- IMKB
% - Altın
4319.791
%-0.38 - Dolar
40.122
%0.09 - Euro
46.7862
%-0.31
- 23:32 - Oykun Başar’ın 13 yaşındaki oğlu Ege Başar vefat etti
- 23:10 - "Kardeşimi kimseye göstermedim, görülmeyecek haldeydi"
- 22:36 - Nem oranı yüzde 85'e çıktı, kent görünmez oldu
- 20:15 - ALKÜ'de 15 Temmuz etkinliklerle anıldı
- 19:16 - Böcek kontrol için hastaneye kaldırıldı
- 19:06 - Başkanvekili Çiçek
- 18:49 - “Yıkılmasın, Restore Edilsin”
- 13:15 - Antalya göç almaya devam ediyor
- 13:08 - Tarihi camiye ilgi
- 13:00 - 34,6 MİLYON YOLCU 168,6 MİLYAR DOLARLIK KATKI
- 12:30 - Çandır'dan 15 Temmuz Mesajı
- 22:59 - Bayrak tabelayı kapatınca binayı bulamadılar
- 22:50 - Özel harekatçı son yolculuğuna uğurlandı
- 22:42 - İki torununu yangından kurtardı
- 22:32 - Raftingde kürekli kavga
Binali Efe / KONUK YAZAR





Serik Etler Köyü Yaylası
Antalya CHP İl Başkanı Ahmet Özer Ülken döneminde STÖ ve Basından Sorumlu Başkan Yardımcılığı yaptığım o dönemin, Genel Başkanı ve sonra Antalya Millet Vekili olan Deniz Bakal ile 19 ilçeyi defalarca, 914 mahalle ve 537 köyü en azından yarısından fazlasını halkımızı ziyaret ve bilgilendirmek maksadıyla gezmiştik.
O dönem CHP İlçe başkan ve yöneticileri, köy muhtarları ile oluşan dostluğumuz aralıksız bugüne kadar devam etti ve etmeye de devam ediyor.
Geçenlerde, Serik’ten sadece 20 Km. uzak, dört bir tarafı asırlık orman ağaçları ile süslenmiş uzunca bir vadi içinde ötüşen ördekler ve yola kadar inen kınalı keklikleri gibi birçok yaban hayvanlarına ev sahipliği yapan Etler Köyü Muhtarı Adil Şimşek, Amcaoğlu Cafer Şimşek ve Ünlü iş adamı İlyas Can’dan bir davet aldım.
Hiç tereddüt etmeden daveti büyük bir memnuniyetle kabul ettim.
Antalya’nın 40 derece sıcağından sadece 35 dakika sonra 850 rakıma ulaşır ulaşmaz, kelebeklerin dans ettiği, her türden ağaç ve çiçeklerin rengarenk açıp bin bir kokular saçtığı, her tarafından adeta fışkıran köpüklü kayak suları coşku ve heyecan içinde çağlayarak vadide oluşturduğu dereye adeta hasret içinde kalmış sevgilisine koşarcasına ve kucaklaşmasına şahit olmak var iken Antalya’da durmanın ne anlamı var?
Ertesi gün birkaç arkadaşımı da yanıma alarak yola çıktığımda benden ziyade diğer arkadaşlarımın heyecanı görülmeye değerdi…
Yol boyu tavşan ailesine rastlamak, sincapların daldan dala sıçramalarını görmek, cırcır böcekleri yaşlıca bir ağacın tepelerini mekân tutup Senfoni orkestrasını andıran koro eşliğinde müzik dilemek insanı adeta büyülüyor...
Etler köyüne girince yanımda oturan Mehmet Ersoy bana dönerek “Burası Kuran-ı Kerim’de tarif edilen Cennet gibi diyerek“ şaşkınlığını gizleyemedi.
Vadi boyunca köy merkezine ilerlerken sol yanımızda akan dere suyunun berraklığına hayran kalmak şöyle dursun başınızı birazcık yukarı kaldırdığınızda orman ağaçlarıyla kaplı sarp kayalıkların en doruk noktası 2000 metreyi aştığını gören arkadaşım Nevzat Açıkgöz “Yok artık, Allah bütün güzelliği buraya vermiş. Tam olarak emekli olduğumda yaşayacağım tek yer” diyerek doğa karşısında etkilendiğini itiraf etti.
Köyün içine girerken bizi önce Cafer baba karşıladı.
“Buyurun sofra sizi bekliyor” dediğinde biz evin bahçesinden içeri girmiştik.
Kapının tam önünde hayli gür ama yaşlı olduğunu düşündüğüm çam ağacının hemen yanında en azından 300 yıllık sedir ağacının altında tam da Yürük Türkmenlere yakışır bir sofra kurmuş. Hani derler ya “Bir kuş sütü eksik”
Yörüklerin yemek kültüründe ne varsa en doğal haliyle sofraya özenle konmuş. Sofranın adabına göre önce misafirler kuzu çevirmeden koparıp aldıktan sonra “Bismillah” diyerek doğal ve lezzetli yemekleri midemize büyük bir zevkle indirdik.
Cafer abi ve yengemize verdiğimiz rahatsızlığından dolayı teşekkür ederek ayrıldık.
Düşündüm; ‘demek ki Yörük misafirperverliği bu imiş.’
Ayrılmak üzereyken sorduk?
“Bu Cennet köşesinde satılık yayla arsası var mı?”
Ünlü iş adamı sözü ağzımızdan alarak “O iş bende. İskanı bitmiş arsalarımız emirlerinize amadedir.”
Antalya’lıların güzel ve anlamlı bir sözü var, ‘Antalya merkezde üç ay durulmaz dokuz ay doyulmaz.’
Yani Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları sıcak olması nedeniyle Toros ve Bey dağları yaylalarına göç ederler.
Aradan kısa bir süre sonra ünlü iş adamı İlyas Can bizden aldığı cesaretle, ormanın sıfırında, üç tarafında şırıl şırıl sular akan tarlayı hemen Serik Belediyesi’nin yardımıyla imarını alarak arsa satışlarına başlamış olduğunu anlatı.
Demek ki bazen zengin olmak tesadüf değilmiş…
Yerinde ve zamanında doğru ve isabetli karar verildiğinde bir de zeki ve çalışkan olursan zengin olmak çok da zor değilmiş.
Bende zengin olmak isterim ama 70’den sonra gelen zenginliği istemem.
Ama orda bir yayla evi yapıp 70’den sonra keyif etmeye kararlıyım.
Yaşlanmış gençlere duyurulur…
Binali EFE
VERGİ ÖDEMEDEN EV ALMAKRaziye Gök Aktaş
BAŞKANLARI KİMLER YAKAR?Gürsel Kaya
YORGUN TÜRK, YORGUN TÜRKİYEEşref Ural
BİREY OLMAK YA DA OLAMAMAKGazanfer ERYÜKSEL
Bitmeyen sorun…Ömer Yetgin
YERALTINDAN FUTBOLKahraman Köktürk
Güvensizlik Çağında EkonomiMustafa Yıldıran
Trump, Evanjelizm ve Yeni Dünya DüzeniMuharrem Yellice
Kaldırım işgalleri meselesiMustafa Yetgin
Bayram tatilleri; kamu ve özel sektör çalışanı arasındaki derin farklarİSA KAVLAK
CUMHURİYET NEDEN İSTENMEZNuri Sezen
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
Tel : 0532 474 99 63 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim