Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

 31 Mart seçimleri öncesi çarşıda, sokakta seçimlerden daha çok hayat pahalılığı, emeklilerin durumu, işsizlikteki artış ve satın alma gücünün düşüklüğü konuşuluyor.
  Yaşam şartlarının giderek zorlaştığı, özellikle akaryakıt fiyatlarına yapılan zamlardan sonra satın alma gücümüzün oldukça azaldığı bir süreci yaşıyoruz.
 2024 yılının hemen başında marketlerdeki ve semt pazarlarındaki fiyat değişikliklerine artık alıştığımız ve fiyat güncellemelerine ‘’yetişemez!’’ hale geldiğimiz günleri yaşamaya devam ediyoruz.
 Hangi ürüne el atsak zamlı ve özellikle akaryakıt zamları ile eşdeğer artıyor.
 Döviz kurundaki dalgalanma kısmen durulsa da fiyatlar aynı durgunlukta değil maalesef… 
 Ekmeğe zam zaten geçtiğimiz haftalarda yürürlüğe girdi ve 9 liraya çıktı. Simitin fiyatı 12 lira 50 kuruş, poğaça 15 liraya fırladı!
 Evet… Peş peşe gelen zamlarla hayat şartları tümden zorlaştı!
 Kimilerine göre ‘’fiyat güncellemesi’’ olan; ancak zam olarak yaşantımızı her geçen gün sıkıntıya sokan fiyat artışları öyle bir noktaya geldi ki, daha asgari ücret belirlenir belirlenmez zaten  eridi gitti…
 Düşünebiliyor musunuz mutfak tüpü 600  lira oldu!
 Yani bin lira sınırına yaklaşıyor.
 Çarşı pazarda en ucuz ürün maydanoz; o da bir demeti 10 lira!
 Yani; neresinden bakarsanız bakın dar gelirli; hatta orta gelirli zor günler yaşıyor…
 Öte yandan motorinin litresi çoktan 45  liraya yaklaştı.
 Doğal olarak benzin ve motorine yapılan son zamla birlikte diğer temel tüketim maddeleri de etkilenecek.
 Yani; zamlanacak!
 Maaşımız yine eriyecek!..
 Kimilerine göre fiyat ayarlaması, kimilerine göre fiyat artışı ciddi anlamda satın alma gücümüzü etkilemeye devam ediyor.
 Akaryakıta her gelen zam; sonrasında diğer ürünlerin de suni zamlanmasına neden oluyor.
 Üretici mazot fiyatları arttıkça bunu yetiştirdiği ürüne yansıtmak zorunda kalıyor…
 Dar gelirli vatandaş ise gelişmeleri kaygıyla izliyor…
 Yaşam şartları her geçen gün ağırlaşıyor ve özellikle peş peşe gelen zamlar satın alma gücümüzü hızla tüketiyor!
 Fiyatlar oldukça yüksek ve özellikle dar gelirli kara kara düşünüyor.
 Üretimin mutlak surette canlandırılması, ihracatın arttırılması, tarımın, hayvancılığın, balıkçılığın yeni projelerle teşvik edilmesi gerekiyor.
 Üretime; her aşamada ivme kazandırılmalı  ve üretim ekonomisine yönelmeliyiz…
 Satın alma gücümüz artmadığı sürece gerçek enflasyon rakamlarına çarşı, pazarda ve marketlerde tanıklık edeceğiz…
 Böylesi bir ortamda doğal olarak seçim değil, geçim düşünülüyor!.