Bugün 25 Eylül 2025 Perşembe
  • Antalya19 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    4987.389
    %0.17
  • Dolar
    41.4538
    %0.03
  • Euro
    48.6273
    %0.51

HALİL ERDEM / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
HALİL ERDEM / KONUK YAZAR

ÇAN VE MÜZİK

24 Eylül 2025 Çarşamba 23:17

Teke yöresinde keçinin dağlarda hüküm sürdüğü zamanlarda çan üretimini en çok yapan belde Dirmil yani bugünkü adıyla Altınyayla’daki çan atölyeleriydi.

Neden çan yalnız bu ilçede diye soracak olursanız: Fetiye’den, Dalaman’dan Antalya’dan yaz aylarında gelen sürüler Dirmil yaylalarında harman olurdu. Bu nedenle çan ihtiyaçtan oluşan bir üretimdi. Dirmil’de üretilen çanlar kendi iç  satılırdı. Dirmil’de çan üreticiliği ekonomiye önemli bir katkı sağlamaktaydı. Bütün bunlar keçi yasaklanmadan önceydi tabi.

Altınyayla Burdur’un en uzak ilçelerinden biridir. Fetiye, Antalya, Denizli üçgeninin ortasında, 1370 rakımlı şirin bir yayla ilçesidir. Kireççilik, tarım makineleri üretim atölyeleri, çancılık, mantarcılık ve de Kırkpınar Güreşlerinin rövanşının yapıldığı Yağlı Güreşler diyarı; diğer yandan sipsinin, curanın Yörük türküleriyle yankılandığı folklor zenginliği olan, kültürel bir ilgi alanıdır Dirmil. Bu çok yönlü zenginliği olan ilçenin bu hafta size yalnız çancılığından ve müziğe etkisinden söz edeceğim.

Çanı bilmeyen görmeyen pek yok gibidir. Çan demirden yapıldığı gibi bakır alaşımlı metallerle de yapılır. Çanın ölçülerine göre yuvalar vardır. Metal saclar yuvalarda eğilip bükülerek şekil verilir. İçine ahşap bir dil takılır. Çift dilin de takıldığı olur.

Dirmil’de üretimleri azalsa da halen çancı üç atölye var. Atölye başı günlük üretim 20 ile 60 arasında değişmekte. Bu sayı çanın büyüklüğüne de bağlı. Bundan 20 yıl öncesi hayvancılığın daha çok olduğu dönemlerde günlük çan üretimi 150-200 dolayında imiş. Çalışan sayısı bugünün iki üç katıymış. Bu gün itibarıyla atölyelerde ortalama 3’er işçi çalışmakta. Çan ustalarından Çancı Ziya’ya, Çancı Muhtar Adnan’a ve çan ustalarından Veli Şener’e buradan selam söyleyelim.

Çan deyince insanın aklına hemen keçi, koyun sürüleri ve o çanların çıkardığı sesler gelir. O ses müzikal bir sestir, dev bir orkestrayı andırır. Develer, atlar, eşekler, inekler, koyunlar, keçiler çan sesiyle şenlendirirdi her bir yanı. Yörük göçlerinde devesinden eşeğine kadar, koyuna keçiye çan takılırdı. Özellikle bahar aylarında yayla göçlerinde bu görüntü ve çanların çıkardığı ses adeta karnaval havası verirdi.

Çoban ekonomik olanağına göre sürüsüne çan takar. Sürünün en yeye olanına, sürüye uymayanlara, sürüyü tutacak en tecrübeli uyumlu hayvana, sürüden sık sık ayrılana çan takılır. Kısaca çan dengedir. Atın çektiği kızaklara da, ata da çan takılır. Oynayan köçeklerin bellerine zil takılır. Burdur genelinde geleneksel orta oyundaki külcü karakteri beline çan takar. Tarlada çalışan işçilerin oraklarına da zil takıldığı görülür, çalışana ritim duygusu verir.

Dalaman’dan gelen göçerlerin deve kervanlarının en başında bir eşek ve ona bağlı bir düzine devenin boynunda çan olurdu.

“Bir oba kalkıp da yola koyuldu mu, hayvanların çanı başlarmış konuşmaya. Önden giden devenin çanı:

Benim ağam zengindir
Benim ağam zengindir
Benim ağam zengindir / diye ötermiş
Ortada giden devenin çanı:
Neden neden neden neden / diye ötermiş

Arkada giden devenin çanı da:
Ondan bundan
Ondan bundan
Ondan bundan /diye ötermiş 1

Devenin çanları çok renklidir: Develerde karın çanları, böğür çanları, hatap çanları, gözlük çanları, yüz
 ve yular çanları bulunur.

“Dirmilli ustaların elinden çıkma her demde, küçükten büyüğe doğru çanların adını sıralarsak: gıldırga, taka, kaba taka, zil, yedek, kaba yedek ve köşeli çan çeşitleri bulunur. Köşeli çan en az dört yaşındaki tekelere takılır. Çan sesleri, sürü ve çobanına doğal müzikal bir uyum sağlar. Koyuna takılan çanla keçiye takılan çan farklıdır. Çünkü koyun keçiye göre daha düz yerlerde ve genelliklegece otlar.

Dirmil’de çalgıcıların çoğunun geçmişi çobancılığa dayanır. Çobanlık sırasında yalnızlığını curasıyla, sipsisiyle, kavalıyla paylaşır. Çobana sürünün çan sesleri ilham verir. Bu bağlamda yöre sanatçıları, curalarından çıkardıkları sesler ile yaylımdaki keçi sürülerinin onlarca çan sesinden gelen ritim ve ezgiler sanki aynı senfoninin içinde nefes alan çalgılar gibidir. Özellikle icra edilen boğazlar, kırık havalar bana taş başında boynundaki köşeli çanla kaşınan tekeyi, dereye koşan bir sürünün çan seslerini duyduğumu sanacak kadar yaşamın içinden otantik ezgileri, ritimleri ve Dirmil’e özgü bir tınıyı bulurum.” 2

“Sürüdeki çan orkestrasının görkemi gecenin karanlığı ve sessizliğinde kulağa çok hoş gelir. Birçok kez bestecilerin özellikle bu ortamı dinlemeleri gerektiğini düşünmüşümdür.” 3

Kendi köyümde çocukluğumda tanıma olanağı bulduğum “çan hırsızı” çan sesine tutkun, adeta çanlara âşık bir çoban vardı. Bu çoban komşu sürülerin çanlarında tınısıyla, ses rengiyle kulağına takılan bir çan olursa, sürünerek sürünün içine girer, bir şekilde hayvanın boynundan çanı söker alırmış. Kendi sürüsünün yatak yerine geldiğinde ipte çamaşır gibi asılı duran diğer çanların arasına çanı asarak rüzgârda onların çıkardığı sesleri dinlermiş. Bu çobanı, Türk caz sanatçısı Okay Temiz’i tanıdıktansonra daha iyi anladığımı söyleyebilirim.

 Dirmilli saz ve ses sanatçısı Emin Demirayak’ın türküsünde çanlar şöyle yer almıştır: Devesi var çansız gerdanı var bensiz / ben olamam sensiz sen de durma bensiz.

“Aynı topraklarda çobanlık yapan yüz gözlü çoban Tanrı Argos Panoptis sürülerini yüz gözüyle takipederken, Dirmil  çobanları sürülerine taktıkları yüzlerce çan sesiyle takip ediyor,” 4 diyelim ve farklı zamanları aynı mekânda birleştirerek post-modern bir yaklaşımla çanın önemini anlatmış olalım.

1 Saffet Uysal Çan 2006 sy.5- 14
2 Halil Erdem Karacaoğlan Geleneğinde Dirmil Güzellemeleri Çan ve Müzik
3 Saffet Uysal Çan 2006 say. 11
4 Halil Erdem Dirmil Ömürcüsü Şifacı Keçiler Bölümü

Bu yazı toplam 173 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim