Bugün 04 Ekim 2025 Cumartesi
  • Antalya20 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    5207.217
    %0.00
  • Dolar
    41.6527
    %0.07
  • Euro
    48.9302
    %0.00

EŞREF URAL / JOURNAL-KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
EŞREF URAL / JOURNAL-KONUK YAZAR

ASLINDA HERKES AYNI PARTİDE!

03 Ekim 2025 Cuma 23:36

Son yıllarda bazı dostlarım bana “ne işin var o partide, ne işin var şu partide” diye takıldıklarında, ben de onlara ironik bir şekilde ve hınzırca gülümseyerek; “yahu zaten hepimiz aynı partinin üyesiyiz, aslında tek bir parti var ve hepimiz oraya hizmet ediyoruz” diye cevap verirdim. Kuşkusuz onlar bu cevaptan tatmin olmazlardı, gözlerinden anlardım, ama ne yazık ki işin hakikati budur ve böyledir.

Aslında işin aslının ve esasının bu olduğunu Türkiye siyasetini yakından izleyen herkes, eğer isterse, çözebilir. Bunun için çok geriye gitmeye falan da gerek yok, son on beş yıla bakmak yeter de artar bile. Ama tek şart var, “eğer isterse…” Çünkü pek çok profesyonel ya da amatör siyasetçi işin hakikatini bilmek ve duymak istemiyor, istemez. Çünkü “bilmek” meşakkatli bir iştir, bir işin esasını gördüğünüz ya da öğrendiğiniz anda, er geç ama mutlaka gereğini yapmak zorunda kalırsınız. Ve hiç kimse işin “gereğini” yapmaya cesaret edemez, maliyeti çok yüksektir. Ömrünüzün bundan sonrasını yalnız ve tek başınıza geçirmeyi göze almanız gerekir ki, bu riski hemen hemen hiç kimse göze alamaz.

2003 yılında Tayyip Erdoğan’ın siyaset yapma yasağı Anayasa maddesi çiğnenerek TBMM çatısı altında kaldırıldı. Buna itiraz eden tek bir milletvekili çıktı mı? Hayır, çıkmadı. Meclisin yarısı hukukçu mebuslardan oluşuyordu ve hepsi de yapılan düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğunu bal gibi biliyordu, ama hepsi de “mıh gibi” sustular.

CHP ve MHP, 2014 yılında Erdoğan’ın karşısına Ekmelettin İhsanoğlu adında bir akademisyeni çıkarttı. Adını bir grup marjinal İslamcı dışında hiç kimse bilmiyordu, adım gibi eminim ki Kemal Kılıçdaroğlu da hayatında ilk kez aday yaptıklarında duymuştur. Peki o süreçte “Ekmek için Ekmelettin’e” bir tek CHP ya da MHP mebusu itiraz edebildi mi? Hayır, etmedi, edemedi. Çünkü bir yıl sonra milletvekili genel seçimleri vardı ve vekiller o seçimde yeniden meclise gelmek istiyorlardı, bu nedenle sustular, saklandılar.

2017 referandumunda seçim kanununa tamamen aykırı bir şekilde mühürsüz iki buçuk milyon oy sandığa girdi, sayıldı ve referandum çok az bir farkla kabul edildi. Peki o günlerde bu sonuca herhangi bir muhalif milletvekili ya da parti üst yöneticisi itiraz etti mi? “Bu bir suçtur, yanlıştır, milletin kaderi bu şekilde oylanamaz!” diye üstünü başını yırttı mı? Hayır, yırtmadı. Çünkü bir sene sonra milletvekili genel seçimleri vardı ve bütün vekiller tekrar meclise gelmek istiyorlardı, sustular, saklandılar.  

2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerine girilirken bütün anketler ve toplumsal hava, Erdoğan’ın kaybetme olasılığının çok yüksek olduğunu söylüyordu ve Erdoğan’ın tek şansının Kılıçdaroğlu!nun adaylığı olduğu görülüyordu. Peki ne oldu? Kılıçdaroğlu, neredeyse “milli mutabakat” kararıyla aday gösterildi. Kürtler, Türk milliyetçileri, solcular, sağcılar, İslamcılar, sosyalistler, liberaller… Yani “herkes” Kılıçdaroğlu’nu Erdoğan’ın karşısına çıkartmak için olağanüstü bir gayret sarf ettiler Sonuç? Sonuçta olan oldu. Cumhuriyetin 100. Yılında Cumhuriyeti oyladık ve çok şükür el birliği ile Cumhuriyet defterini kapattık.

Peki bütün bu olan biteni Cumhurbaşkanı Erdoğan mı kurguluyor, yazıyor ve hayata geçiriyor? Bana göre cevap hayır! Benim şahsi kanaatim odur ki, Erdoğan’ı da, CHP’yi de, Ak Partiyi de, MHP’yi de aşan bir finans-kapital gücü var ve bu küresel organizasyon Türkiye ve Ortadoğu ile çok yakından ilgileniyor. Ve bu nedenledir ki, hem ülke kamuoyunu manipüle ediyor hem de siyasi partileri kontrol altına alabiliyor.

Yazının başında ironik bir şekilde ifade ettiğim “parti” işte budur. Ve aslında hepimiz, farkında olsak da olmasak da, “o yapının”, yani “o partinin” üyeleriyiz, çünkü günün sonunda sadece ona hizmet ediyoruz.

Doktorlar iyileşmekten umudu kestikleri hasta için, “bırakın ne yerse yesin” derler. Ben de Türkiye siyasetinden umudunu büyük oranda kesmiş bir vatandaş olarak, “bırakın kim hangi partide takılırsa takılsın, zaten herkes aynı ‘partiye’ hizmet ediyor” diyerek mevzuyu bitiriyorum. Hepsi bu kadar.

 

Bu yazı toplam 709 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim