- IMKB
% - Altın
4036.304
%0.86 - Dolar
38.5588
%0.26 - Euro
43.6486
%0.24
- 21:23 - Alanya’da 1 Mayıs coşkuyla kutlandı
- 16:23 - Antalya’da turistlerin pazar keyfini yağmur bile bozamadı
- 16:03 - Türk Eğitim Sen'de devir teslim
- 15:43 - Başkan Kotan, Konyaaltı esnafıyla buluştu
- 13:23 - Manavgat’ın özel sporcuları madalyaları topladı
- 11:43 - Boğaçayı’nda yeni canlı türlerine yakın takip
- 10:23 - Antalya’da iki marketin fiyat rekabeti ekmeği 6 TL’ye kadar düşürdü
- 09:43 - 12.türk Tıbbi Onkoloji Kongresi’nde Yapay Zekâ Hastaların Umudunu Resmetti
- 18:23 - Isparta’da son 3 yılda 180 bin meyve fidanı toprakla buluştu
- 16:43 - ATB Meclis Başkan Vekili Bülbül: "İhracat için radikal politikalar geliştirilmeli"
- 16:43 - Kamp, karavan, outdoor, tiny house sektör liderleri Antalya’da
- 16:08 - Şakiroğlu: "Avrupa’da elektrik kesintileri bölgemize ilgiyi artırır"
- 15:13 - Korkuteli’de 156 hacı adayı için uğurlama töreni yapıldı
- 12:53 - GENÇOSD’nin yeni başkanı Ebubekir Tulpar oldu
- 12:45 - Türk-İş'ten Antalya'da 1 Mayıs'a davet var
Binali Efe / KONUK YAZAR





Kardeşçe yaşamak
İnsanlık tarihi boyunca halkları baskı altına alanlar, ezenler, sömürenler, katledenler, bölenler daima egemen uluslar ve devletler oldu. Tarihteki bütün egemen devletler ve günümüzde kapitalist çağın emperyalist devletleri, ekonomik, siyasal ve askeri çıkarları nedeniyle halkların etnik ve dinsel duygularını körükledi. Suni bölünmeler ve ayrılıklar yaratarak amaçlarını daha kolay gerçekleştirdi. Bu bağlamda halkların masumiyetinden, egemenlerin baskı, terör ve sömürüye dayalı tahakkümünden söz etmek gerekir.
Kendi haline bırakılan halklar, daima barış içinde yaşamayı, ilerlemeyi ve gelişmeyi amaçlamıştır. Ulusal, sınıfsal, cinsel, etnik, kültürel ve inançsal farklılıklar körüklenmediği sürece, halklar için ölüm, açlık ve yoksulluk demek olan savaşlar kabul edilmez. Bu bakımdan halklar birbirlerine karşı düşmanlıktan değil, kardeşlikten yana tutum gösterir ve daima barış içinde bir arada yaşamayı yeğler.
Tarih boyunca ülkelerin coğrafi sınırları egemen uluslar ve devletler tarafından çizildi. Bugün dünya haritasına baktığımızda Afrika’da Asya’da, Güney Amerika’da, Avustralya’da ülke sınırlarının cetvelle ve adeta kâğıt üzerinde çizildiğini görürüz. Bu haritaların birçok yerinde hala belirlenmemiş, yani boş bırakılmış sınırlar vardır. Bu haritalar birçok ulus devlet ve halk tarafından kabul edilmez. Bu nedenle ulus devletlerin bir gün gerçekleştirme hayaliyle kendilerine ait milli sınırları ve haritaları vardır.
Şimdiye kadar çizilen dünya veya ülke haritalarının niteliği de aynıdır. Dünyanın bütün haritalarını geçmişte sömürgeci devletler, emperyalist çağdan itibaren de emperyalist devletler çizdi. Emperyalistler şimdiye kadar dünyanın fiziki ve dinsel haritalarını çizerlerken, etnik, kültürel ve ekonomik kaynakları gösteren haritaları çizmekten kaçındı. Bu nedenle dünya da yaşayan kaç halkın, kaç dilin, kaç imancın, kaç kültürün olduğunu veya bunların kaçının yok olduğunu, bunların birbirleriyle tarihi, sosyal ve siyasal ilişkilerini bilmiyoruz. Dünya hep, “Doğu-Batı”, “Kuzey-Güney” gibi siyasal rejimlerin özelliklerine ya da kapitalizmin kendi standartları üzerinden belirlediği gelişmişlik düzeylerine göre egemenlerin söylemleriyle tanımlanmaktadır.
21.yüzyılın ilk çeyreğinde artık ulusal, sınıfsal, cinsel, baskı ve terör biçimlerine karşı çıkmak; halkların kardeşliğini, barış içinde yaşamalarını, ülkelerin bağımsızlık ve halkların devrim taleplerini savunmak için Komünist ya da sosyalist olmak gerekmiyor. Kendisine “İnsanım, insanca ve kardeşçe yaşamak istiyorum” diyebilen herkesin savunabileceği şeyler haline gelen bu ilkeler, genel olarak demokratlığın ölçütü olarak algılanmalıdır.
Kapitalist emperyalistlerin egemen olduğu şimdiki dünyada her şey, onların ekonomik ve siyasal çıkarlarına göre belirleniyor. Bu belirleme de dünya nüfusunun çoğunluğunu oluşturan bağımlı ve geri kalmış ülkelerin “mecburiyetlerini” oluşturuyor. Eşitlik, özgülük, barış ve adalet mücadeleleri ise, bu “mecburiyetlere” karşı veriliyor. Emperyalistlerin halklara dayattığı bütün “mecburiyetler”, sömürü, tahakküm, açlık, sefalet ve savaşlar; devrim, demokrasi ve sosyalizm mücadelesi ile azalacak ve giderek ortadan kalkacaktır.
Günün sözü: “Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama kardeşçe yaşamayı öğrenemedik”. Martin Lıther King
Antalya piyazı ve...Ömer Yetgin
Roma Yolunu YürüdükKahraman Köktürk
YENİ TREND; SEKÜLER MİLLİYETÇİLİKEşref Ural
Fuarlar ve sosyal faaliyetlerMustafa Yetgin
Deprem gerçeği ve toplanma alanlarıİSA KAVLAK
İDİL URAL ÇOĞRAFYASI’NIN KADİM SAHİPLERİMuharrem Yellice
SANAL OFİSRaziye Gök Aktaş
HEYBEDEKİ BÜYÜK TURP:TÜRKİYEGürsel Kaya
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
Bakü’de iklim anlaşmazlığı: Dünyayı kirletenlerin YüzsüzlüğüMustafa Yıldıran
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
Antalya’da Turistlerin Pazar Keyfini Yağmur Bile Bozamadı
Atb Meclis Başkan Vekili Bülbül: "İ̇hracat İçin Radikal Politikalar Geliştirilmeli"
Kamp, Karavan, Outdoor, Tiny House Sektör Liderleri Antalya’da
Şakiroğlu: "Avrupa’da Elektrik Kesintileri Bölgemize İlgiyi Artırır"
Gençosd’nin Yeni Başkanı Ebubekir Tulpar Oldu
Tzob Genel Başkanı Bayraktar: "Gençleri Tarımda Tutamıyoruz, Mülteciler Olmasa Bu İşi Götüremeyeceğiz"
Kardelen Soğanlarının Doğadan Sökümü Yasaklandı
Gazipaşa’da Sezonun İlk Kiraz Hasadı Yapıldı
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim