23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimlerine odaklandığımız bugünlerde bir taraftan da gözümüz çarşı – pazardaki fiyatlarda…
Yaklaşan Ramazan bayramı öncesinde bazı sebze ve meyve ürünlerinde çok az da olsa düşüş eğilimi başlarken, bu kez temel gıdalardaki fiyatların yüksekliği gerçekten başta dar gelirliler olmak üzere her kesimi etkiliyor.
Ramazan Ayı’nda zaten fiyatlar nedense düşeceği yerde artıyor.
Geçtiğimiz gün kaleme aldığım gıda ürünlerinden tavuğa yapılan zamma yönelik okuyucularımdan çok sayıda destek geldi.
‘’Dar gelirli az da olsa tavuk yiyordu, şimdi onu da yiyemeyecek’’ diyen okurlarımızdan tutun da, özellikle içinde bulunduğumuz Ramazan Ayı’nda gıda denetimlerinin kesinlikle arttırılması gerektiğini söyleyen de…
Sonuç olarak ekonomik tablo hepimizi doğrudan etkiliyor.
Günümüzdeki fiyatların çok yüksek olduğu ortada…
Öyleki; çarşı – pazardaki fiyatların yüksek oluşu ve fiyatların aşağı düşmemesi, satın alma gücünü ciddi anlamda etkiliyor.
Diyebilirim ki; fiyatların bu denli hızlı yükseldiği, birkaç hafta önce satın aldığımız bir ürünün neredeyse iki katına çıktığı bugünlerde semt pazarlarında o eski canlılıktan artık eser yok.
Başka bir ifadeyle; satıcı da sıkıntıda, vatandaş da… Pazarlardaki esnaf müşteri sayısının ciddi biçimde azaldığını söylüyor.
Aylardır fiyatlar yüksek, alım gücü düşüyor…
Bazı ürünler var ki zaten yıllardır fiyatı aşağı düşmüyor!
Taze fasulye, domates, sivri biber, ıspanak…
Vatandaş şaşkın, vatandaş düşünceli…
Diğer taraftan tarımın merkezi olan Antalya’da sebze ve meyve fiyatlarındaki artış, vatandaşın alım gücünü zorlarken semt pazarlarında büyük bir durgunluk yaşanıyor.
Fiyatların cep yaktığı semt pazarlarında eski aylardaki canlılık kalmazken pazarlardaki sessizlik dikkat çekiyor.
Böyle bir durum özellikle dar gelirlileri, emeklileri, işsizleri ve küçük esnaf başta olmak üzere herkesi ciddi anlamda olumsuz etkiliyor.
Bu genel tabloda her sektörü rahatlatacak ciddi teşviklere ve yatırımlara gereksinim var.
Bu yazı toplam 658 defa okunmuştur.