Binali Efe / KONUK YAZAR

Cumhurbaşkanımız Erdoğan diyor ki;

“Alevilik Ali’yi sevmekse benden ala Alev’i mi olur?”

Doğru diyor…

Ama eksik söylüyor…

Cumhurbaşkanı; Müslümandır.

Cumhurbaşkanı; Sünnidir.

Cumhurbaşkanı; din adamıdır.

Cumhurbaşkanı; siyasetçidir.

Cumhurbaşkanı; asrın lideridir.

…

Cumhurbaşkanı; Müslüman ama Türkiye de yaşayan milyonlarca gayri Müslim var…

Cumhurbaşkanı; Sunidir ama Türkiye de üç ayrı Mezhebe mensup inananlar vardır.

Cumhurbaşkanı; din adamı ama başka inanç da olanlar da vardır.

Cumhurbaşkanı; siyasetçidir ama başka siyasi düşünen siyaset toplumlar da var…

Cumhurbaşkanı; asrın lideridir ama başkaları da kendilerini lider olarak iddia edenler de var.

Cumhurbaşkanı etmiş olduğu yemin gereği, din, dil, ırk ve renk ayrım yapmadan, kayıtsız, şartsız vatandaşını ötekileştirmeden herkese eşit yaklaşmalı ve ADALETLİ olmalıdır…

Türkiye’nin resmi dini İslam’dır…

Eyvallah… Kimsenin bir diyeceği yoktur.

Ama…

Türkiye’nin resmi mezhebi SÜNNİDİR.

Ee… Diğer mezheplere inanan milyonlar hatta inanmayanlar ne olacak?

Cumhurbaşkanı Sünni olduğunu her fırsatta dile getirdiğine göre, nasıl tarafsız ola bilir ki?

Maliki Mezhebi,
Şafii mezhebi,
Hanbeli mezhebi,

Türkiye, Diyanet kurumunu sadece Sünni inancına göre dizayn etme ye devam ettiği süre, Sünni olmayan diğer inananlara haksızlık edilmiş olacağından dolayı bu kargaşa hiçbir zaman bitmeyecek…

Ayrıca; Müslümanlığı bölmek, parçalamak ve yönetmek, için Mezheplere bölünmesine,

Müslüman coğrafyasında kavgaların bitmemesine, kesilen kafaların ve akan kanların durdurulamaması,

Müslüman dünyasının terör yuvasına çevrilmesindeki en önemli etkenlerden birisi, hatta en önemlisi Müslümanlığı mezheplere bölünüşüdür.

Peygamberimizin hakka yürüyüşünden sonra, bugün dahi bile; yaşamış olduğumuz karmaşıklık ve Müslümanların biri birlerini öldürmelerin altında yatan gerçek Müslümanlığın Mezheplere bölüşülmesidir…

Müslümanlar arasında kavgayı azaltmak ancak ve ancak Mezheplerin saf dışı bırakılmasıyla veya mezhepler arası diyalogları geliştirerek ötekileştirmeyi azaltmakla mümkündür.

Müslümanlar arası asırlık kavgaların bitmemesinin ana temel unsuru mezhepçilik olduğu göre;

ALEVİLER, İslam’ı tıpkı Hz. Muhammet ve Allah’ın Arslan’ı Hz. Ali dönemindeki gibi; Şerden, kavgadan, kincilikten, dincilikten, ayırımcılıktan, özellikle MEZHEPCİLİKTEN uzak Adaletli ve kula kul olmadan İslam gibi yaşamak ancak Hz. Ali’yi sevmektir.

Aleviler de tam da bunu yapmaktadır…

(Binali EFE)