




TÜRKİYE ENFLASYONDA ŞAMPİYONLAR LİGİNDE
Antalya Yapı Malzemeleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANTSİAD), mayıs ayı genişletilmiş üye toplantısı bir otelde gerçekleştirildi. Ekonomist Prof.Dr. Ali Hakan Kara'nın konuk konuşmacı olduğu toplantıya üyeler yoğun ilgi gösterdiler. Toplantıya; Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Muratpaşa Belediye Başkan Vekili İsa Güzel,Tesisat ve İnşaat Malzemecileri Derneği (TİMDER) Başkanı Dr.Çiğdem Aras, Denizli İnşaat Malzemesi Satıcı ve İş Adamları Derneği (DİMSİAD) Başkanı Halil İbrahim Çerçi, Konya Tesisat ve İnşaat Malzemecileri Derneği (KONTİMDER) Başkanı Ali Tetik, İyi Parti Antalya İl Başkanı Ali Adnan Kaya, ATSO Meclis Başkan Yardımcısı Cihangir Mızrab Deniz, ATSO Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Öz. Antalya İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı İsmail İltemir, Akdeniz Girişimci İş Kadınları Derneği Başkanı Mimar G.Gökçen Atmaca, Antalya Genç İş İnsanları Derneği Başkanı Ercan Yavaş, Antalya İş Kadınları Derneği Başkanı Fatma Kotanak, Yörük Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Avukat Mustafa Alper Oral, Genç Müsiad Başkanı Ahmet Özkan ve Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İdris Taş katıldılar.
ANTSİAD TÜRKİYE GENELİNDE TİMFED’E BAĞLI 7 DERNEKTEN BİRİ
Toplantının açılış konuşmasını ANTSİAD Başkanı İlhan Kurtar yaptı. ANTSİAD'ın köklerinin 1988 yılına dayandığını ve TİMDER destekleriyle Türkiye genelinde kurulan 6 dernekten biri olduğunu söyleyen Kurtar, Antalya, Isparta, Burdur ve ilçelerinde faaliyet gösteren yapı malzemeleri satıcılarını, üreticilerini, ithalatçılarını ve ihracatçılarını tek çatı altında toplamak amacıyla 2004 yılında kurulduğunu söyledi. ANTSİAD'ın 21. yılını kutlarken birleşme, büyüme, sektörel genişleme ve vizyoner bir yaklaşım ile önemli kararlara imza atmaya devam ettiğini söyleyen Kurtar, "Yatırımcılar ve müteahhitler için tek telefonla ulaşılabilen güçlü bir ağa sahip olan üyelerimiz bir çok sektöre kıyasla showroom ve depo kira bedelleri, yüksek stok maliyetleri, personel giderleri ve lojistik operasyonlar nedeniyle büyük bir sermaye ile çalışmakta ve buna bağlı olarak ciddi finansal yükün altına girmektedir. Antalya iş dünyasından, yatırımcılarımızdan ve müteahhit firmalarımızdan en önemli beklentimiz zaten bir çok zorlukla mücadele eden yapı sektöründe orantısız rekabet koşulları oluşturmamalarıdır. Fabrikadan şantiyeye doğrudan hizmet sağlayan ANTSİAD üyelerimizin uzun vadele ödemelerle karşı karşıya bırakılmaması en büyük temennimizdir" dedi.
BARTER DAYATMALARI DAYANILMAZ NOKTADA
Büyük alımların yapıldığı dönemlerde barter sistemiyle gerçekleştirilen alışverişlerde üyelere sunulan barter oranlarının yüzde 100'e dayandığını söyleyen ilhan Kurtar, "Bu fiyatların müşteri konut satış fiyatları gibibelirlendiği durumlar kabsul edilemez bir noktaya gelmiştir. Ayrıca şehrimnizdeki siyaset, bürokrasi ve iş dünyasından bir diğer talebimiz ANTSİAD üyelerine pozitif ayrımcılık ggösterilmesi ve bu anlayışın fiili olharak uygulanmasıdır. ANTSİAD olarak turizmi, tarımı, sanayisi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan bu eşsiz coğrafyada ANFAŞ Fuar alanı gibikıymetli bir mekan mevcutken uygun bir zaman diliminde yapı ve inşaat sektörüne yönelik bir fuarın gerçekleştirilmesini önermekteyiz. Bu doğrultura UNİCERA Fuarı'nın eönemli paydaşlarından biri olan TİMDER'in değerli Başkanı Çiğdem Aras'a bu vizyona destek verme çarımızı iletmek isterim. Şehrimizde düzenlenecek bir yapı fuarının tüm paydaşlar tarafından sahiplenilmesi ve bu konuda ısrarcı olunması halinde bu fuar ülkemizin en çok ziyaret edilen organitakyonlarındanr biri haline gelecektir" diye konuştu. Kurtar sözlerini, "Birçok üyemizle komiteler ve ATSO Meclisinde temsil edilmekteyiz. Ulusal ve uluslararası fuar destekleri ve organiztasyonları ile komite ve meclis üyelerimizin de destekleriyle personel eğitimi ve usta sertifika programlarının organize edilmesi üyelerimiz açısından yararlı olacaktır" diye tamamladı.
EN KÖTÜ DURUM BELİRSİZLİK
Daha sonra kürseye Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Yusuf Hacısüleyman geldi. Türkiye'nin son 1,5 yılını enflasyonla mücadele ile geçirdiğini söyleyen Başkan Hacısüleyman, "Finansal konulara çözüm bulmaya çalışacağımız bir dönemdeyiz. Faiz oranlarının yüksekliği, ihracat yapan arkadaşlar için kur düşüklüğü gibi bir çok faktör ticari hayatımızı sürdürmemizi zorlaştırıyor. Sıkıntılı bir durum, buradan çıkmamız gerekiyor. Şirketlerimiz rezerv kaynaklarını harcamak suretiyle fedakarlık yaptı. Siyasi gelişmeler bizi ekonomik olarak geri düşürdü. Düşmekte olan enflasyon tekrar yukarıya doğru çıktı. En kötü duygu belirsizliktir. Bizi neyin beklediğini ne zaman beklediğini ve ne olacağı konusunda öngörüde bulunmak benim için çok zor. Antalya olarak Türkiye'nin 6. büyük ekonomisiyiz. Yapı, Türkiye'nin lokomotif sektörü. Antalya'da yapı stoğumuz oldukça fazla. Özellikle Altıntaş bölgesinde satış sıkıntısı çekiyoruz. Nakde döndüremiyoruz. Elimizde yapı var, mal var ama nakite dönemiyoruz. Biz tüketmek için finansal erişim istemiyoruz. Üretim için istiyoruz. Satışlarımız düştükçe karlılığımız azalıyor. Azaldıkça istihdam ettiğimiz insanların iş güvenliği tehlikeye giriyor. Antalya fuarlar kenti olmalı. Tam 335 şehirden buraya doğrudan uçuş var. Fuarlar şehri olmamız için hiçbir engel yok. ATSO olarak yapı malzemeleri konusunda bir fuar için çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
GÜCÜMÜZ BİRLİĞİMİZDİR
TİMDER Başkanı Çiğdem Aras da yaptığı konuşmada, "Bugün Antalya gibi köklü bir geçmişe, güçlü bir yapıya ve dinamik bir potansiyele sahip bir şehirde sektörümüzü bir araya getiren bu anlamlı etkinlikte sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyorum" dedi. Başkan Aras, "ANTSİAD'ın gösterdiği ev sahipliği, sektörümüz adına duyduğu sorumluluk ve ortaya koyduğu vizyon için teşekkür ediyorum. Sizler yalnızca Antalya'da değil aynı zamanda federasyonumuz TİMFED çatısı altında da önemli bir sorumluluğu başarıyla üstleniyorsunuz. Önümüzdeki süreçte TİMFED bünyesinde de hep birlikte daha güçlü bir sinerji yakalayacağımıza inanıyorum. Derneklerimiz arasındaki iş birliğini derinleştirerek, bilgi paylaşımını artırarak ve ortak akılla hareket ederek sadece kendi bölgelerimize değil tüm Türkiye'ye örnek olabilecek projelere imza atacağımıza yürekten inanıyorum. Unutmayalım, bizim gücümüz birliğimizdir. Sektörümüzün büyümesi, geilşmesi ve geleceğe güvenle bakması için birlikte üretmeye, birlikte düşünmeye ve birlikte ilerlemeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
KÜRESEL GELİŞMELER
Konuk konuşması Ekonomist Prof. Dr.Ali Hakan Kara, Küresel Gelişmeler ve Türkiye Ekonomisi başlıklı çok geniş bir sunum yaptı. Küresel gelişmelerin hiç olmadığı kadar enteresan oldunu söyleyen Prof. Kara, "Türkiye hep enteresandı. Büyük resme iyi bakmak gerek. Küresel güçler dünyayı farklı bir noktaya götürüyor. Dünya bir rotaya girdi. Artık globalleşme değil yerelleşme, kutuplaşma dönemi. Dost ülkeler daha çok birbiri ile ticaret yapacak hale geliyor. Küresel ölçekte olup biten bizi sürüklüyor. ABD'nin gümrük vergisi politikaları küresel piyasalara damgasını vuruyor. Tek bildiğimiz belirsizliğin belirli olduğu. Belirsizlik bizimle yaşamaya devam edecek. Amerika, Türkiye'nin içinden geçtiği durumu biraz geriden takip ediyor. Önümüzdeki dönemde Türk şirketleri ve yöneticilerin gidip dünyada dersler vermesi gerek. Bu kadar belirsizlik altında çok güzel top çeviriyorsunuz, topu yere düşürmüyorsunuz. Ama nereye kadar" dedi.
TÜRKİYE EKONOMİSİ
Kara sözlerini, "Son dönemde yaşanan türbülans ülkeleri nasıl etkiledi. Ülkelerin risk primlerini ne kadar etkiledi. Türkiye risk primi en çok artan ülkelerden biri oldu. Bir anda altı ay geriye gittik. Bir umut vardı bir anda bütün parametleri yeniden oluşturmak gerekti. Bizim ne yapmamız lazım onu düşünüyoruz hep birlikte. Ticaret savaşları başladıktan sonra tüm ülkelerin büyüme rakamları revize edildi. Çin ve özellikle ABD ticaret savaşlarından en çok olumsuz etkilenen iki ülke olacak. Tüm ülkeler olumsuz etkilenecek. Türkiye açısından döviz kuru pariteleri bizim lehimize işliyor. ABD de Trump seçildiğinde dolar güçlenecek gibi bir leklenti vardı. Amerika'da alınan kararlar siyasi ve ekonomik sonuçları kötü olacak. Amerikan ekonomisine dair beklentiler düştü. Son 10 yılda doların hakimiyeti azalıyor. Merkez bankaları rezervlerinin yüzde 50'sini dolarda tutuyor. Amerika güvenli liman mı değil mi piyasalar bunu sorguluyor. Güçlü euro Türkiye'nin lehine. Dolarda tarihin en uzun değerlendinme döngüsü tersine mi dönüyor" diye sürdürdü.
CARİ AÇIK DÜŞÜYOR
Özellikle enerji fiyatlarındaki düşüşün Türkiye'deki enflasyon ve dış açığın düşmesi için iyi bir haber olduğunu söyleyen Prof. Kara, "Arkadan rüzgarlar iyi esiyor. Sene başından bu yana değerli metal fiyatları belirgin artış gösterdi. Uzun vadeli yatırımcıcıysanız altın dünyanın gidişatına bakacak olursanız altın gibi güvenli limanlara girmekte fayda var. Türkiyenin ABD ve Çin pazarına bağımlılığı düşük düzeylerde. Türkiye'nin pazarlık gücü artıyor. Gümrük birliğinin yeniden müzakeresi söz konusu olabilir. Suriye'de muazzam bir pazar oluşuyor. Bu kadar fırsatın ortasında biz ne yapabiliriz. Kendi problemlerimizle ulaşmaktan pek bir şey yapamıyoruz. Enflasyonu düşürmek önemli bir şey. Bu ülke insanının enflasyon duyarlılığı çok düşük. 50 yıldır enflasyon ile yaşıyoruz. Enflasyon ile yaşayıp kalkınabilmiş tek ülke yok. Ayağımızdaki prangalardan kurtulmamız gerek" şeklinde konuştu.
İŞ DÜNYASI NEFESİNİ TUTUYOR
Türkiye'nin dünya enflasyonunda sürekli şampiyonlar liginde oynadığını söyleyen Prof.Kara, "Enflasyonun düşme sürecini 6 ay ileriye attık. Bu biraz moral bozdu. İş dünyasına nefesinizi biraz tutun diyoruz. Tutuyorlar. Uzun süre tuttular. Şirketlerin maruz kaldığı reel faiz tarihi yüksek seviyelerde. Tekrar bir şok daha gelmezse Merkez Bankası'nın temmuz ayından itibaren faiz indirimine gitmesini bekliyoruz. Yıl sonuna kadar yüzde 36'lara kadar götüreceğini düşünüyorum. Merkez Bankası'nın rezerv kaybetmesi, kan kaybetmesi durdu. 56 milyar dolar 6 hafta içinde satıldı. Bu kadar yoğun döviz satıldığı bir başka dönem yok. Döviz kuru doları tutuyor. Döviz kurunda şimdilik kontrol sağlanmış görünüyor. MB doları tutuyor, euroyu tutmuyor. Dolar kurunu tutmaya devam edecekler. Son dönemde sanayi üretimi dalgalı bir seyir izledi. Gıda dışında bütün sektörlerin üretiminde yavaşlama ve küçülme gözlenmekte. Stokların azalma eğilimi belirginleşiyor. Fiyatların artmayacağı bir döneme giriyoruz. Bu bir şekilde sermayeden yemek anlamına geliyor. Enflasyonun daha hızlı düşeceği bir döneme giriyoruz. Son dönemde iç talepte yavaşlaması yaşanıyor. Ekonomiyi yönetenler ciddi bir kriz çıkmasına izin vermezler. Olanların farkındalar. Sisteme çok hızlı cansuyu verme kapasitesine sahipler. Tüketici kredilerinde tahsili geciken alacaklar artıyor. Kobiler tarafında sıkıntılar başladı. Yılın ilk 4 ayında tahin en yüksek konut satışı gerçekleşti" ifadelerinde bulundu.
ENFLASYONU DÜŞÜRMEK İSTEMİYORUZ!
Prof. Kara konuşmasını, "Konut kredisi faizlerinin düşüklüğü satışları kısıtlıyor. Konut fiyatlarındaki artış enflasyonun altında kalmaya devam ediyor. Son yıllarda malzeme maliyeti artışı konut fiyat artışının altında kaldı. Yüksek faizi ve kuru bastırarak gitmeye çalışıyoruz. Buradan yumuşak çıkış için bir durgunluk olması gerekiyor. İnşaat sektörünün milli gelir içindeki payı aşağıya doğru gidiyor. Pay yüzde 6 civarında. Son 1,5 yıl içinde TÜİK ölçümlerinde önemli bir düzelme var. Kamu harcamaları verimsiz bir şekilde hala hızla artıyor. Devlet harcamalarının doğru yerlere gidip gitmediğini bilemiyoruz. Devlet enflasyonla yeterince mücadele ediyor mu kaynakları yeterince doğru kullanıyor mu? Halk bu konuya yeterince inanmıyor. Enflasyonu düşürmek isteyip de düşüremeyen bir ülke yok. Demek ki biz enflasyonun düşmesini istemiyoruz. Son yıllarda iç maliyetlerdeki artış kur artışından yüksek oldu. Dolar cinsinden maliyetler çok hızlı bir şekilde artıyor. Asgari ücret milli gelire oranla biraz yüksek ama fazla değil. Türkiye'de fiyatlar dünyaya göre daha pahalı hale geldi. Dolar bazında bu kadar yüksek enflasyon dünyada hiçbir ülkede yok. Dış açıktaki düzelme döviz kurunu kontrol etmeyi kolaylaştırıyor. 13 milyar dolar cari açığımız var. Türkiye bunu çok kolay bir şekilde yönetebilir. Merkez Bankası'nda 146-148 milyar dolar civarında bir rezerv var. Türkiye'nin 80 milyar dolar daha döviz rezervine ihtiyacı var. İstihdam bozuluyor. İşsizlik artacak. Şirketlerde işten çıkarmalar yaygınlaşıyor. Siyasal huzursuzluk başlayabilir. Enflasyonla temel sorun mücadele programı iyi planlanmadı. Faizler enflasyonun 4-5 puan üzerinde gidecek" diye tamamladı. Kara konukların sorularını yanıtladıktan sonra kendisine günün anısına bir hediye takdimi yapıldı. Ayrıca ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman ve TİMFED Başkanı Çiğdem Aras'a birer plaket sunuldu. Toplantı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim