ÖMER YETGİN / BUGÜNLÜK

          Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki; Cumhuriyetin değerini ve önemini artık çok daha iyi anlıyoruz…

          Özellikle bugün gördüğümüz manzarada çağdaş yaşam kriterlerinin odak noktası olan Cumhuriyet’in varlığı şüphesiz ki çok büyük önem taşımaya başladı.

          Cumhuriyet  ışığı; her geçen gün ve yıl çok daha aydınlıklar sunuyor bugünümüze ve yarınlarımıza…

   29 Ekim 1923’de kurulan Cumhuriyet; her yönüyle çağdaş bir yaşamın kapılarını sonuna kadar aralarken, bir anlamda da ülkemiz kısa sürede büyük bir değişimi başaran örnek bir ülke haline geldi.

          Aklı, mantığı, bilimsel verileri, çalışmayı, üretmeyi, paylaşmayı ve birlikte yönetimi ön plana çıkaran Cumhuriyet’te daha güzel ve çağdaş bir yaşamın somut yansımaları var…

          Kan gölüne dönen Ortadoğu’da cehaletin kol gezdiği bir ortamda Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının büyük bir destan yazarak kurduğu Cumhuriyet; aydınlık meşalesiyle yönümüzü çağdaşlığa ve yeniliğe çevirmeye devam ediyor…

  Evet… Bizi biz yapan çok önemli değerlerimiz var. Milli duygularımızın doruk noktaya ulaştığı milli bayramlarımız içerisinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın çok ayrı ve anlamlı bir yeri var.

Büyük  Önder Atatürk’ün en büyük mirası Cumhuriyetimiz tam 99 yaşında.

Çağdaş, uygar, özgür, yenilikçi ve değişime açık bir yönetim biçimi olan Cumhuriyeti her geçen gün biraz daha iyi anlıyoruz…

          Ay – Yıldızlı bayraklarla evlerimizi, işyerlerimizi, caddelerimizi, sokaklarımızı donatıp, Cumhuriyeti doya doya yaşadığımız ve özümsediğimiz bugünde, yine çok farklı duygular içerisindeyiz…

Cumhuriyet coşkusunu içerisinde bulunduğumuz süreçte çok daha iyi anlıyor ve yaşıyoruz. Bizlere bu duyguları ve mutluluğu yaşatan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına duyduğumuz özlem her geçen yıl bir kat daha artıyor…

29 Ekim 1923 tarihinden bugüne geçen süreçte çok önemli mesafeler aldık.

          99 yıllık süreçte bugün Cumhuriyetimiz çok daha kökleşmiş ve önemi çok daha iyi anlaşılmış bir şekilde yeni ufuklara doğru yol alıyoruz.

          Her ne kadar içerisinde bulunduğumuz durum, sınırlarımızdaki gerginlikler ve Cumhuriyetin temel değerlerine, birlik ve bütünlüğümüze saldırılar artsa da, bu süreçten daha da “güçlenerek” çıkıyoruz.

          Düşman işgalinden kurtularak Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı 29 Ekim 1923’ten bugüne değin gelinen süreç; tüm dünya ülkelerine örnek olacak büyük bir misyonu da beraberinde getiriyor.

Büyük Atatürk bu devleti kurarken yıkılmaz kaleler inşa etti. Yıkılmaz kalelerin başında milletimizin birlik ve beraberliği geliyor elbette.

          Atamıza ve O’nun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne bağlılığımızı bir kez daha haykırıyoruz. Bizler biliyoruz ve inanıyoruz ki; Ata’mızın ilke ve inkılâpları bizleri sonsuza kadar aydınlatacak. Emperyalizme başkaldırarak, işgalci ülkeleri alaşağı eden, büyük badireler atlatan, dünyaya meydan okuyan milletimiz, Atamızın emanetine sonsuza kadar sahip çıkacak…

Eğitimden sağlığa, bilimden teknolojiye kadar her alanda önüne büyük hedefler koyan ülkemiz, Cumhuriyet ışığıyla yarınlara çok daha güvenli, çok daha kararlı ve azimli bakıyor.

          Cumhuriyet ışığı; çağdaş yaşamın güzellikleri ile etrafımızı donatırken, karanlıklar ve cehalet bu ışık karşısında çaresiz kalıyor…

          Cumhuriyet meşalesinin sonsuza dek yolumuzu aydınlatması dileğimle…