Her yıl Yaz aylarının korkulu rüyası olan yangın olayları maalesef yine tekrar tekrar yaşanıyor.
Bir orada bir burada çıkıyor.
Yüreklerimizi ağzımıza getiriyor.
Hiç şüphe yok ki en ufak yangın bile yüreğimizi ağzımıza getiriyor.
Hele birde yaşam alanlarına yaklaştığında endişelerimiz, kaygılarımız, korkularımız adeta katlanıyor.
Zaman zaman can kayıplarının olduğu yangınlar meydana gelse de genel olarak can kayıplarının yaşanmaması en büyük tesellimiz oluyor.
Aslına bakarsanız her çalılık ve ormanlık yangınlarında muhakkak can kayıpları oluyor ama bizler çoğu zaman farkına bile varmıyoruz.
En küçük orman yangınında bile orayı mesken edinmiş binlerce canlı yanarak hayatını kaybediyor.
Karıncasından böceğine, kaplumbağasından yuvasında annesini bekleyen kuşuna kadar aklınıza gelebilecek binlerce hayvan…
Yangın büyüdükçe hayatını kaybeden hayvan sayısı milyonları bulurken, ciğerimiz olan ağaçların da kaybı artıyor.
Yaşamak için olmazsa olmazımız havayı temizleyen, oksijen kaynağımız yüzbinlerce, milyonlarca ağaç gözlerimizin önünde cayır cayır yanıyor.
Yangınların en büyük nedeni hiç şüphe yok ki, ihmaller, dikkatsizlikler, ciddiyetsizlikler, yeterli güvenlik tedbirleri ve önlemlerin alınmaması.
Yoldan geçerken sigara izmaritinin söndürülmeden ormanlık alana doğru atılması, güneş ışığıyla birleşerek yangın çıkarma riski olan cam şişelerin ormanlık alanda bırakılması, ormanlık alandan geçen elektrik tellerinin açıkta bulunması, mangal kömürünün söndürülmeden bırakılması gibi bir çok ihmal ve dikkatsizlikler zinciri var.
Bu ihmal ve dikkatsizlikleri ortadan kaldırarak ormanlarımızın kül olmasını engellemek elimizde.
Sadece özellikle Yaz aylarında biraz daha fazla dikkat o kadar yeterli.
Bu yazı toplam 889 defa okunmuştur.