Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

Görüntü kirliliği kavramı; geniş açılımda hızlı yapılaşmanın uzantısında sıklıkla gördüğümüz olumsuzluklar.

            Önceki yıllarda işlek merkezlerde görmeye alıştığımız görüntü kirliliği artık tüm ilçelerde kendini ‘’fazlasıyla’’ gösteriyor.

            İlçelerdeki görüntü kirliliği öyle bir boyuta geldi ki cadde ve sokaklar billboardlar ve megalighler artık ilçelerde de en büyük sorun olmaya devam ediyor.

            Bunun yanı sıra kaldırım işgalleri, tabela kirliliği ile gün ısıların çatılarda oluşturduğu kirlilik kent estetiği ile tezat görüntüler oluşturuyor.

            Kent merkezine gelince…

            Antalya’nın adeta her köşesinin billboard ve megalightlerle görüntü kirliliğine dönüştüğü bilinen bir gerçek.

            Öyle bir noktaya geldik ki her cadde ve sokakta bu görüntü kirliliği doruk noktaya çıktı.

                        Görüntü kirliliğini, gürültü kirliliği takip ediyor.

            Öyle ki; 100. Yıl, Güllük, Kazım Özalp Caddesi, Meydan ve Burhanettin Onat Caddesi kelimenin tam anlamıyla kaldırım işgalleri ve görüntü kirliliği kıskacı altında.

   Antalya’yı her anlamda bir Dünya şehri olarak değerlendirmek için tüm sorunlarını aşmış bir şehir profilinden söz edebilmeliyiz.

            Kaldırım işgalleri, otopark sorunu başta olmak üzere bir çok olumsuzluğu zaman zaman köşeme taşıyorum.

            Doğal doku ile barışık projeleri daha çok kent sinerjisine taşımalıyız.

            Özellikle şehir merkezindeki otopark izdihamına bir formül bulunmalı.

            Güllük, 100. Yıl ve Şarampol caddesi gibi alanlardaki otoların gelişi güzel park etmesiyle oluşan görüntü kirliliği önlenmeli.

            Bilboard şehri haline gelen Antalya’da her direğin, köşe başının reklam panolarıyla donatılması da görsel kirlilik oluşturuyor.

            Görüntü kirliliği olgusu çok geniş kapsamlı bir sorun…

            Her cadde ve sokakta görmeye alıştığımız billboardlardan tutun da, kaldırım işgallerine kadar çok geniş bir yelpazede görüntü kirliliğini düşünebiliriz.

   Acilen kent estetiğinin sağlanması adına acilen projeler geliştirilmeli…

            Daha çok çevreci proje, daha çok yeşil doku ile ‘’barışık’’ yatırımlar hayata geçirilmeli.

            70’li ve 80’li yıllardaki yeşil Antalya’yı bu ihmaller zinciri ile kaybettik ama hiç olmazsa elde kalan sayılı doğal alanları koruyabilmeliyiz…