Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

           Konut fiyatları ve kiralar sürekli olarak artarken, kayıt dışı olarak çalışan emlakçılar ile ilgili sorunlar ve tepkiler de artıyor.

            Kayıt dışı yani başka bir ifadeyle korsan  çalışan emlakçılar vergi levhası olmadan, ofisi bile olmadan, Emlakçılar Odası üyesi olmadan , mesleki yeterlilik belgesi olmadan faaliyet gösteren kişiler o kadar arttı ki, artık buna kesin bir çözüm bulunmasının zamanı geldi.

            Günümüzde maalesef en kolay yoldan para kazanmanın yolu korsan emlakçılık ve galericilik yapmaktan geçiyor!

            Devlete vergi ödemeyen, personel istihdam etmeyen, katma değer yaratmayan ve maalesef mevcut fiyatları daha da şişiren bu kişilere karşı yaptırım uygulanmalı.

            Vergisini veren, personel çalıştıran, her türlü kriterleri yerine getiren işletmelerin bu serzenişine artık kulak verilmeli.

            Deyim yerindeyse merdiven altı mantığıyla konut alım – satımı, araba alım – satımı yapılmamalı.

            Bu sorunların üzerine gidilmediği için yakın zamanda sıfır araç bayilerde bulunamaz duruma gelmişti.

            Gayrimenkul fiyatlarında da bir standartın olmamasının en büyük nedeni bu denetimsizlik!

            Her önüne gelen ek iş olarak bu işi artık yapmamalı!

            Yapacaksa da kriterlere uymalı.

            Yaptığı işin eğitimini almalı ve yükümlülüklerini yerine getirmeli.

    Antalya’da konut ve kira fiyatlarının düşmemesi ve artış trendinin sürmesinin farklı nedenleri var.

            Her şeyden önce iklimi, doğası, denizi ve diğer şehirlere oranla havasının temiz olması…

            Global ölçekte devam eden fiyat artışlarının yanı sıra Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş durumu ve pandeminin olumsuz etkilerinin devam ediyor olması.

            Geçtiğimiz yıllarda Pandemiye rağmen konut satışında Antalya’nın ilk sırada yer almasının belirgin nedenleri arasında ise Antalya’nın özellikle iklimsel güzellikleriyle ön plana çıkması.

            Gerek iklimi, gerekse coğrafi konumu Antalya’yı cazip kılan faktörlerden bir tanesi.

                        Bu durumda hızlı bir yapılaşma ve emlak sektörünün tüm yıl ivme kazandığı bir şehir olarak dikkat çekiyor.

            Diyebilirim ki simitçinin, çaycının, site görevlilerinin, kısacası her işle meşgul kişilerin emlakçılık yapar hale geldiği bir süreci yaşıyoruz.

            Düşünün bir kez; bir arsa ya da tarla satın almak istiyorsunuz gayrimenkul sahibinin dışında 3-4 kişiyle daha muhatap oluyorsunuz.

            Vergisini ödeyen, işçi çalıştıran, katma değer oluşturan, istihdam sağlayan emlakçılar doğal olarak bu durumdan oldukça rahatsız.

            Hatta; tepkili!

            Bu durum kuşkusuz ki kendiliğinden oluşmadı…

            Deyim yerindeyse kayıt dışı olarak herkesin emlakçılığa soyunduğu bu ortamda denetim mekanizmasının “yetersizliği” ortada.

            Kayıt dışı emlakçılık yapanlarla daha etkin mücadelenin yapılması kaçınılmaz.

            Ve bu işin de artık bir caydırıcılığı, kontrolü ve cezalandırılması olması gerekmiyor mu?

            Yani neredeyse işsiz kalan kişilerin ilk yapmak istediği ve kıyısından köşesinden el attığı bir iş haline geldi alım – satım işi…

            Başka bir ifadeyle kayıt dışı emlakçılık!

            Konut ve arsa fiyatlarının uçuk rakamlara tırmandığı böyle bir ortamda kuşkusuz ki bu durumdan en çok etkilenen kesim dar gelirliler…

            Emekliler, yoksullar ve asgari ücretle çalışan kesim astronomik fiyatlar karşısında ne yapacağını şaşırmış durumda…