Bugün 26 Nisan 2024 Cuma
  • Antalya18 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2427.694
    %-0.04
  • Dolar
    32.5699
    %0.15
  • Euro
    35.0032
    %0.66

Binali Efe / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Binali Efe / KONUK YAZAR

Huriler…

24 Ağustos 2022 Çarşamba 00:54

Müslümanlık dini, diğer üç kutsal kitaplı ilahi ve semavi dinlerden çok daha modern ve çok daha insana yakışır yaşanılacak bir dindir.

Öyle olmamış olsaydı yaratan İslam dinini göndermeye gerek görür müydü?

Bu durum karşısında Müslümanlar tüm diğer dinlerden çok daha modern, medeni, daha çağdaş olması gerekmez mi?

Ama öyle değil, öyle olmaları da çok uzak bir ihtimal gibi görünüyor… Zira okumayan, araştırmayan, eleştirmeyen bir toplumlar ilim ve bilimi yakalayamaz.

Gerçi eleştiri yapanlar da susturuluyor ya…

Bütün ilahi ve semavi dinler gibi Müslüman dini de günah işlemeyi, hırsızlık, ahlaksızlık ve haksızlık yapmayı yasak kılan ve kul hakkı yenilmemesini emir eder.

Gelin beraber çok kıssa bir kıyaslama yapalım.

Son 500 yıl içinde insana yarar sağlayan tüm keşif, icat ve teknolojinin gelişim ve insanlığın kullanımına sunanlar “kâfir” diye aşağıladığımız din mensupları yaptı.

Ne yazık ki, Müslümanlar 500 yıldır birbirlerini öldürmekle meşguller.

Veya, Alevi, Sünni, gibi anlamsız, lüzumsuz ve gereksiz ayrılıklar yaratarak kavga etmek için bahane arıyorlar.

İnsana saygı, hak, hukuk, adalet tüm diğer din mensuplarının tamamında olmasa da genel anlamda var olduğunu bilmekteyiz.

Peki Müslümanlarda var mı?

Tabi ki var ama olması gerektiği kadar yok…

Son yüz yıl içinde nerdeyse tüm Müslüman ülkeleri birbirini boğazlamak için adeta yarışıyorlar.

Tüm ülkeler kraliyetle idare ediliyor. Laikliği din düşmanlığı diye lanse ederek geleceklerini garantiliyorlar. Yani ülke vatandaşını kendi kulu ve malı

sayarak cahil bırakılarak cahil kalmalarını sağlamakla sülalesinin geleceğini sağlamlaştırıyorlar.

“Gâvur” diye nitelediklerinin icat etmiş oldukları teknolojiden yararlanarak refah içinde yaşarlarken, vatandaşlarına “Allaha en yakın olan fakirlerdir” diye yutturmaya çalışmaktadırlar.

Onlar ilim ve bilimle keşifler yaparken, bizim Müslümanlar ahiretle uğraşmaya devam ediyorlar.

Hırsızlık, ahlaksızlık, hadsizlik diz boyu.

Din, Mezhep, ırkçılık almış başını dört nala koşuyor.

İç savaşlarla kardeş kardeşin kanını döküyor.

Müslümanlığı bırakın insanlığa dahi yakışmayan her türlü ahlaksızlık, ancak ve ancak cahilliğin mahsulüdür, “sen her pisliği yap sonrada ben Müslümanım” de bu Müslümanlık dinine yakışmıyor.

Demek ki “lafla peynir gemisi yürümüyor”?

“En güzel, en ahlaklı din bizim dinimiz” demekle din güzelleşmiyor. Din uygulayıcısı sen ve ben olduğumuza göre dinimizi biz güzel ahlakımızla ve de çalışkanlığımızla güzelleştirmeliyiz.

Müslümansan ve Müslümanlığı yüreğinin derinliklerinden his etmedikçe Müslüman olamasın.

“En doğru insan, en güzel ahlak biz Müslümanlarındır” demekle de olmuyor.

Hiç şüphe yok ki; Müslümanlık dini en son tebliğ edildiğine göre, en modern, en çağdaş, en insancıl ve insanın yaşamına en uygun olanıdır. Öyle olmamış olsaydı yeni bir dine ne gerek vardı?

Müslüman dinini çıkarları için kullanan, yobaz ve çağ dışı zihniyetine sahip, örümcek beyinlilerin yüzünden bu hallere gelmesinin sebebi yine Müslümanım diyen hırsız, nursuz, alçakların ta kendileridir.

Müslüman ülke din adamlarının birçoğu Allah'ın emirlerinden ziyade iktidarların isteklerini yerine getirirler.

Bazı sözde din adamları tabanın uyanmaması için genellikle öbür dünya yani Ahirette ödüllendirileceğine dair telkinde bulunurlar.

Örneğin; Ortadoğulu Müslüman erkek toplumunun en büyük arzusu öldüğünde Cennete gitmektir.

Neden mi?

Dünyada yaşayamadıklarını Ahirette doyasıya yaşamak için.

Bu dünyayı değil de ahireti bu denli cazip kılan ne olduğuna gelince?

En büyük nedeni veya sebebi “Hurilerdir”.

Eh... 90 bin küsur caminin 130 bin din görevlisi, 13 milyar bütçeye sahip olan bilhassa “Cuma” günleri vermiş oldukları Vaiz’de Ahiret ihtişamını allıya pulluya anlatılmaya devam eden Diyanet, bırakın insanların aydınlanması için çabalanmasına tam aksine adamlar hurilere kavuşmaları için telkinde bulunarak kendilerine biat ettirerek kullarını çoğalmaktadır.

Binali Efe

Bu yazı toplam 2089 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim