ÖMER YETGİN / BUGÜNLÜK

  Deprem gerçeği; zaman zaman acı tecrübeler ve anılarla her zaman belleğimizde yaşattığımız trajik bir olay…

            Her ne kadar bu acılar; her yeni depremde bir kez daha içimizi yakarken, en çok ihtiyacımız olan zor günlerde kenetlenme duygumuzu üst düzeyde tuttu.

            Olaya Antalya penceresinden bakacak olursak…

                                    Antalya; ikinci derece deprem kuşağında olan bir şehir…

            Konumu ve planlaması itibariyle deniz kenarında konuşlanan bu şehirde özellikle 17 Ağustos 1999 Marmara depreminden önce yapılmış binlerce bina var…

            Temel eksiğimiz; geçmişte yaşadığımız acı olayların yıldönümlerinde gerçeklerle yüzleşmemiz.

            Doğal afetler; yaşantımızın her anında yüzleşebileceğimiz gerçekler olarak karşımızda duruyor.

            Acı olayların ve tecrübelerin yıl dönümlerinde konuya ve sorunlara dikkat çeken açıklamalar ve etkinlikler; ertesi gün raftan kalkmamalı!

            Antalya; özellikle şehir merkezinde ekonomik ömrünü tamamlamış binlerce bina var.

            Kentsel Dönüşüm olgusu; deprem riski konusunda öncelikli çalışmalardan bir tanesi kuşkusuz. Antalya’da bazı mahallelerde ekonomik ömrünü tamamlamış binaların yıkılarak depreme dayanıklı, çevre düzenlemesi olan, kapalı otoparkı olan binalarla kavuşturulması yolunda çalışmalar var.

            Işıklar ve Zerdalilik mahallesi gibi.

            Diğer taraftan Antalya’nın en eski yerleşim birimlerinden birisi olan Dokuma’da da bu yönde bir çalışma yapılması gerek.

            Çünkü; bu bölgemizde gerçekten Kentsel dönüşüm modeliyle bu bölgemizde ekonomik ömrünü tamamlamış binaların yenilenerek kent estetiğine de bir katkı sunulması doğru bir adım olur.

            Öte taraftan deniz kenarında çok katlı gökdelenlerin olduğu, ekonomik ömrünü tamamlamış, eski, deforme olmuş binlerce binanın olduğu Antalya’da, “deprem” gerçeğinin bir an önce çok somut biçimde irdelenmesi gerekiyor.

                                    Depreme dayanıklı, estetikle yoğunlaşan, çevre düzenlemesi yapılmış, kapalı otoparkları ve sosyal donatı alanları ile çevrelenen binaların Antalya’ya kazandırılması noktasında somut adımların bir an önce yapılması gerekiyor.