- IMKB
% - Altın
3997.84
%-1.74 - Dolar
38.4574
%-0.13 - Euro
43.6819
%-0.21
- 11:43 - Boğaçayı’nda yeni canlı türlerine yakın takip
- 10:23 - Antalya’da iki marketin fiyat rekabeti ekmeği 6 TL’ye kadar düşürdü
- 09:43 - 12.türk Tıbbi Onkoloji Kongresi’nde Yapay Zekâ Hastaların Umudunu Resmetti
- 18:23 - Isparta’da son 3 yılda 180 bin meyve fidanı toprakla buluştu
- 16:43 - ATB Meclis Başkan Vekili Bülbül: "İhracat için radikal politikalar geliştirilmeli"
- 16:43 - Kamp, karavan, outdoor, tiny house sektör liderleri Antalya’da
- 16:08 - Şakiroğlu: "Avrupa’da elektrik kesintileri bölgemize ilgiyi artırır"
- 15:13 - Korkuteli’de 156 hacı adayı için uğurlama töreni yapıldı
- 12:53 - GENÇOSD’nin yeni başkanı Ebubekir Tulpar oldu
- 12:45 - Türk-İş'ten Antalya'da 1 Mayıs'a davet var
- 12:23 - Muhtarlar talep etti, Kotan yanıtladı
- 12:23 - Büyükşehir’e ait toplu ulaşım araçları 1 Mayıs’ta ücretsiz
- 11:43 - Antalya Büyükşehir’den indirimli su tarifesi
- 11:38 - Antalya Arkeoloji Müzesi’nin renkli nöbetçileri tavus kuşları
- 11:18 - Başkan Uysal: "Sporu bahis sektöründen kurtarıp mahallelere yaymalıyız"
Gürsel Kaya





DOSTOYEVSKİ VE ATAOL BEHRAMOĞLU
Geçtiğimiz günlerden birinde, Akra Barut Otel'in organize ettiği etkinlikte Ataol Behramoğlu'nu dinledik. Dostoyevski'yi anlattı. Yoğun bir katılım vardı. Katılımcıların büyük çoğunluğu, sanırım Dostoyevski için değil de Behramoğlu için gelmişler gibiydi. Bunu kendisi de dillendirdi zaten bir ara.. Biz sandık ki; Behramoğlu tam bir Dostoyevski hayranı. Oysa hiç de öyle değilmiş. "Benim favori yazarım değil Dostoyevski" diyerek söze başladı. Eserlerinden örnekler vererek, konuşmasını sürdürdü. Ecinniler'i zor bitirdiğini, Budala'nın ve tüm eserlerinin gereksiz kişilerle doldurulduğunu, Suç Ve Ceza'da katile bile isteye cinayet işletildiğini ve eseri oldukça didaktik bulduğunu belirtti. Yeraltından Notlar'ın ismiyle müsemma olmadığını ifade ederek ve Dostoyevski benim favori yazarım değil, ben olsam böyle yazmazdım diyerek bir kez daha üstüne basa basa olumsuz düşüncesini vurguladı. Gereksiz uzatmalardan ve gereksiz şahıs kadrosundan şikâyet ederek, eserlerin çok hızlı ve çalakalem yazıldığından dem vurdu. Çok ve çabuk yazmasını da, yazarın kumar düşkünlüğüne, boçlarına ve paraya olan ihtiyacına bağladı. Yazarı, Tolstoy ile kıyasladı. Tolstoy'un muhteşem psikolojik tahlillerine Dostoyevski'de rastlanmadığına, bunun kendisi için büyük bir eksiklik olduğuna değindi. Sâdece Tolstoy'la da kalmadı; Puşkin, Gogol ve Gorki ile de kıyasladı yazarı. Ve yazara ait olduğu söylenen "Hepimiz Gogol'ün paltosundan çıktık" sözüne kendisinin, araştırmalarında rastlamadığını, bunun bir tevatür olduğunu belirtti. Ancak Gogol'ün Rus ve Dünya Edebiyatı üzerindeki etkisini de söylemekten geri kalmadı. Dostoyevski'nin eserlerindeki tarzı pek tasvip etmediğini ve eserlerini çok benimsemediğini anlatan Behramoğlu, her iki cümlesinin birinde de yazarın, dünya çapında tanınmış, önemli bir yazar olduğunu ifade etmekten kaçınmadı.. Peki bu bir çelişki değil miydi? Dünya çapında tanınmış, önemli bir yazarı onaylamamak! Ya da çok beğendiği ve favori olarak gördüğü Tolstoy'u değil de Dostoyevski'yi seçmek konu olarak! Bunda bir çelişki yok muydu? Bir dinleyicinin dikkatinden kaçmamış ki, bu soruyu yöneltti kendisine. Kendisi de " Benim için çok önemli olmayabilir. Eserlerini çok beğenerek okumayabilirim, okurken bunalabilirim. Ancak bu durum, yazarın Dünya Edebiyatı içindeki önemini etkilemese gerek. Bu önemine istinaden seçtim Dostoyevski'yi" diyerek cevapladı soruyu. Salondakilerin pekçoğu bu cevaptan tatmin olmasa da bizce haklıydı... Bizim için çok önem arzetmeyen ya da eserlerini okumakta güçlük çektiğimiz, bize göre olmayan pekçok yazar ya da şâirin eserleri tüm dünya dillerine çevriliyor. Çevrilmekle de kalmıyor; bazıları sıkça Nobel Ödülü alıyor. Orhan Pamuk, bunlardan biri olsa gerek... Dostoyevski ile ilgili konuşması bizi pek tatmin etmese de; genel olarak konuşma tarzıyla, son kitabından okuduğu şiirlerle Behramoğlu mükemmeldi. Yâni her zaman dinlenebilecek bir aydın, her zaman okunabilecek bir şâir.. Antalya'ya sıkça gelmesinde yarar var. Sâdece edebî konularda değil, toplumsal konularda da insanımızla sık sık buluşmasında yarar var. Sosyal çalkantıların ve değişik dönemlerin içinden gelmiş, toplumu iyi analiz etmiş biri olarak Behramoğlu'na her zaman ihtiyacımız var. Zaten edebiyatımızın ve edebiyatçılarımızın bir bir gittiği bu günlerde geriye kim ya da kimler kaldı ki??? Sağlıcakla kalın...
Yeni projeler ve teşvik gerek…Ömer Yetgin
Roma Yolunu YürüdükKahraman Köktürk
YENİ TREND; SEKÜLER MİLLİYETÇİLİKEşref Ural
Fuarlar ve sosyal faaliyetlerMustafa Yetgin
Deprem gerçeği ve toplanma alanlarıİSA KAVLAK
İDİL URAL ÇOĞRAFYASI’NIN KADİM SAHİPLERİMuharrem Yellice
SANAL OFİSRaziye Gök Aktaş
HEYBEDEKİ BÜYÜK TURP:TÜRKİYEGürsel Kaya
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
Bakü’de iklim anlaşmazlığı: Dünyayı kirletenlerin YüzsüzlüğüMustafa Yıldıran
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
Atb Meclis Başkan Vekili Bülbül: "İ̇hracat İçin Radikal Politikalar Geliştirilmeli"
Kamp, Karavan, Outdoor, Tiny House Sektör Liderleri Antalya’da
Şakiroğlu: "Avrupa’da Elektrik Kesintileri Bölgemize İlgiyi Artırır"
Gençosd’nin Yeni Başkanı Ebubekir Tulpar Oldu
Tzob Genel Başkanı Bayraktar: "Gençleri Tarımda Tutamıyoruz, Mülteciler Olmasa Bu İşi Götüremeyeceğiz"
Kardelen Soğanlarının Doğadan Sökümü Yasaklandı
Gazipaşa’da Sezonun İlk Kiraz Hasadı Yapıldı
Antalya Sürdürülebilir Turizmin Yeni Lideri Oluyor
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim