ÖMER YETGİN / BUGÜNLÜK

Zorlu Kış şartları hepimizi olumsuz etkilemeye devam ediyor. Son yılların en çetin ve zorlu Kış mevsimini yaşadığımız bugünlerde ekonomik sıkıntılar ve devam eden pandemi bu durumu daha da zorlaştırıyor. Bir taraftan Koronavirüs salgınının yeni varyasyonları tüm Dünyayı etkilerken, küresel ölçekte de ekonomik sıkıntılar farklı yönleriyle yaşantımızı olumsuz etkiliyor. Bu dönemde Antalya özellikle turizm ve tarımdaki potansiyeli ile katma değer oluşturmaya devam ediyor. Diğer taraftan Antalya; farklı coğrafyası, iklimi, tarihi ve sosyal yaşantısıyla cazibe şehirlerin başında gelmeye devam ediyor. Özellikle Rusya ve Almanya’dan gelen yabancı turistler için her dönem cazip şehir olma özelliğini koruyan şehrimizde doğal olarak yaşamakta olduğumuz pandemi döneminde bile taleplerde düşüş yaşanmadı. Antalya; bu yönüyle göç olgusunda her zaman hareketli bir şehir olarak dikkat çekerken, pandemi nedeniyle sıkıntılı süreç yaşayan turizm halen iş arayanlar için can simidi konumunda. Elbette ki bunun farklı nedenleri var. Pandemiye rağmen konut satışında Antalya’nın ilk sırada yer almasının belirgin nedeni yine pandemiye bağlı şehir tercihi. Gerek iklimi, gerekse coğrafi konumu Antalya’yı cazip kılan faktörlerden bir tanesi. Bu durumda hızlı bir yapılaşma ve emlak sektörünün tüm yıl ivme kazandığı bir şehir olarak dikkat çekiyor. Antalya’daki 19 ilçenin tamamında alt yapı yatırımları ile birlikte yeni yollar, arıtma tesisleri, kanalizasyon, yol, kaldırım ve sosyal donatı alanları eksikliği giderilmeye devam ederken bu değişim mahallelere dönüşen köylerdeki arsaların değerini de arttırdı. Hatta; birçok yerleşim biriminde fiyatlar öyle abartılı hale geldi ki, emlakçılık sektörü dışında bu değerlenme oranı birçok kişi için yeni bir iş kapısı haline dönüşmüş durumda. Bu olgu da aslında süratle üzerinde durulması ve çözümlenmesi gereken bir sorun. Yani; herkesin emlakçılık yapabildiği bir şehir konumundan kurtulmalı Antalya… Kurumsal, konusunda uzman, vergisini ödeyen ve işçi istihdam eden firmalar profesyonelce bu işi yapmalı. Suni fiyat artışlarının önüne geçilmeli. Konut ve arsa fiyatlarının uçuk rakamlara tırmandığı böyle bir ortamda kuşkusuz ki bu durumdan en çok etkilenen kesim dar gelirliler… Emekliler, yoksullar ve asgari ücretle çalışan kesim astronomik fiyatlar karşısında ne yapacağını şaşırmış durumda. Öte yandan arsa ve tarla konusunda artan kur ve pandeminin de etkisiyle fiyatlar artarken, bu tablonun ne zaman normale döneceği büyük bir merak konusu! Gelelim tablonun iyimser tarafına. Antalya turizmde pandemiye rağmen olumlu bir seyir gösterdi. Kış mevsiminde bile bazı otellerin hizmet vermeye devam ettiği Antalya; ‘’12 Ay Turizm’’ hedefini tutturabilirse çok daha büyük gelirler elde edebilir.