Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

  En büyük eksikliklerimizden birisi de temel sorunları görmezden gelmemiz ve gündem değiştirme çabaları.

  Bugün ülkemizde ciddi sorunlar var ve maalesef bu sorunların çözümü noktasında somut adımlar gerekiyor.

  Asgari ücret gerçeği ile yazıma başlamak istiyorum. 17 bin lira asgari ücretle çalışanlar için ekonomik tablo gerçekten çok zor... Aynı şekilde emekliler için hayat şartları giderek daha da kötü bir tabloya dönüştü...

  17 bin liralık asgari ücret artık ev kirasını karşılayamaz hale geldi.

 Gelir eşitsizliği her geçen gün daha da derinleşirken, asgari ücretle çalışmak istemeyen işçiler başka seçeneklere yoğunlaşmaya başladı.

 Öte yandan  hayat şartlarının her geçen gün daha da zorlaştığı günümüzde kuşkusuz ki bu ekonomik sıkıntılar en çok emekliler ile asgari ücretle çalışanları etkiliyor.

            Şu anda ülkemizde SGK, Bağ- Kur ve Emekli Sandığı’ndan emekli olan toplam 17 milyon civarında emekli var.

            Emeklilerin ortak derdi yaşam şartlarının zorluğu ve emekli maaşlarının düşük olması.

            Ev kiralarının 15 bin liradan başladığı günümüzde ev kiralarının da altında bir emekli maaşı gündemden düşmüyor.

            Yazımın başında da vurguladığım üzere yaklaşık olarak 17  milyon civarında  emekli var. Bu rakam; hiç de yabana atılacak bir oran değil…

            Yıllarca devlet ya da özel sektörde çalışıp vergisini ödeyen, istihdama katkı sağlayan ve ekonominin gelişimi ve güçlenmesi için katkı koyan milyonlarca emekli gerçekten zor şartlarda yaşıyor.

            Hele hele asgari ücretten SGK’ya primi yatırılıp da düşük maaş alan emeklilerin durumu gerçekten içler acısı.

Çarşı – pazardaki enflasyon oranı yüzde 100'ün üzerindeyken ve her şeye zam gelirken emekli ve asgari ücretli çalışanların aldıkları rakamın stabil kalması büyük bir çelişki.

            Şurası bir gerçek ki günümüzde emekli maaşı ile geçinebilmek çok zor!

            Elektrik, doğal gaz, içme suyu giderleri zaten aldı başını gitti!

            Emekli maaşının elektrik, su, telefon ve ulaşım giderlerini bile karşılayamaz duruma geldiği ortada.

            Oysaki bu ülkede bir işsizlik gerçeği var. Her 4 kişiden 1’inin işsiz olduğu günümüzde işsizlik konusu da kanayan bir yara durumunda.

                                    Meyve ve sebze fiyatlarının baş döndürücü bir hızla yükseldiği, eğitim ve sağlık giderlerinin katlamalı arttığı günümüzde emeklilerin karın tokluğuna yaşamlarını sürdürdüğü ortada.

            Her zaman vurguladığım gibi kişi başına düşen gelir artmadığı sürece, çarşı – pazardaki enflasyon önce kontrol edilip sonra da düşmediği sürece emeklinin omuzundaki yük her geçen gün artıyor.

     Gelir eşitsizliğini düzeltmeden, ekonomik sıkıntıların ve işsizliğin çözümü mümkün değil.