Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlayan Antalya’nın ‘’iddialı’’ olduğu kulvarlar turizm ve tarım.
Aslında ‘’4 T’’ diye tanımlayacağımız, turizm, ticaret, turizm ve teknoloji konusunda ciddi atılımları olan, inovasyon yapılanmasındaki Antalya’da turizm ve tarım her zaman ön planda olmuştur.
Diğer sektörleri tamamlayıcı bir faktör olarak söyleyebilirim.
Pandemi dönemi de olmak üzere Antalya; yıllarca tarım ve turizm kimliğiyle ülke ekonomisinin adeta lokomotifi oldu…
Doğal olarak tarım denince akla Antalya geldi; ülkemizin meyve ve sebze ambarı olarak anıldı…
Ama artık Antalya’da tarım kan kaybetmeye başladı…
Antalya’nın tarımdaki potansiyelinin düşmeye başlaması ülkemizin tarımsal potansiyelini de etkilemeye başladı.
Yaz mevsiminde bile sebze ve meyve fiyatlarının bu denli yüksek oluşu, aslında çetin bir Kış sezonu geçireceğimizin bir işareti gibi de algılanabilir.
Bu noktada Antalya’nın tarımdaki kimliği ve rolü her geçen gün artıyor.
Turizmde ise Haziran ayının sonlarına yaklaştığımız bugünlerdeki rakamlar 2 yıllık bir pandemi durgunluğundan ve Rusya – Ukrayna savaşına rağmen ‘’umut’’ verici.
Turizmdeki hedefler bu anlamda yüksek.
Peki; Turizmde ülke ekonomisine her yıl milyarlarca dolar gelir kazandıran Antalya; hak ettiğini yeterince alabiliyor mu?
Vizyon proje eksikliklerini de göz önüne alarak yerel belediyelerin daha çok proje üretmesi şart.
Diğer taraftan altın yumurtlayan tavuk benzetmesinin yapıldığı Antalya; mega projelerle desteklenmesi gerek. Yerel belediyelerin bütçeleriyle turizmde ve tarımda bir ekol olmanın yolları daha çok zorlanmalı.
Ama; ne gariptir ki, turizmdeki yanlış planlama ve koordinasyonla milyonlarca turiste kapılarını açan, milyarlarca dolar geliri ülke ekonomisine kazandıran bu kent, alt ve üst yapı projelerini gerçekleştirebilme noktasında turizmden gerektiği gibi yararlanamıyor.
Bu temel eksiklik; çekim gücünü arttıracak projelerle desteklenmeli.
Antalya’ya kazandırılan her yeni yatırım çekim gücü demektir.
Bunun için de daha çok yatırım ve vizyon proje gerekli…
Bu yazı toplam 558 defa okunmuştur.