ÖMER YETGİN / BUGÜNLÜK

Yaşantımızda çoğu zaman unuttuğumuz en önemli konu birbirimizi anlayamaz olmamız...

Bunun en önemli sebebi iletişimsizlik...

İletişim ve bilişim çağında olduğumuz bu günlerde birbirimizi anlayamamanın nedenleri ve niçinleri hakkında kafa yormuyoruz.

Birbirimize çok gördüğümüz, söylemekten kaçındığımız yaşamın güzelliklerini adeta sakladığımız küçük ayrıntılar aslında ne kadar önemli…

Göstermelik dostluklar yerine, gerçekçi, içten ve doğal yaklaşımlar sergilemekten kaçındığımız an hayatın çok daha güzel olabileceğini göreceğiz.

Karşımızdakini kendimiz gibi görme eğilimini bir tarafa bırakarak, doğru olan, güzel olan yaklaşımı öncelikle kendimiz örneklemeliyiz.

Örneğin daha güne yeni başlarken sabah asansörde karşılaştığımız birisine “Günaydınlar, nasılsınız?” demeyi çok görmemek gerek.

Daha önce de yazımda dile getirdiğim gibi; içten bir “Merhaba”, ya da “Nasılsın?” gibi sözcükler; güncel yaşantımızın sinerjisini arttıran eğilimlerdir.

İçten bir merhaba ya da nasılsın gibi moralimizi güçlü tutan sözcüklere, tanımlamalara ne çok ihtiyacımız var gerçekten.

Karşılıklı anlayış, hoşgörü, saygı, sevgi ve özgüven…

İnanın bu kavramlara çok gereksinimimiz var.

Hele hele ekonomik şartların böylesine zorlaştığı günümüzde…

Pandemi dönemini yaşamaya devam ettiğimiz bu günlerde zaten birbirimizden giderek uzaklaştık! Hepimizde bir korku ve endişe hakim olurken ihmal ettiğimiz konulardan hızla uzaklaştık.

Karşılıklı sohbet ve güven hep ertelediğimiz olgular oldu.

Bir markette önünüzde duran birisinin sırasını size vermesi…

Sözcükler kadar; beden dili de çok önemli.

Bankadaki görevlinin işlemlerinizi gerçekleştirirken size karşı yaklaşımı…

Birbirimizi anlamanın yolu sağlıklı bir iletişimden geçiyor.

Bu güzel ve anlamlı yaşamsal kesitleri arttırmak mümkün…

Yer ve zaman farklı olabilir…

Önemli olan; olaylara hoşgörü penceresinden bakabilmeniz.

Güne iyi başlamak; bazen elimizde olmayabiliyor…

Yaşam maratonunun stresi, zorlukları, hatta imkansızlıkları bizi farklı bir atmosfere sürükleyebilir. Tüm bunlar yaşamımızın olağan kareleri.

Ancak… Tüm zorluklara inat, strese inat hoşgörüyü elden bırakmayalım.

Bu etki sürecine önce kendimiz inanalım…

Hoşgörü, sevgi, saygı ve içten yaklaşım yaşantımızı renklendiren en önemli kavramlar.

Bu güzellikleri yaşamak istiyorsak, ilk adımı kendimiz atalım…

Sürekli olarak ben haklıyım modundan kurtularak pozitif bir yaklaşım biçimi olan anlayış için ilk adımı kendimiz atalım.