BİNALİ EFE / KONUK YAZAR

Kadın dedin mi,birçokerkeğin aklına ilk gelen yatak odası vesekstir.

Kadınların tamamına yakını “Seni seviyorum” sözünü erkeğinden sadece yatakta sevişirken duyar.

Kadının ayrıcalığı sadece yatak odasında kocasının zevkini giderdiği andır. Birçok erkekseviştiği kadının, beraberliğinde tatmin olup olmadığı çok da umurunda değildir!

Erkek; Çocukların anasını, torunların ninesini, gözünün ışığını, evinin emektarı, hizmetçisi, bir zamanları yaşam kaynağı olan karısını yüz üstü bırakır sevgilisinin peşinde koşar…

En güzel aşk sözcüklerini ona en kıymetli hediyeleri karısına değil sevgilisine alır.

Hiç düşünmezler ki; Evdeki kadın annedir, derdinin ortağı, cefakâr ve fedakârdır.

Ama kadını anlayacak o erkekler nerde?

Bilhassa Laik, demokratik, hukuk devleti olan, Türkiye Cumhuriyeti’nin Müslüman erkekleri; “ Kadının hakkı dayaktır, kadın saçı uzun aklı kısadır, kadın dövülür de, sevilir de, kadın sadece seks objesidir “ diyen ahmak sürüler az değildir…

Buluğ çağında âşık olduğu sevgilisi uğruna hapis yatmayı bile göz önüne alan erkek, kadın sevgilisine kavuştuğu birkaç yıl sonra yeni aşklara yelken açmanın arayışına girer.

Erkek yaparsa hakkıdır.

Ya kadın?

Kadın erkeğin yaptığının yüz de birini yaparsa cezası ya dayak ya da ölümdür.

Dünya da her 15 saniyede bir kadın dövülmekte.

Her yıl 700 bin kadına tecavüze uğramakta.

2019 yılında (KCDP) hazırladığı rapora göre, Türkiye’de 474 kadın, kocası, sevgilisi, babası veya akrabası tarafından öldürülmüştür.

2002 ile 2019 yılı arası tespit edilen kadın cinayet sayısı 6885’dır…

Bazı erkekler var ya; Kadını sadece yatakta zevkini tatmin için sever.

Sonramı?

Erkek, över de, söver de, döver de. “ Dayak cennetten çıkmadır” diyen aşağılık komplesi olan erkeğin kendisini aldatma halidir.

Kadın erkek için sadece hizmetkâr.

Kadın çocuk doğuran seks objesidir.

Ne yazık ki; Kadını dövende, her türlü işkence çektirende, öldürende yabancı erkekler değil, kocası, kardeşi veya en yakın akrabasıdır.

İnsan haklarına saygı duymayan, ahlaksızlar var oldukça,

Demokrasi, hak, hukuk tanımayan, cahil cühelalar eğitilmedikçe,

Dini yanlış yorumlayan bazı yobazlar var oldukça,

“ Milyonlarca kadının mutlu yuvaların dadehşet verici dramlalar devam edecek”.

Halen dünyamızda dört milyonkadın iş ve seks kölesi olarak alınıp satılıyorsa,en büyük suç ve günah fiziksel ve maddi güce sahip olan erkeklerindir.

Devlet kadını korumak ve kollamak için bin bir çeşit kanun ve nizam çıkarmış olsa da her şey nafile! Zira ülkemizde din adına fetvacı ve Profesör olmuş birinin “ kadın erkeklerin kölesidir “ Başta devlet olmak üzere, aydın ve çağdaş kadın ve erkekler sesini çıkaramayacak kadar pısırıklarsa, kadın anaların köleliği devam edecek demektir…

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, dünya kadınlarının durumu kıssaca çarpıcı özeti budur.

8 Mart dünya kadınlar günü konuşulanların tamamına yakını “hikâyeden ibarettir”.

Bir arpa boyu ilerlememiş, örf, adet, gelenek, töre diye nice kadınlar cinayete kurban gitmektedirler!

Bu nedenle 8 Mart Kadınlar gününün kutlanacak hiçbir tarafı yoktur.

Ne demişti tüm zamanların şairi Nazım Hikmet:

Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek ne ayal, ne vebal

O benim kollarım bacaklarım başım

Yavrum, annem, karım, kız kardeşim

Hayat arkadaşım”

Binali Efe