Bugün 19 Aralık 2025 Cuma
  • Antalya14 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    5959.009
    %0.03
  • Dolar
    42.8071
    %0.18
  • Euro
    50.1793
    %-0.05

HALİL ERDEM / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
HALİL ERDEM / KONUK YAZAR

YİNE ZEYTİN YİNE ZEYTİN

19 Aralık 2025 Cuma 11:26

 

Bir ulusu yıpratmanın, güçsüzleştirmenin, üçüncü sınıf bir halk durumuna düşürmenin yollarını değişik enstrümanlarla sürekli deneyenlerin varlığını zihni uyanık yurtseverler her dönemde yürekleri sızlayarak fark eder. 2. Dünya savaşından sonra ABD’nin yayılmacı politikalarından biri olan Marshall planıyla elimizdeki kendi ürettiğimiz onlarca uçağı toprağa gömüp ABD’den uçak almamızdan başlayalım bizim aklı evvel yöneticilerimizin ve buna seyirci kalan halkımızın benzer öykülerini anlatmaya.

Zeytinyağı ile ilgili karalama kampanyası ve zeytine yapılan saldırılar konuşma, yazma gereğini doğuruyor.

Zeytinyağının kansere karşı direnç sağladığı, lokman hekimlerin çoğu kürlerde zeytinyağı kullandığı halde; ısıya dayanıksız olduğu, kanser yaptığı gibi karalamalar toplumda önemli ölçüde karşılık buldu. Toplumun en hassas dini duyguları da istismar edilerek zeytin ağacının Yahudi ağacı olduğu, zeytinyağının rakı mezesi olduğu ve zeytinin günah işleme aracı olduğuna kadar safsatalar anlatıldı. Bu temelsiz karlamaya inanlar yok değil. 1951-52 yıllarında İspanya hükümeti Akdeniz’de kendilerine tek rakip olarak gördükleri Türkiye’nin zeytin ağaçlarına karşı sinsi oyununu yapılan bir ticarette nasıl hedefine ulaştığını anlatayım.

İspanyolların hedefi kendiliğinden dağlarımızda çıkan “delice” denilen zeytin ağaçlarıdır. Bu ağaçlar 15 yaşına gelince aşılanır. Aşılandıktan çok kısa bir zamanda verim alınır. Ancak bizim yöneticiler ve halk kömürü için bu deliceleri kesip üç kuruşa ülkemizin geleceğini baltalamışlardır. Normal odun kömürünün ederi 25 kuruş iken, zeytin ağacı kömürüne İspanyollar 4-5 kat fiyat verince böyle bir ticaret anlaşmasına bizimkiler hiç düşünmeden atlamış. Zamanın ABD Mersin konsolosu gemilerle giden kömürleri görünce, o bile bundan rahatsız olup uyarmış. O günün yöneticileri “alan satan memnun,” deyip gelecek paraya bakmışlar. İşte bu oyunla İspanya zeytinyağı ihracında kısa sürede dünya birincisi olmuştur. İspanya hala dünya birincisidir ve Türkiye 5. Sıradadır.

Şimdilerde yine buldozerlerle zeytin bahçelerine savaş açılmış durumda. Bu duruma yereldeki ilgili halkın dışında ses çıkaran yok, o cılız sesi de duyan yok ve ekonomik değerlerimiz elimizden akıp gitmektedir.

O zaman kömür için kesilen ağaçlar bu gün maden için kesilmekte. Oysa toprağın altındaki madenden çok daha değerli olan toprağın üstündeki zeytin ağaçlarını kesen anlayış, geçmişte olduğu gibi sadece gününü düşünmekte, milli değerlerini koruyamamaktadır. Avrupa ise kırmızı karınca kolonilerinin yaşadığı bölgedeki ticari faaliyeti bile karıncalar için bir anda durdurabilmektedir, zira orada bilimsel kurumların verdiği kararlar asla tartışılmamaktadır. Darısı bizimkilerin başına.

Her ekonomik ve siyasi bir kararın arkasında yatan ajandayı göremezseniz Avrupa’nın ortasında üçüncü dünya ülkesinin istila edilmiş bir ülkesi olursunuz. Emperyal güçler çok sinsi ve akılcı çalışmakta. Örneğin Marşal yardımlarının altında yatan diğer bir ajanda projeyi hazırlayan generalin ölümüyle ortaya çıktı. Haber Cumhuriyet Gazetesinde yayımlandı. Yıl 1978-9 yıllarıydı. Marshall yardımıyla çocuklarımıza içirilen süttozlarının içine zekâ geriletici bir maddenin karıştırıldığı haberini bizzat okumuştum. Bu konu ne hükümet ne halk tarafından değerlendirmeye alındı. 1956 yılında hortlayan çocuk felçleri ve ABD ‘den alınan 12 milyon çocuk felci aşısı da tesadüf müdür?

Ülke yönetmek biraz da satranç oyununa benziyor, karşı tarafın her hamlesi mutlak surette sonraki hamlelerin yolunu açmak ve seni yıkmaya yönelik olduğunu bilmek bu kadar mı zordur?

Bu yazı toplam 159 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim