Bugün 08 Mayıs 2025 Perşembe
  • Antalya19 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    4186.623
    %0.04
  • Dolar
    38.6419
    %-0.02
  • Euro
    43.7625
    %0.39
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
“Kapalı kapılar arkasındaki süreçleri kabul etmiyoruz”
08 Aralık 2021 Çarşamba 18:04

“Kapalı kapılar arkasındaki süreçleri kabul etmiyoruz”

Hazırlıkları tamamlandığı söylenen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun eğitimin paydaşlarıyla paylaşılmamış olmasını anlayamadıklarını belirten Türk Eğitim Sen Antalya 1 Nolu Şube Başkanı Oğuz Öztürk, kapalı kapılar arkasında süreç yürütülmesini kabul etmedikle

Hazırlıkları tamamlandığı söylenen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun eğitimin paydaşlarıyla paylaşılmamış olmasını anlayamadıklarını belirten Türk Eğitim Sen Antalya 1 Nolu Şube Başkanı Oğuz Öztürk, kapalı kapılar arkasında süreç yürütülmesini kabul etmediklerini vurguladı. Türk Eğitim Sen olarak, mesleğin statüsünü sağlam ve yasal bir zemine kavuşturacak, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıracak tedbir ve düzenlemeleri hayata geçirecek Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu desteklediklerini bildiren Öztürk, “Mevcut hak ve kazanımlarımızı riske atacak gelişmelere karşı da gereken her türlü hukuki ve demokratik hakkımızı kullanacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın” dedi.

 

Türk Eğitim Sen Antalya 1 Nolu Şubesi tarafından, Öğretmenlik Meslek Kanunu ve maaşlara ek zam talebiyle ilgili basın açıklaması yapıldı. Bugün Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen açıklamada Türk Eğitim Senliler, “Söz değil icraat bekliyoruz, 3600 ek gösterge sözü başka baharlara kalmasın, liyakati esas alan bir yönetici atama sistemi kurulmalı, 10 yılını dolduran öğretmenlere uzman, 20 yılını dolduran öğretmenlere başöğretmen unvanı verilmeli, öğretmenin itibarı MEB’in namusudur, çaresiz-sen çare Türkiye Kamu Sen, memurun hakkını savunamayanlar memurları temsil etmesinler, eğitim çalışanları bir bütündür eğitim öğretime hazırlık ödeneği bütün eğitim çalışanlarına verilsin” yazılı dövizler açtı. Türk Eğitim Senliler, “Haklı dava güçlü sendika, işte memur işte sendika, Türkiye sevdamız ekmek için kavgamız, memurun katili yandaş sendika, haklıyız güçlüyüz kazanacağız, hükümet duy sesimizi bu gelen memurun ayak sesleri, ek zam hakkımız söke söke alırız, ne mutlu Türküm diyene” sloganları attı. Açıklamaya Türk Eğitim Sen üyeleri ve 1 Nolu Şube yönetiminin yanı sıra Türkiye Kamu Sen Antalya İl Temsilcisi Yılmaz Danabaşoğulları, Türk Sağlık Sen Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Işıköz, Türk Eğitim Sen Antalya 2 Nolu Şube Başkanı Burhan Ulu ve Manavgat İlçe Temsilcisi Ömer Esen de katıldı.

sami-9245.jpg

“EĞİTİM PAYDAŞLARIYLA PAYLAŞILMAMASINI ANLAYABİLMİŞ DEĞİLİZ”

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu hak ve kazanımlar baki kalmak kaydıyla desteklediklerini açıklayarak, hazırlığı tamamlanan çalışmanın eğitim paydaşlarıyla paylaşılmamasını anlayamadıklarını belirten Türk Eğitim Sen Antalya 1 Nolu Şube Başkanı Oğuz Öztürk, kanunun çıkacağının ilk olarak 23 Ekim 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen 2023 Eğitim Vizyonu Tanıtım Toplantısı’nda duyurulduğunu hatırlattı. “Meslek Kanunu unutuldu mu?” diye sorarken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Çalışmaları tamamlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu inşallah kısa sürede Meclisimizin takdirine sunacağız” açıklamasının geldiğini söyleyen Öztürk, “Türk Eğitim Sen olarak, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıran ve mesleğin statüsünü sağlam bir zemine kavuşturacak bir meslek kanunu talebimizi yıllardır ortaya koyuyoruz. Bu doğrultuda Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu desteklediğimizi ifade etmiştik. Tabi bu desteğimiz, devlet memuru olmamız hasebiyle sahip olduğumuz mevcut hak ve kazanımlarımızın baki kalması kaydıyla olacak. Öte yandan hazırlıkları tamamlandığı söylenen Meslek Kanunu’nun eğitimin paydaşlarıyla henüz paylaşılmamış olmasını da anlayabilmiş değiliz. Kapalı kapılar arkasında süreç yürütülmesini kabul etmiyoruz. Meslek Kanunu’nun bir an önce paydaşlar ve kamuoyu ile paylaşılması noktasında Bakanlık’tan bir an önce adım atmasını bekliyoruz” diye konuştu.

 

“BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNDEN HEMEN SONRA YASALAŞMALI”

Söz verildiği halde 3 yılı aşkın süredir Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili somut bir adımın atılmamış olmasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Öztürk, “Bu konuda daha fazla gecikme yaşatılmamalı ve 2022 bütçe görüşmelerinin tamamlanmasıyla birlikte meslek kanunu TBMM gündemine getirilerek derhal yasalaşmalı. Bu konuda TBMM’deki tüm partilerin katkısını bekliyoruz” dedi.

sam-9261.jpg

“İSTİHDAM MODELİ KADROLU OLARAK TEK OLMALI”

Öztürk, Meslek Kanunu’nda yer almasını istedikleri taleplerini ise şöyle sıraladı:

“Öğretmenler kadrolu, sözleşmeli, ücretli olarak 3 modelle istihdam edilmekte. Aynı işi yapan öğretmenlerin farklı statüde istihdamı hem eğitimimize vurulan bir darbedir hem de öğretmenlik mesleğinin geleceğini zedelemekte. Bu noktada eğitim-öğretim hizmetlerinde tek istihdam modeli kadrolu öğretmen olmalı. Öğretmenlerimiz öğretmen odalarında bölük pörçük edilmemeli. Öğretmen atamaları KPSS puan üstünlüğüne göre, mülakat yapılmadan gerçekleştirilmeli. Kariyer basamakları; 10 yıl öğretmenlik yapan uzman öğretmen, 20 yıl öğretmenlik yapan başöğretmen olarak düzenlenmeli ve kesinlikle sınavsız olmalı. Bu sürelere adaylık dönemi, askerlik süreleri, dershane ve özel okullarda geçirilen süreler dahil edilmeli. Eğitim kurumlarına müdür ve müdür yardımcısı olarak atanacaklar sadece yazılı sınavla belirlenmeli. Yazılı sınavla idareci olup, önceki yıllarda görevi bırakan idarecilere de tekraren hak verilmeli. Yazılı sınav kazanarak atanmış olmak şartıyla atanmış olan okul müdürleri, eğitim öğretim hizmetleri sınıfında kalmak kaydıyla kadrolu olarak görev yapmalı. Okul idarecilerinin de öğretmenlerde olduğu gibi idareci olarak, iller arası tayin istemelerinin sağlanması için düzenlemeler yapılmalı. Üstün başarı belgeleri objektif kriterler belirlenerek uygulamaya geçmeli.”

sam-9237.jpg

“VERGİ DİLİMİ YÜZDE 15’TE SABİTLENMELİ”

Mevcut ek ders saat ücretlerinin eğitim hizmetlerinin onuruna yakışır düzeyde olmadığını belirterek ek ders ücretlerinin yüzde 100 artırılarak öğretmelerin rahat bir nefes almalarının sağlanması ve bu oranın Destekleme ve Yetiştirme Kurs ücretlerine de aynı oranda yansıtılması gerektiğini belirten Öztürk, diğer talepleri ise şöyle dile getirdi:

“Eğitim çalışanlarının vergi dilimi yüzde 15’te sabitlenmeli. 3600 ek gösterge konusu mutlaka Meslek Kanunu ile düzenlenmeli. Performans değerlendirmesi gibi öğretmenlerin çalışma azmini olumsuz etkileyecek sübjektif bir değerlendirme kesinlikle olmamalı. Müdür, Müdür Başyardımcısı ve Müdür Yardımcısı olarak görev yapanların aylık karşılığı ve isteğe bağlı ek ders ücreti karşılığında derse girme zorunluluğu kaldırılmalı. Tüm öğretmenlerin aylık karşılığı ders saati 15 saat olmalı. Öğretim yılına hazırlık ödeneği tüm eğitim çalışanlarına verilecek şekilde düzenlenmeli. 657 sayılı DMK’nın öğretmenleri de ilgilendiren bütün hükümleri bu kanun içerisinde yer almalı, öğretmenlerin her türlü istihdam, özlük, ödeme, disiplin, terfi, izin, atama iş ve işlemleri Meslek Kanunu içinde yer almalı. Anayasa ve DMK’nın iş güvencesi ile hükümleri kanun metninde mutlaka yer almalı. Elverişsiz koşulların hakim olduğu bölgelerde görev yapan öğretmenlere brüt bir asgari ücret ile brüt iki asgari ücret arasında Zorunlu Hizmet Tazminatı ödenmeli. Eğitim fakültelerinin kontenjanları MEB tarafından belirlenmeli, belirlenen kontenjanlardan mezun olanların MEB tarafından istihdam zorunluluğu kanun kapsamında yer almalı. Anadolu Öğretmen Liselerinin tekrar açılması için düzenleme yapılmalı. Öğretmenliğe atananların Adaylık Kaldırma Sınavı’na tabi tutulmaması için düzenleme yapılmalı, AKS kaldırılmalı. İl ve İlçe milli eğitim müdürleri, Milli Eğitim Müdür Yardımcıları ve Şube Müdürlerinin seçilmesi, yer değiştirmesi ve atanma usulleri ve illerdeki görev süreleri kanunla düzenlenmeli. Nöbet ücretleri meslek kanununda düzenlenmeli, tutulan her bir nöbetin ücreti en az 6 saat olmak üzere verilmeli. Nöbet isteğe bağlı olarak verilmeli ve kaç nöbet tutulursa tutulsun ücreti alınmalı.”

sam-9241.jpg

“AİLE BİRLİĞİNİN SAĞLANMASI KANUNDA YER ALMALI”

Eğitim çalışanlarının şiddete maruz kalmaları durumuna göre önleyici tedbirler ve caydırıcı müeyyideleri içeren düzenlemelerin mutlaka Meslek Kanunu ile belirlenmesi gerektiğini de vurgulayan Öztürk, konuşmasına şöyle devam etti:

“Öğretmenlerin aile birliğinin sağlanamaması büyük bir sorun. Yetersiz kontenjanlardan dolayı binlerce çocuk ana babasıyla birlikte yaşama, kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkından mahrum bırakılmakta. Milli Eğitim Bakanlığı, hem Anayasa gereği hem de insani bir gereklilik olarak aile birliğini sağlamalı ve meslek kanunuyla güvence altına alınmalı. Bakanlığa bağlı tüm kurumlarda, öğretmenlerin atama ve nakil düzenlemeleri ile ehliyet ve liyakati esas alan yönetici atama sistemi mutlaka Meslek Kanunu’nda yer almalı. Böylelikle sürekli değiştirilen yönetmeliklerle sistemin içinden çıkılamaz duruma getirilmesi engellenmiş olacak, yazılı sınav başarısına göre adalet zemininde yürütülen atama süreçleriyle kişisel inisiyatifler sonlandırılmış olacaktır.”

sam-9264.jpg

“MEVCUT HAK VE KAZANIMLARIMIZ RİSKE ATILMAMALI”

Öğretmenlik Meslek Kanunu ile birlikte, öğretmenlik mesleğinin muhatap olduğu mevzuatın parçalı olmaktan kurtarılacağı konusunda umutlu olduklarını söyleyen Öztürk, “Daha önce de defalarca ifade ettiğimiz gibi; Türk Eğitim Sen olarak, mesleğin statüsünü sağlam ve yasal bir zemine kavuşturacak, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıracak tedbir ve düzenlemeleri hayata geçirecek olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu destekliyoruz. Ancak, mevcut hak ve kazanımlarımızı riske atacak gelişmelere karşı da gereken her türlü hukuki ve demokratik hakkımızı kullanacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın” dedi.

 

“ALIM GÜCÜ DÜŞTÜ, KAYIPLARIMIZ TELAFİ EDİLMELİ”

Son zamanlarda her şeye gelen zamlar karşısında memur maaşlarının alım gücünün düştüğüne de dikkat çeken Öztürk, “2021 Ekim ayı itibariyle son bir yılda 4 kişilik ailenin zorunlu harcamaları aylık bin 800 liraya yakın arttı. Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Ekim 2021 fiyatlarına göre tek kişinin yoksulluk sınırı 4 bin 500 lirayı bulurken, 4 kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 9 bin 400 liraya yaklaştı. Aralık ayında açıklanan enflasyon oranı yüzde 21.31’e çıkmış, alım gücü iyice düşmüştür. OECD ülkeleri ile kıyaslandığında da ülkemizde öğretmen maaşları çok düşük. Öğretmen maaşlarında OECD ortalaması 10 yıllık ilkokul öğretmeni için yıllık brüt 44 bin 871 dolar, 15 yıllık ilkokul öğretmeni için yıllık brüt 48 bin 25 dolar. Bu rakam satın alma gücü paritesine göre hesaplanmıştır. Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında da bir öğretmen maaşı 25 cumhuriyet altını iken bugün 1 cumhuriyet altınına eş değer. Dolayısıyla alım gücünün giderek düştüğü, enflasyon rakamlarının ortada olduğu bu dönemde tüm öğretmenlerimize, eğitim çalışanlarına ve kamu çalışanlarına son bir yıldaki kayıpların telafisi için en az 1000 TL seyyanen zam yapılmalı, yüzde 3 refah payı maaşlarına eklenmeli” diye konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 3556 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim