Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

          Ekonomik veriler, enflasyon, satın alma gücü, kişi başına düşen milli gelir gibi tanımlar son yıllarda en çok duyduğumuz ve kullandığımız sözcükler olarak belleğimizde yer aldı.

          Bu tanımlara işsizlik ve yüksek fiyat artışlarını da eklemek gerek.

          Markete her gittiğimizde sürekli artan fiyatlar, maaşımızın erimesi ve satın alma gücümüzün giderek azaldığını görmek gerçekten hepimizi olumsuz etkiliyor.

          Bir de işsizlik sorunu var ki gerçekten düşündürücü…

          Şurası bir gerçek ki; yaşadığımız sorunlar ortak paydada hepimizin sorunu… Bu anlamda kent ve ülke sorunları ‘’farklılık’’ göstermez… Sonuç itibariyle genel ve yerel ölçekli sorunlar; olumsuz yansımasını bir bütün olarak gösterir.

          Çözülen sorunlar  hepimizi rahatlatan faktörler  olarak karşımıza çıkarken, örneğin işsizlik sorunu yerel ve genel sorunların başında gelmeye devam ediyor.

          İşsizlik… Çok trajik ve sosyolojik etkileri derin olan bir sorun…

          İşsizlik rakamları açıklandığında hep iş bulamayan gençlerimiz gözümüzün  önüne gelir…

          Çalışmak istediği halde iş bulamayan insanların psikolojisi gerçekten tanımlanamaz…

                   İşsizlik sorunu bu bağlamda özellikle genç nüfusu değil, her yaştan herkesi kapsıyor.

          Yani; emekli olan da yeni bir iş bulmanın derdinde, üniversiteyi bitiren de iş derdinde…

          Sorun; hepimizin sorunu…

          Ülkemizde işsiz sayısı “rekor” derecede artmış durumda.

          Geride bıraktığımız aylar ve yıllar istatistiki verilere dayalı olarak iç açıcı değil!

                   Çözüm bekleyen en önemli ve bana göre “kronik” bir duruma dönüşmüş olan sorun işsizlik ve satın alma gücünün tükenmesi.

          Bu sorunu “görmezden” gelmek ve her şeyin tozpembe olduğunu düşünmek; gerçeklerden kaçmaktan başka bir şey değil…

          Emekli olup da para yetmediği için, ailesini geçindiremediği için ek iş arayan emeklileri de düşündüğümüzde tablo oldukça karamsar…

          Bildiğiniz üzere Temmuz ayı itibariyle asgari ücret ve emekli maaşlarına artışlar yapıldı.

          3 bin 500 lira dolayında bir emekli maaşı alan bir emeklinin geçinebilmesi olası değil…

          Böyle bir tabloda genç işsizler ile emekli olup da iş arayanların çoğaldığı bir ortamda yeni yatırımlar, yeni fabrikalar hayati önem taşıyor.

          Tarım ve hayvancılığın gerçek anlamda teşvik edilmesi, üretimin canlandırılması ve bir yaşam biçimi haline getirilmesi gerekiyor…

          İşsizlik; yani yatırımlar, yeni iş kollarının arttırılması, tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi, KOBİ’lerin canlandırılması ile mümkün…

          Üretimin arttırılması, ihracatın arttırılması, marka değerlerin yaratılması, yeni yatırımların teşvik edilmesi, turizmde çeşitliliğin yaratılması, eğitimin daha nitelikli ve rekabetçi bir ortama getirilmesi, her alanda tasarrufun özendirilmesi gerekiyor.