Betonlaşma yarışı; maalesef son 30 – 40 yıla damgasını vuran trajik bir konu!
Bir tarafta küresel iklim değişikliği, diğer tarafta tarım alanlarının imara yenik düşmesi, diğer tarafta her geçen gün geleceğini sorguladığımız, ancak yanıtını bulmakta zorlandığımız tarım sektörü.
Antalya 60’lı, 70’li yıllarda tarım şehriyken, 80’li yılların sonunda turizme yelken açtı ve hızlı dönüşüm betonlaşma yarışını tetikledi.
Antalya; hızla kabuk değiştirirken, doğal dokusundan da hızla uzaklaşıyor.
Tam da bu noktada iklim değişikliği ve küresel ekolojik dengenin bozulması bilinmeli ki herkesin, hepimizin sorunu…
Özellikle son 30 – 35 yıla damgasını vuran hızlı bir betonlaşma yarışı var ki bunu anlamak mümkün değil!
Bu anlamda Antalya hızla gelişen ve nüfusu artan bir şehir ancak; gelişirken ve değişirken kişi başına düşen yeşil alan miktarı ciddi biçimde azaldı.
Diğer taraftan doğayı; sadece sıcak yaz günlerinde akıllara getirmek, ağacın gölgesinden yararlanırken doğal dokunun ne denli önemli olduğunu anlayabilmek; geçici bir Yaz yağmuru gibi gelip geçici bir saygı ve sevgiyi ifade eder…
Olaya Antalya penceresinden bakarsak; Antalya ilk etapta yeşil dokunun yoğunlukta olduğu bir şehir izlenimi verebilir.
Ancak… Şehir merkezinde hızla yok olan doğal dokunun, birer birer azalan tarım alanlarının yarattığı kaygıyı ve endişeyi görmemek olanaksız!
Yeşil doku tahrip edilirken insanların endişesi yarınlara dair…
İnsanlar neden bir ağaç kesildi diye feryat eder?
Neden yeşil dokunun yok oluşunu gözyaşlarıyla izler?
Sonra da en doğal tepkisini ortaya koyar?
Çünkü yeşil doku; yaşam demek…
Yeşil doku; her geçen gün yaşanmaz hale gelen yaşam maratonumuzda sığınacağımız bir liman…
Bu limanı elbirliğiyle yerle bir edersek; huzur bulacağımız bir yer kalmayacak…
Yazımın başında da belirttiğim üzere, iklim değişikliği ve küresel ekolojik dengenin bozulması bilinmeli ki herkesin, hepimizin sorunu…
Her dikilen yeni binada bu acı gerçekle yüzleşirken, kişi başına düşen yeşil alan miktarını nasıl arttıracağımızın projelerine odaklanmalıyız…
Bunu yapamadığımız sürece sığ tartışmalar ve sonuç vermeyen projelerde kafa yorar dururuz!
Çevre dostu projelerin her geçen gün azaldığı bu kentte farkındalık yaratacak çalışmalar neden yok?
Antalya; deniz, sahil, güneş ve tarih potansiyeli ile bir süre daha popülerliğini sürdürebilir. Ancak; bu hızlı betonlaşma ve tarım alanlarının yok edilmesi tüm dengeleri bozacak gibi görünüyor…
Bu yazı toplam 62 defa okunmuştur.