Elimizdeki doğal güzelliklerin ‘’farkına varamamak’’ gibi son derece düşündürücü bir yapımız var…
Bir çok ülkede olmayan doğal güzellikler fazlasıyla ülkemizde var.
Tarihi dokunun bu kadar iç içe olduğu, doğal dokunun bu denli özgün güzelliklere sahip olduğu sayılı özellikler ülkemizde ve dolayısıyla şehrimizde var.
Antalya’yı bir bütün olarak değerlendirdiğimde ilk aklıma gelen 649 kilometre uzunluğundaki sahil şeridi…
Ve elbette ki plajlarımız…
Deniz kirliliği ile ilgili zaman zaman sıkıntılar gündeme gelse de, özellikle sahillerimiz ve plajlarımız kıskandıracak özellikle.
Kaş ilçemizdeki adeta gizli cennet köşesi olan Kaputaş plajı da çok farklı güzelliğe sahip.
Bu anlamda, Antalya’nın hızla gelişen ve değişen ilçelerinin başında gelen ve Antalya’ya 190 kilometre uzaklıktaki Kaş ilçesinde bulunan Kaputaş Plajı, yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekerken, dünyaca ünlü plajın gelecek nesillere de aktarılması konusunda doğal güzelliğinin korunması gerekiyor.
Turkuaz renkli suları ve kanyon yapısıyla adeta göz kamaştıran Kaputaş plajının doğal dokusunun mutlak surette korunmasını isteyen Antalyalılar, 649 kilometre sahil şeridine sahip Antalya’nın başta Kaputaş plajı olmak üzere sahillerinin çevre kirliliğinden arındırılarak ve doğal dokusunun korunarak gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini her fırsatta dile getiriyorlar.
Sit alanı içerisinde bulunan Kaputaş plajının çevre temizliği ve deniz temizliği konusunda daha titiz çalışmalar yapılmalı.
Bildiğiniz üzere, Konyaaltı plajında kısmen görülen çevre kirliliği Kaputaj plajında da yaşanmamalı. Şehir merkezine uzak konumda olan Kaputaş plajı daha az ziyaretçi ağırladığı için çevre kirliliği tehtidi kısmen daha az olsa da bu nadide plajı koruma konusunda daha titiz davranmalıyız.
Kaş ilçesi Antalya’nın son yıllarda en hızlı değer kazanan ilçelerinin başında geliyor. Bunun nedenlerinden birisi de denizinin ve plajlarının temiz olması. Kaputaş plajı bu anlamda Antalya’nın da tanıtımına çok büyük katkı yapıyor.
Bu eşsiz güzellik itinayla korunmalı ve doğal dokusu bozulmamalı…
Tabi bunu yaparken, Antalya’daki Konyaaltı ve Lara sahillerindeki kirliliğe de izin vermemeliyiz.
Bu yazı toplam 502 defa okunmuştur.