Bugün 09 Kasım 2025 Pazar
  • Antalya23 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    5429.936
    %0.00
  • Dolar
    42.2029
    %0.00
  • Euro
    48.8609
    %0.00

HALİL ERDEM / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
HALİL ERDEM / KONUK YAZAR

YAŞAYAN DESTANCILARIMIZDAN OZAN HARUN YİĞİT

09 Kasım 2025 Pazar 11:14

Genç bir adam, hiciv şairi, ressam. Ömrünün büyük bir kısmını Almanya’da işçilik yaparak geçirmiş. Almanya’da 50’nin üzerinde kişisel resim sergisi açmış. “Resim sanatı ile anlatamadığım duygularım oluyordu; çevremde tanıdığım ünlü edebiyatçılardan (Can YOKSUL, Osman DAĞLI –MAKSUDİ) etkilenerek şiir sanatını öğrendim. Önce hece ölçüsüyle, daha sonra diğer nazım türleriyle şiirler yazdım,” diyor Harun Yiğit. Ve bu süreçte 15 yıl Hürriyet Gazetesi Bölge temsilciliği yapmış. Yani hem bir fabrikada gece vardiyası hem gazetecilik ve sanat çalışmalarını bir arada geçirdiği uykusuz 15 yıl, diyor, dile kolay…

“Önce kıyasıya bir kavga ile tanıdığı, ama daha sonra dost ve yaren olduğu Mustafa CEYLAN bir gün: “Emekli olan, canı sıkılır, âşık olan herkes şiir yazıyor. Seninle farklı bir çalışma yapalım. Ben Efsaneleri, sen de Temel Türk Destanlarını yaz,” dediğini, Harun da “Destanları sen yaz; ben destan yazamam” deyince, “ Destanları ben yazarsam, destanları yazdı faşist değil mi işte, derler. Senin gibi sosyalist, hicivci birinin kaleminden yazması daha uygun olur. Hem destanları İran milliyetçisi Firdevsi parayla yazarak temel Türk destanlarına hakaret etmiştir. Destanlarımızı Firdevsi’nin elinden kurtarmış olursun” der. Bunun üzerine Harun Yiğit, destan yazmaya böylece niyet eder ve çalışmalara başlar.

Ozan Harun Yiğit, 20’nin üzerinde nazım türüyle temel Türk Destanlarını yazdı. Ardından küçük kitapçık olan Yiğitlerin Destanı’nı ve hemen ardından bizzat Sarıkamış’a giderek “Buzların Tutuştuğu Yer Sarıkamış Destanı”nı yazdı. Daha sonra köyündeki Kurtuluş Savaşı kahramanlarını Ana-dolu Yiğit Dolu kitabında destanlaştırdı; ardından Hallac-ı Mansur’dan günümüze 17 konuyu toplayıp Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ı anlatan “Üç Cemre” adını verdiği destanını yazdı. Daha sonra işkencede katledilen İbrahim Kaypakkaya’yı Akça Güvercin, Erdal Eren'i ise Serçe Kuşu adlı destanlarıyla anlattı.

Şu anda birkaç yıldır üzerinde çalıştığı Çanakkale Destanı’nı yazma çalışmasının sürdüğünü söyledi. Evet gördüğünüz gibi çağdaş, günümüz destancısı olarak Ozan Harun Yiğit bu çalışmalarına yirmi beş yıldan fazla bir emek verdiğini söyleyebilirim.

Destan yazarlığı için iyi bir dil ustalığı, iyi bir şairane tutum ve disiplinle geçmişine ve kendi dönemine tanıklık eden bir ozan sorumluluğu içinde davranması gerekiyor. Harun Yiğit de bunları yapan ender ozanlarımızdan biridir. Sözü burada uzatmadan Buzların Tutuştuğu Sarıkamış Destanından “120 Kahraman Çocuk” bölümünü burada paylaşıyorum.

120 KAHRAMAN ÇOCUK (1)

Ali, Veli, Osman, Haydar, Sinan
Ayşe, Fatma, Elif, Gülfidan
Anlatacaklarım var size
Yanıma gelin şöyle:
……………Duydunuz mu hiç,
……………Vanlı Yüz Yirmi Çocuğu?
……………Onlar da sizin gibiydi
……………Çocuktular yani…
Dağ yamaçlarından, dere kenarlarından

Suların çağıltılarından
Kardelenler açtığı zaman
Ve taş kesildiğinde memleketin yüreği
Ayazı giyindiğinde tozlu yollar canım oy !
Ağzı süt kokan karanfiller girer düşlerime
Siz girersiniz,
Küçümen dünyalarınızda kocaman ufuklar
Hele ki vatana kurban giden
Beşik alacası bedenleriniz…
Acılı, yanık türküler söylersiniz
Bizim için, muştulu gelecek için:
……“Erzurum dağları kar ile boran”
……Dağları oy anam yüce dağları
……Kaplar yüreğimi kar ile duman
……Duman oy, zaman oy, anam oy!
Dersiniz de, sormazsınız:
……………Neden? Niçin?
Oy öpeyim ışıklı alınlarınızdan
Oy öpeyim kar tazeliği parmaklarınızdan
Oy öpeyim hepinizi birer birer,
Ayırmadan, kayırmadan…
*
Anlatacaklarım var size
Biraz yakınıma gelir misiniz?
Ermeni bir hekim vardı
Adı Kirkor
Sormazdı hiç kimseye
Dinini, dilini, ırkını
Ve bir görürdü Yunusça yaratılanın cümlesini
Adam gibi adamdı anlayacağınız
Bizim Ermeni Kirkor…
Birdi, beraberdi bu topraklarda
Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Ermenisi
Girmeden kılıç artığı bir rüzgâr aramıza
Ve bozmadan dirlik düzenimizi paslı masa
Bozuk kilit
Yan yana, can canaydı cümlesi insanların
………..Oy ben yanayım, kaderime oy!
………..Oy kara dağın kara dumanı başımda!
………..Kararıp geçeyim çağın içinden…
Mustafa’yı muayene edip dönerken
Çevirdiler Kirkor’u
Ermeni çeteler
Oracıkta vurdular
Yıkıldı faytonun üstüne,
Vatan sevdalısı Kirkor

Böğründen şorul, şorul
Kıvrıla, kıvrıla
Akıyordu kan…
Kirkor bizimdi
Hepimizindi
İnsana insanca bakar
Gâvuru, Müslümanı ayırmazdı
Çünkü o
Bizim Kirkor’du.
Severdi vatanını
*
Çocuklar,
Çocuklar,
Harp çocukları...
Süngülemesine çaresiz...
Sürgülemesine top kundağı
Ve ana sütünün kokusunda
Çocukların
Çocukların dudağı.
Cephane gülü müsünüz yoksa?
Bin kere üst üste öpeyim
Gözbebeklerinizden…
Dünyaya gözlerini açan savaş çocukları
Kulaklarına
Ninni sesleri muştulanmadan
Kurşun sesleriyle uyandınız
Bunu bir oyun mu sandınız?
Harbin ateşten gömleğini giyinen çocuklar
Doksan üç harbi
Balkan harbi
Derken Sarıkamış
Harp sıcak olsa da buz gibidir yüzü
Öyle değil mi?
Ya düşmanlık!
Ne bileceksiniz düşmanlığı?
Kâğıt aklığı bebek dünyasında
Bilinmez elbet düşmanlık;
Önce öğretilir
Sonra yaşatılır.
*
Bir yanda Rus’lar
Vurdukça vuruyorlar
Fırsat işte
Boş mu durur Taşnaklar?
Taşnaklar ki Ermeni-çete,
Yol kesen, hain...
Taşnaklar ki

İhanet, öfke, kin...
*
Çocuğa silah verilir mi hiç?
‘’He ya, verilmez elbet’’ der gibisiniz
………Haklısınız !
Hem de yerden göğe kadar
Amma velâkin
Haklı başka
Haklının aklı başka
Cephede, siperde
Gece ıslığı, ürkek, korkulu
Bir çocuk gezinir rüyamda
Eli bayraklı…
Titreyen yanaklarından alırım korkuyu
Sarılırım kar yangını bedenine
O susar, ben ağlarım…
Gözyaşlarımla uyanırım

Bu yazı toplam 115 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim