Bugün 26 Nisan 2024 Cuma
  • Antalya21 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2440.177
    %0.51
  • Dolar
    32.4575
    %-0.23
  • Euro
    34.7559
    %-0.63
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
"Yeni bir denetim sistemi hayata geçirilmeli"
24 Mart 2023 Cuma 16:09

"Yeni bir denetim sistemi hayata geçirilmeli"

Mevcut yapı denetim sistemindeki sorunlara dikkat çeken inşaat mühendisleri, yeni bir denetim sisteminin hayata geçirilmesini istedi. İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Soykan Bayraktar, "Mevcut Yapı Denetim Yasası'nın öngördüğü

Mevcut yapı denetim sistemindeki sorunlara dikkat çeken inşaat mühendisleri, yeni bir denetim sisteminin hayata geçirilmesini istedi. İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Soykan Bayraktar, "Mevcut Yapı Denetim Yasası'nın öngördüğü, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine; uzmanlık ve yapılan işin önemini ve sorumluluğunu bilen yapı denetçilerinin etkinliğine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir denetim süreci modeli hayata geçirilmeli" dedi.

 

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), mevcut yapı denetim sistemindeki sorunlara dikkat çekerek, yeni bir yapı denetim düzeninin kurulmasını istedi. Yapı denetim sistemi hakkında dün, İMO'ya bağlı tüm şubelerde ortak basın açıklaması yapılarak mevcut sistemin neden değiştirilmesi gerektiğine dikkat çekildi ve yeni sistemde nelerin olması gerektiği açıklandı. İMO Antalya Şubesi'nde Başkan Mehmet Soner Akdoğan ve Yönetim Kurulu üyeleri tarafından yapılan açıklamada, önemli önerilerde bulunuldu. Üyelerin de katılımıyla gerçekleştirilen açıklamada İMO Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Soykan Bayraktar, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine; uzmanlık ve yapılan işin önemini ve sorumluluğunu bilen yapı denetçilerinin etkinliğine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımının sağlandığı yeni bir denetim sürecine geçilmesi gerektiğini vurguladı. Olması gerekenleri söylediklerini kaydeden İMO Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan ise, denetimlerin artırılması gerektiğinin altını çizdi.

sam-1392.jpg

"OLMASI GEREKENLERİ YILLARDIR SÖYLÜYORUZ"

Seçim sürecine girilmesiyle birlikte deprem gerçeğinin unutulmaması gerektiğini ifade eden İMO Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, yıllardır olması gerekenleri söylediklerini hatırlattı. "Yeni bir yapı denetim düzeni" konulu açıklama ile de denetim sisteminde olması gerekenleri ortaya koyduklarını kaydeden Akdoğan, yapı denetimlerde çalışanların bir çoğunun asgari ücretten sigortalanırken bir dava söz konusu olduğunda kamu personeli gibi yargılandığına dikkat çekti. Yapı denetimde çalışanların meslek kodları üzerinden sigortalarının yapılması gerektiğini vurgulayan Akdoğan, TMMOB'un belirlediği minimum asgari ücret tarifesi üzerinden ücret almaları gerektiğinin de altını çizdi. Sermaye sahibi tarafından bulunan imzacı mühendisin yapı denetim sahibi gibi gösterildiğini ileri sürerek tüm sorumluluğun üzerine yüklenildiğini belirten Akdoğan, bu noktada denetimin artırılması gerektiğini dile getirdi.

 

"AMAÇ, SAĞLIKLI VE GÜVENLİ BİR İNŞA SÜRECİ İÇİN OLMASI GEREKENLERİ TARTIŞMAYA AÇMAK"

"Yeni bir yapı denetim düzeni" konulu ortak basın açıklamasını okuyan İMO Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Soykan Bayraktar ise, amacın sağlıklı ve güvenli bir inşa süreci için olması gerekenleri tartışmaya açmak olduğunu bildirdi. Türkiye’deki riskli yapı stokunun tespiti ve bunlara yönelik politikaların belirlenmesi ile imar uygulamalarından doğan sorunların doğrudan bu açıklamanın konusu olmadığını belirten Bayraktar, "Ülkemizde her yıl ortalama 100 bin yeni yapı üretilmekte. Bu öneriler ile amaçlanan, riskli yapı stokuna her yıl yeni risklerin eklenmesini önlemek ve riskli yapıların dönüştürülmesi veya güçlendirilmesi süreçlerinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesinin altyapısını oluşturmak" diye konuştu.

sam-1389-001.jpg

"YAPI DENETİM HİZMETİ PİYASA DENGELERİNE VE REKABETÇİ KOŞULLARA TERK EDİLEMEZ"

4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ile kurgulanan sistemde, denetim hizmetinin kamusal niteliğinin yok sayılarak denetim hizmetinin ticarileştirildiğini belirten Bayraktar, "Oysa yapı denetim hizmeti piyasa dengelerine ve serbest piyasanın rekabetçi koşullarına terk edilemez. Mevcut sistemin asli unsurları olan yapı denetim kuruluşları doğası gereği kâr amaçlıdır. Devlet bu kuruluşlar üzerinde etkin bir denetim mekanizması da kuramamıştır. Dolayısıyla yasa kapsamında, inşa edilen yeni yapıların, istenilen düzeyde, güvenli, sağlıklı ve kaliteli olması sağlanamamıştır" ifadelerini kullandı.

 

"SİSTEM, FARKLI SORUNLAR BARINDIRIYOR"

Yapı denetim sistemi içinde, kurucu ortakları da dahil olmak üzere proje, uygulama ve malzeme denetimiyle görevlendirilen ya da şantiye şefi olarak çalışan çok sayıda mühendis ve mimar yer aldığına işaret eden Bayraktar, şunları dile getirdi:

"Sistem, bünyesindeki her bir aktör için farklı sorunlar barındırmakta. Yapı denetim kuruluşlarının ortakları verilen hizmet için alınan bedellerin azlığından şikayet etmekte; denetim hizmetlerinde yaşanan kalite sorununu devlet tarafından belirlenen bu bedelin yetersiz kalışına bağlamaktadır. Bu yakınmalarda haklılık payı vardır elbette. Zira devlet 595 sayılı KHK ile oluşturulan yapı denetim sisteminde  yüzde 4-8 oranında belirlediği hizmet bedelini müteahhitlerin baskıları ile 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun sürecinde önce yüzde 3’e sonra da yüzde 1,5’e düşürmüştür. Hizmet bedelleri üzerinde bu kadar oynanması ve giderek azaltılması bile yapı denetim sisteminin nitelikli yapı üretimini sağlama hedefinden ne kadar uzak olduğunun, hukuki deyimle 'şekli zorunluluk'tan dolayı oluşturulduğunun açık bir göstergesidir."

 

"MESLEKTAŞLARIMIZ ÜSTLENDİKLERİ SORUMLULUĞA GÖRE DÜŞÜK ÜCRETLERLE ÇALIŞTIRILMAKTA"

Yapı denetim kuruluşlarının düşürülen ücretlerine karşılık en büyük maliyet unsuru olarak gördükleri mühendis ve mimarların ücret ve giderlerini kısmaya çalıştığını, nitelikli işgücünden kaçındığını ve hatta hizmet almadan teknik elemanların imzalarını kullanma yoluna gittiklerini belirten Bayraktar, "Sistemde denetçi, kontrol elemanı ve şantiye şefi olarak yer alan mühendis ve mimarlar ise ekonomik sorunların yanı sıra ücretli çalışmanın getirdiği sorunlarla da boğuşmakta. Mesleğinin gereğini yapmaya çalışan meslektaşlarımız üstlendikleri sorumluluğa göre son derece düşük ücretlerle çalıştırılmakta, üstelik bu ücretleri bile zamanında alamamakta, her an işsiz kalabileceği endişesi taşımakta. Bir yandan yapı üretim sürecinde görev alan eğitimsiz ve vasıfsız usta, kalfa ve işçi gibi meslek mensupları ile uğraşırken diğer yandan yapı sahibi veya yüklenici tarafından proje dışı imalatları görmezden gelmeye zorlanmakta" dedi.

sam-1397-003.jpg

"ŞANTİYE ŞEFLİĞİ HİZMETLERİ KAĞIT ÜZERİNDE KALAN FORMALİTEYE DÖNÜŞTÜ"

 Şantiye şefliği hizmetlerinin ise büyük oranda kağıt üzerinde kalan bir formaliteye dönüştüğünü ifade eden Bayraktar, "İşveren vekili sıfatı nedeniyle iş kazaları da dâhil olmak üzere yapı işyerlerinde oluşabilecek her türlü sorunun doğrudan muhatabı olan şantiye şefleri, tam zamanlı olarak çalışmaları gerekirken sistemde aynı zamanda birden fazla işyerinde şantiye şefliği yapmalarına olanak tanınması nedeniyle, üstlendikleri tüm bu sorumlulukların gereklerini yerine getirmekten uzaktır. Şantiye şefliği hizmetleri de büyük oranda kağıt üzerinde kalan formaliteye dönüşmüş durumda" diye konuştu.

 

"MÜHENDİS VE MİMARLAR HEDEF TAHTASINA OTURTULUYOR"

Sistemin sağlıksız kurgusu ve suiistimaller nedeniyle görevini layıkıyla yapamayan birçok mühendis ve mimarın cezai ve hukuki pek çok yaptırımla karşılaşmakta olduğunu kaydeden Bayraktar, "Sistem yarattığı kaosun tek suçlusu olarak mühendis ve mimarları görmekte ve hedef tahtasına oturtmakta. Zira yasanın uygulama sürecinde karşılaşılan güçlükler giderilmediği gibi yapılan değişiklikler sadece yapı denetim firmaları lehine olmuş, sayıları on binleri bulan mühendis ve mimar çalışanlar için koşullarını iyileştirici en ufak bir düzenleme yapılmamıştır" ifadelerini kullandı.

 

"TOPLUM BÜYÜK BEDELLER ÖDÜYOR"

Teknik kadroların nitelikleri ve yeterlilikleri sorgulanmaksızın yapı denetim sisteminde görev üstlenebilmelerinin de bir başka sorun olduğunu söyleyen Bayraktar, "Denetim hizmetlerini yapanlar, yapılan işin önemi gereği bilgi, deneyim ve uzmanlık sahibi olmak durumunda.  Ancak sistem bu tür elemanların görev yapabilmesine olanak sağlamamakta. Sistemin böyle yürüdüğü bir ortamda sağlıklı bir inşa sürecinin oluşması elbette ki mümkün olamamakta, toplumun can ve mal güvenliği tehlikeye atılmakta. Denetim hizmetlerinin serbest piyasa koşullarına terk edilmesi topluma büyük bedeller ödetmektedir" açıklamasında bulundu.

 

"YETKİN MÜHENDİSLİK" ÖNERİSİ

Mevcut Yapı Denetim Yasası'nın öngördüğü, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine; uzmanlık ve yapılan işin önemini ve sorumluluğunu bilen yapı denetçilerinin etkinliğine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir denetim süreci modelinin hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Bayraktar, yetkin mühendislik önerisinde bulundu. Bayraktar, şunları dile getirdi:

"Mühendislik hizmetlerinde özellikle yapı alanlarında hizmet veren teknik kadroların bilinçli ve bilgili olmaları kamu çıkarları açısından son derece büyük bir önem taşımakta. Halkın can ve mal güvenliğinin korunması, ulusal kaynakların doğru kullanılması, bilgi ve bilinç düzeyinin artmasıyla doğru orantılıdır. Yüksek öğretim kurumlarında verilen mühendislik eğitimi seviyesi ne olursa olsun temel eğitim niteliğindedir. Ayrıca bir mühendislik dalının pek çok alt dalları bulunmaktadır. Bir mühendisin sadece dört yıllık bir eğitim ile unvanını taşıdığı meslekte ve alt dallarının tamamında uzmanlaşması ya da yetkinleşmesi fiilen mümkün değilken taşıdığı unvan nedeniyle tüm alanlarda yetkilendirilmiş olması bir çelişkidir. Bu çelişkiden faydalanan ise mühendisin bilgisinden ziyade imzasına ihtiyaç duyan çıkar çevreleridir. Dolayısıyla 1938 yılından bugüne değiştirilmemiş olan 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Kanunu değiştirilmeli Meslek Odalarının kendi meslektaşlarını yetkinliklerine göre belgelendirme ve yetkilendirme hakkı getirilmeli."

 

"PROJE DENETİMİ VE UYGULAMA DENETİMİ BİRBİRİNDEN AYRILMALI"

Yapı denetim sisteminde proje denetimi ve uygulama denetiminin birbirinden ayrılarak, kamu bünyesinde ülke genelinde ihtiyaç duyulan yer ve miktarda idari özerkliğe ve güvenceye sahip “Etüt ve Proje Denetim Birimleri” oluşturulması gerektiğini belirten Bayraktar, "Bu birimler denetledikleri projelerin ölçek ve özelliklerine göre sınıflandırılmalı ve yetkilendirilmeli. Bu birimlerde ilgili tüm meslek disiplinlerinin yeterli düzeyde istihdamı sağlanmalı, görev yapacak sorumlu denetçi İnşaat Mühendisleri Meslek Odası tarafından belirlenmiş yetkin mühendisler olmalı. Çalışan tüm mühendis ve mimarlar ilgili meslek kuruluşları tarafından sertifikalandırılmalı, yaptıkları görev ve aldıkları sorumlulukların karşılığı oranında ücretlendirilmeli" diye konuştu.

 

 "YAPI DENETİM KURULUŞLARI, KAMU TARAFINDAN GÖREVLENDİRİLMİŞ BİRİMLER OLARAK ÇALIŞMALI"

Yapı denetim kuruluşlarının doğrudan kamu tarafından görevlendirilmiş birimler olarak çalışması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, önerilerini sıralamaya şöyle devam etti:

"Yapı Denetim Kuruluşları ile müteahhit veya yapı sahibi arasında herhangi bir mali ve idari bağlantı olmamalı. Yapı denetim ücretleri doğrudan kamu tarafından ödenmeli ve bu kuruluşlar doğrudan kamuya karşı sorumlu olmalı. Yapı Denetim Kuruluşları için sorumluluk sigortası zorunluluğu getirilmeli. Hazır beton üreticileri de sisteme entegre edilip, yükümlülükleri ve uygulanacak yaptırımlar tanımlanmalı ve takibi yapılmalı. Yapı Denetim Kuruluşlarının ortaklarının içerisinde Meslek Odası tarafından belgelendirilmiş en az bir tane yetkin inşaat mühendisi bulunmalı ve onun sorumluluğunda diğer denetçiler ve kontrol elemanları çalışmalı. Yapı Denetim Kuruluşunda görev yapacak mühendis ve mimarlar sorumluluklarına göre meslek kuruluşlarınca belgelendirilmeli, takibi yapılmalı. Yapı Denetim Kuruluşlarında çalışan tüm görevliler kamu görevlisi statüsünde olmalı, ücretleri, iş güvenceleri ve özlük hakları teminat altına alınmalı, ücretleri TMMOB tarafından belirlenen asgari ücretin altında olmamak kaydıyla görev, yetki ve sorumluluklarına göre kademeli olarak belirlenmeli."

 

"MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI GETİRİLMELİ"

Gerek etüt ve proje denetim birimlerinde gerekse yapı denetim kuruluşlarında görev yapan mühendis ve mimarlar için mesleki sorumluluk sigortası getirilmesi gerektiğini belirten Bayraktar, şu önerileri dile getirdi:

"Yapı Denetim Kuruluşlarının oluşmasından, görevlendirilmesinden ve takibinden sorumlu olan tüm kurullarda Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne bağlı ilgili Odaların temsilcileri yer almalı. Nitelikli proje hizmetlerinin verilebilmesi için Meslek Odalarının önündeki engeller kaldırılmalı, proje hizmeti veren mühendis ve mimarlar için Odaların yetkilendirme ve denetleme hakkı olmalı,  proje hizmet koşulları ve ücretleri Odalar tarafından belirlenmeli. Müteahhitlik iş, işleyiş ve ilişkilerini belirleyen özel bir kanun çıkarılmalı ve sorumlulukları belirlenmeli. Kamu müteahhitleri gibi yeterlilik kriterleri getirilmeli teknik kadro, finans, donanım ve iş bitirme kriterleri koyularak titizlikle uygulanmalı. Yapı alanı 1500 metrekareyi geçen her yapım işinde tam zamanlı olarak bir şantiye şefi bulundurulması zorunlu hale getirilmeli. Şantiye şeflerinin işveren ile yapacağı hizmet sözleşmeleri ilgili Meslek Odası tarafından belirlenen tip sözleşmeler çerçevesinde olmalı, şantiye şeflerinin alacakları ücretler TMMOB’nin belirlemiş olduğu ücretlerin altında olmamalı. Şantiye şeflerinin belgelendirilmesi ve bu belgelendirmeye esas eğitimleri ilgili Meslek Odası tarafından yapılmalı. Sistemde görev alan tüm mühendis ve mimarların sicilleri kayıtlı oldukları Meslek Odaları tarafından tutulmalı. Tüm yapılar, yapım ve kullanım özelliklerini koruyup korumadığının tespiti amacıyla ve ilgili kamu kurumlarının sorumluluğu altında, imara aykırılık, yapısal elemanlardaki değişiklik ve hasar-deformasyon oluşup oluşmadığı bakımından periyodik olarak denetlenmeli." HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 1061 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim