zaten yarın seçim varmış gibi hareket ediyoruz” diye konuştu.
“ANTALYA, ÖNEMLİ BİR CAZİBE MERKEZİ”
Öncelikle kente ilişkin değerlendirmelerde bulunarak sözlerine başlayan Saadet Partisi Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya ise, “Antalya, inci diye tarif edebileceğimiz bir şehir. Her açıdan potansiyeli ile öne çıkan bir ilimiz. Turizmden tarım alanındaki gelişmelere kadar bir çok alanda doğru değerlendirildiğinde önemli bir cazibe merkezi” dedi.
“ANTALYA’NIN SORUNLARINA VÂKIFIZ”
Genel Merkez olarak Antalya’nın sorunlarına vâkıf olduklarını belirten Kaya, “Uzun yıllardır teşkilatımız, Antalya’daki bütün problemlerin her bir aşamasında olabildiğince hayra motor, şerre fren olma düşüncesiyle doğru olanı destekleyen, yanlış olanı engellemeye çalışan bir anlayışla çalışmayı sürdürüyor” açıklamasında bulundu.
“BU MANTIKLA EKONOMİK KRİZDEN ÇIKIŞ MÜMKÜN DEĞİL”
Antalya’nın bazı problemlerinin Türkiye’nin genel problemlerini de kapsadığını söyleyen Kaya, “Ekonomik olarak çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Enflasyonda dünyada 7’inci sıraya çıkmış durumdayız. Enflasyonun alım gücünü sürekli düşürdüğü, yapılan her türlü maaş zammı artışlarının bile enflasyonla 1-2 ayda eridiği bir ortamdayız” dedi. 2020 yılı Kasım ayında 2 bin 574 lira olan açlık sınırının Aralık 2022’de 8 bin 219 liraya çıktığını belirten Kaya, “Yoksulluk sınırı 8 bin 600 lira iken şuanda 29 bin 423 liraya çıkmış. 2 yıllık sürede ortaya konan bu istatistik ülkemizdeki insanların nasıl bir enflasyonla mücadele ettiğinin önemli bir delili. Bu mantıkla buradan bir çıkışın olma ihtimali mümkün değil. Öğretmen, mimar, mühendis, devlette veya özelde çalışan kaç insanımız yoksulluk sınırında maaş alıyor?” diye sordu.
“GELİRİN YÜZDE 67’Sİ YÜZDE 10’LUK KESİM TARAFINDAN PAYLAŞILIYOR”
Türkiye’de yüzde 80’in yoksulluk klasmanında hayatını devam ettirmeye çalıştığını belirten Kaya, “Türkiye’de gelirin yüzde 67’si yüzde 10’luk kesim tarafından paylaşılıyor. Yüzde 90 ise kalan yüzde 33’ü paylaşmaya çalışıyor. Böyle bir ekonomik modelle Türkiye’nin kendisini geleceğe taşıma imkan ve ihtimali yok. Gelir dağılımı adaletsizliğinin olduğu bir yerde bir ülkenin geleceğe güvenle bakma ihtimali yok” ifadelerini kullandı.
“KENDİ EVİNDE YABANCI, KENDİ ÜLKESİNDE KİRACI KONUMUNA GİDİYORUZ”
Dış göçün sosyolojiyi değiştirmeye başladığını belirten Kaya, “Muratpaşa ilçesi en fazla yerleşik yabancı nüfusu barındırıyor. Konyaaltı’nda her 4 kişiden 1’i yabancı. Kimi kolejlerde sınıfların tamamı neredeyse yabancılardan oluşuyor. Buralarda Türk vatandaşlarımız kendilerini yabancı hissetmeye başlamışlar. Dil artık Türkçe’den çıkmış farklı diller belirleyici hale gelmiş, kendi evinde yabancı, kendi ülkesinde kiracı konumuna doğru gidiyoruz” dedi.
“MAAŞLA GEÇİNEN HANGİ İNSAN EV ALABİLİR?”
Konut fiyatlarındaki artışa da dikkat çeken Kaya, geçmişte emekli olanların aldıkları tazminatla bir ev alabilirken bugün alamaz duruma geldiğinin altını çizdi. Ortalama daire fiyatının İstanbul’da 5 milyon, Antalya’da 2-3 milyon lira civarında olduğuna işaret eden Kaya, “Hangi aile, hangi çalışan, maaşıyla geçinen hangi insan aldıkları ücretle ev alabilir?” diye sordu.
“MANAVGAT SUYU ANTALYALILARIN HİZMETİNE SUNULMALI”
Antalya’nın içme suyu sorununun kentin en önemli problemlerinin başında geldiğini söyleyen Kaya, Manavgat suyunun Antalyalıların istifadesine sunulması gerektiğini vurguladı. Karacaören Barajı suyunun kente uzak olduğuna dikkat çekerek kirlilik bakımından risk barındırdığına işaret eden Kaya, Manavgat suyunun Antalyalıların olduğunu ve vatandaşın hizmetine sunulması gerektiğini kaydetti.
“EXPO EŞİTTİR ANKAPARK, HER İKİSİ DE ÖLÜ YATIRIM”
EXPO alanına da dikkat çeken Kaya, 121 dekarlık alana 1 milyar 720 milyon lira harcandığını hatırlattı ve atıl durumda kaldığının altını çizdi. “EXPO eşittir Ankapark” diyen Kaya, her ikisinin de ölü yatırım olduğunu söyledi.
“TARIM MİLLİ GÜVENLİK SORUNU, EXPO ALANI TARIM ÜNİVERSİTESİ ENSTİTÜSÜNE DÖNÜŞTÜRÜLSÜN”
“Tarım bu ülkenin milli güvenlik sorunudur” diyen Kaya, “Tarıma yapılan her destek bu ülkenin geleceğine yapılan destektir. EXPO’da mutlaka tarımla ilgili bir altyapı oluşturulmalı. Tarım Üniversitesi Enstitüsü kurulabilir. Buranın Tarım Üniversitesi Enstitüsü’ne dönüştürülmesi sadece Antalya’nın değil, Türkiye’nin tarımına katkı verir. Sularımıza, tarım alanlarımıza gözümüz gibi bakmak zorundayız” ifadelerini dile getirdi.
“HİPODROM ALANINA ONLARCA FABRİKA YAPILABİLİR”
Döşemealtı’ndaki hipodromun yanı başında Organize Sanayi Bölgesi (OSB) bulunduğuna işaret eden Kaya, “Bir tarafta OSB bir tarafta hipodrom. 813 dönümlük bir arazi. Buraya onlarca fabrika yapılabilir. OSB’ye, buranın daha da kalkınmasına ihtiyaç var” dedi.
“6 PARTİNİN BİRARAYA GELMESİ TAŞIN ALTINA ELİN DEĞİL, GÖVDENİN KONULMASIDIR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılabileceğine işaret ettiğini belirten Kaya, 6’lı masadaki liderlerin 6 Nisan’dan önce yapılacak erken seçim tekliflerini destekleyeceklerini, 6 Nisan’dan sonraki erken seçim tekliflerini ise desteklemeyeceklerini açıkladıklarını hatırlattı. “Bir yıl önce Seçim Yasası’nda yapılan değişiklikle Cumhur İttifakı siyaset mühendisliğine girişti. 6 Nisan bunun birinci yılının dolduğu tarih. 6 Nisan’dan sonraki seçimler yeni sisteme göre yapılacak. O nedenle 6 Nisan’dan önce olursa destek vereceğimizi ifade ettik” diyen Kaya, 6 partinin bir araya gelmesinin uzlaşmanın, istişarenin ve asgari müştereklerde buluşarak ülkenin problemlerinin çözülmesi adına taşın altına elin değil, gövdenin konulması olduğunu kaydetti. 6’lı masanın adayının Türkiye’nin 13’üncü Cumhurbaşkanı olacağı iddiasında bulunan Kaya, ortak akılla yönetim vurgusu yaptı.
“İDDİALAR MANİPÜLATİF”
6’lı masanın dağılacağına yönelik iddiaların manipülatif olduğunu söyleyen Kaya, aksine birbirlerine olan bağımlılıklarının sürekli arttığını ifade etti.
“ŞEFFAFLIK, DENGE, DENETLEME, PARLAMENTONUN SORGULAMA YETKİSİ ORTADAN KALKTI”
21 yıl sonra yeniden kriz yaşanmasındaki görüşleri sorulan Kaya, şunları ifade etti:
“2017 yılında Cumhurbaşkanlığı sistemi referanduma sunulurken hızlı karar alma ve istikrar söylemi belirleyiciydi. Bütün kararları hızlı alıyorsunuz. Bir kişinin iki dudağı arasında her şeyi belirliyorsunuz ama ekonomiyi rayına oturtamıyorsunuz. Çünkü, siz şeffaflığı, dengeyi, denetlemeyi, parlamentonun sorgulama yetkisini ortadan kaldırdınız. Bir kişi her şeye karar veriyor. Bu Sayın Cumhurbaşkanı’nın şahsı ile de ilgili değil. Böyle bir sistemin Türkiye’yi geleceğe taşıma imkan ve ihtimali yok. Olmadığı için bu krizlerle boğuşuyoruz. 21 yıl önce de kriz vardı, doğru. Biz güçlendirilmiş parlamenter sistemi söylerken geçmişte parlamenter sistem çok iyiydi mantığıyla söylemiyoruz. Elbette o dönemde sıkıntılar vardı, problemler yaşıyorduk ama bizim getireceğimiz modelle parlamento yürütmeyi doğru denetlerse bu problemlerin minimize edileceğini düşünüyoruz.” HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim