Bugün 03 Kasım 2025 Pazartesi
  • Antalya14 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    5406.886
    %-0.11
  • Dolar
    42.0359
    %-0.11
  • Euro
    48.4767
    %-0.34

ALİ İHSAN DİLMEN / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
ALİ İHSAN DİLMEN / KONUK YAZAR

AMİGOLUK YAPMAZSAN DÜŞMANSIN!

03 Kasım 2025 Pazartesi 13:55

Amigoluk, sporun bazı kollarında seyirciyi coşturmak için çaba gösteren kişiler için kullanılan bir sıfattır.
Amigoların görevi bununla sınırlıdır.
Ve onlar yaptıkları işten memnundurlar.
Takımlarını coşturdukları için hem taraftar, hem kulüp yöneticeleri onları sever.
Bunu niye yazdım?
Uzun süren Ak Parti iktidarından muzdarip olan muhalifler, Ak Parti iktidarının gidişatından memnun olmadığı için ayrılıp parti kuran, iktidara muhalefet eden siyasetçilerden, kayıtsız şartsız muhalefetin iri partisi CHP'nin dümen suyunda gitmelerini, CHP'nin değirmenine su taşımalarını, hatta mümkün olan her zeminde CHP lehine “amigoluk” yapmalarını bekliyorlar.
Bunu iki sebeple istiyorlar.
Birinci sebep, “Madem Ak Parti iktidarına, Erdoğan'ın  tek adamlığına karşısınız, o halde muhalifliğinizi çok kuvvetli bir şekilde yapın, iktidarın içinde bulunduğunuz zamanların özeleştirisini yapın, gizli işlerini deşifre veya itiraf edin ve kesinlikle bu tutumunlarınızdan vazgeçmeyin!”
İkinci sebep,  Ak Parti içinden çıkan muhaliflerin söylemleri üzerinden kararsız seçmene “Bak biz eleştirilerimizde haklıyız, çünkü içlerinden çıkanlar da benzer eleştirileri yapıyorlar.” diyerek kendilerine haklılık  ve siyasi kazanç alanı açmak.
Evet, iktidarın içinden çıkanlar da muhalefet yapıyor ama sözlerinin dinlendiğini gördüklerinde ve gerekli adımların atılması durumunda memnun olacaklarını söyledikleri zaman kendilerine yöneltilen “Çağırırlarsa döner misiniz?” sorusuna hemen hemen “Böyle bir çağrı olursa, çağrının içeriğinin ne  olacağı” önemlidir demelerine rağmen, bu rezerv görmezden gelinerek hemen yargısız infaz yapılmakta, troll ağzıyla hakaretler edilmektedir.
Ama bir taraftan da, “Bunların oyu yok, zaten CHP'nin oylarıyla milletvekili seçildiler” tezini ileri sürerek aşağılıyor, CHP’den milletvekili çalmakla suçluyorlar.
Bu çevreler her ne hikmetse,  Ak Parti'den ayrılarak muhalif siyaset yapan lider ve partilerin kesinlikle Ak Parti ile hiçbir şekilde irtibat kurmalarını istemiyor ve bunu düşünmek dahi istemiyorlar.
Ötekileştirilmekten, kutuplaşmadan şikayet ediyorlar ama kendileri de bunu yapmakta tereddüt etmiyorlar.
Onlar istiyorlar ki, CHP'yi sıkıntıya sokacak hiçbir söylem ve eylemde bulunmasınlar.
Ya ne yapsınlar?
Sürekli Erdoğan karşıtlığı yapsınlar.
Muhalefeti desteklesinler, muhalefete muhalefet etmesinler.
Niçin?
Ancak bu şekilde iktidar yıpranır da onun için.
Peki sormak sormak ve düşünmek gerekmez mi, bu liderler ve siyasi ekipler niçin parti kurdular?
Niye, CHP'ye katılmadılar?
Çünkü, ülkenin karşılaştığı sorunları CHP'nin çözeceğine inanmıyorlar.
Hatta, ülkenin yeni bir rövanşizmle karşı karşıya kalmasını da istemiyor, böyle bir tutumu toplumsal barış için tehlikeli buluyorlar.
Bu sebeple; Erdoğan iktidarının devlet kurumlarında yaptığı tahribat ve toplumsal hayatta yaptığı; hukuksuzluk, hukuksuzluğun doğurduğu adaletsizlik, talan, vurgun ve servet transferinin doğurduğu gelir adaletsizliği, toplumsal kutuplaşma ve ayrışma, siyasi ve kültürel rövanşizm gibi tehlikeli yol ve yöntemlerin sürme endişesini taşıyor ve  vatandaşlara üçüncü bir alternatif sunmanın gerekliliğine inanıyorlar.
Bu iddialarını her fırsatta dile getirdiler.
Ancak, kutuplaşan siyaset, günden güne keskinleşen toplumsal kesimlerin oluşturduğu tedirginlikten, hasılı kötü gidişten rahatsız olan ve kabaca “Kararsızlar”  dediğimiz ve yapılan anketlere göre %30’lara demir atan “Yorgun ve yılgın” bir kesime umut olmak için rızalarını aradılar.
Peki, aradıkları rıza ve desteği buldular mı?
Kesinlikle hayır.
Neden?
Çünkü parçalı durumdalar.
Çünkü kendilerini ifade edecek insan ve finansman gücünden yoksunlar.
Çünkü, dilleri net değil.
Çünkü, birbirlerine karşı samimi değiller.
Çünkü, kadroları uzun erimli mücadele verecek sabır ve kararlılıkta bulunmuyor.
Bu sebeple seçmen nezdinde tercih edilecek düzeyde güven veremiyorlar.
Altılı Masa ile bir mutabakat ve geçiş süreci oluşturulabilir mi diye çabaladılar olmadı.
Burada da yeterli güveni veremediler, iktidardan memnun olmayan, iktidara güveni azalan seçmeni iktidarı değiştirecek şekilde oylarını alacak düzeyde güven veremediler.
Sonuçta kafasında acabalar olan seçmen reyini kerhen de olsa Erdoğan'a ve ittifakına verdi.
Böyle yaptıkları için hedef tahtasına konuldular.
CHP ile işbirliği yapmakla suçlandılar.
Ne yazık ki, CHP listelerinden vekil seçilen “Tamahkar ve sahtekarlar” kurucusu oldukları partilerine ve onlara değer veren Genel Başkanlarını zora sokacak şekilde davrandılar.
Bütün bunlar üzerine bir kısım üst düzey CHP'li ve troller de bu partileri “Milletvekillerini çalmakla” hırsızlıkla suçladılar.
Ve seçimlerde alınan sonuç karşısında CHP yönetimi Altılı Masa'yı dağıttı.
Partilerle ittifakı sürdürmek yerine seçmenlerle ittifak yapacağını ifade edip “Türkiye İttifakı” söylemiyle yerel seçimlere gitti.
Ve seçimden 1. Parti olarak çıktı.
Yerel Seçim sonuçları CHP hanesine yazılacak bir başarıdır.
Bu hakkı teslim etmek gerekir.
Ancak bu başarı Genel Seçimlere yansır mı?
İşte bunu bilmiyoruz.
Bunun sağlamasını, yapılacak ilk seçimde görecek ve yapacağız.
Şimdilik tek başına bunu başarması mümkün görünmüyor.
Öyle veya böyle ittifaklar gerekecek.
Kaldı ki, şu anda CHP içinde gün yüzüne çıkan iç çatışma, güven konusunda tereddütler oluşturuyor.
Bunun da iki sebebi var.
Birinci sebep, parti içi çatışmalar.
İkincisi siyasi operasyon olmasına rağmen, CHP'li belediyelerde yaşanan yolsuzluk iddiaları..
Bütün bunlar olurken Erdoğan, CHP tek rakibim olsun diye siyasi mühendislik yapıyor, CHP'yi hem yalnızlaştırıyor, hem yargı yoluyla itibarsızlaştırmaya çalışıyor.
Diğer taraftan geçmişte yok saydığı, görmek istemediği, yokluğa mahkum etmek istediği 
milliyetçi, muhafazakar, demokrat kesimlerin siyasi varlıklarını “kabullenmiş ve razı olmuş” görüntüsü veriyor.
Meclis açılışında servis edilen fotoğraf ve 29 Ekim resepsiyonu ile Saray/Külliyeye’de yapılan davet ve tekrar servis edilen fotoğraflar üzerinde yapılan yorumlar ve üretilen dedikodularla bunu destekliyor.
Bu görüntülerin Erdoğan karşıtlarında oluşturduğu tedirginliğin, korkunun ürettiği sorunlar ve sorular üzerine sayın Ahmet Davutoğlu'nun “Devletin zor durumda olduğu ve kendisinden destek istendiği durumda yetki ve sorumluluk çerçevesi belirli şartlar yerine getirildiğinde görevden kaçmayacağı” şeklinde verdiği cevap “Erdoğan'a göz kırpmak, iktidara yanaşmak” olarak değerlendirilip, Davutoğlu haddi aşan yorum ve suçlamalara muhatap olmakta..
Bana göre böyle bir teklifin gelmesinin ötesinde, verilen fotoğraflar, Erdoğan'ın dün yok saydıklarından “medet umar duruma düşmüş” olduğunu gösterir.
Kolay değildir dün “Yok saydıklarına muhtaç duruma düşmek.”
Hele kendini her şeyi belirleme kudretinde gören Erdoğan için.
Sadece Erdoğan değil, destekçilerinden bazıları için de bunu kabullenmek mümkün değildir.
Sayın Ali Babacan'ı ekonomi yönetiminin başında, Ahmet Hoca'yı Cumhurbaşkanı Yardımcılığına layık gören yaklaşım ve ortaya atılan sorular bir davet içermiyorsa bile iktidarın toparlanması için akla geliyor olması bile, Erdoğan ve İktidarı tarafından işlerin çok kötüye gittiğinin kabulü ve çözüm için çare arayışının işaretidir.
Sular nereye akar, nasıl durulur bekleyip göreceğiz.
Temennim, Erdoğan ve CHP dışında yeni yolların ve çekim merkezlerinin oluşmasıdır.
Diğer muhalif partiler seçim meydanlarında CHP'nin  “Amigoluğu veya İktidarın düşmanlığını” yapmak zorunda değildirler.
Yapılması gereken, siyasi milliyetçi bloğun toplanarak ortak seçime girmeleri, muhafazakar demokrat blogun da benzer  şekilde birleşmesi, her iki kesimin topluma alternatif politikalar oluşturulduğuna dair güven vermeleridir.
Üçüncü yolun inşası başka türlü mümkün görünmüyor.
Hem Muhafazakar demokrat blok, hem siyasi Milliyetçi blok kararsızlarda oluşan beklentiyi doğru okumalı ve cevap üreterek, rızalarına talip olmalıdırlar.

Bu yazı toplam 433 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim