Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

    Marketlerde, kasaplarda et fiyatlarını gördükçe; ‘’Bu fiyatlara erişebilmek artık çok zor. Neden bu fiyatlar pahalı?’’ demekten kendimi alamıyorum.

            En ucuz kıymanın kilogramı 500 liradan başlıyor. Et fiyatları ise bin liraya dayanmış durumda.

            Bonfile ve antrikot türü et ürünleri ise bin lirayı geçmiş durumda.

            Bir tarım ülkesiyiz; besicilik ve balıkçılık konusunda oldukça uygun bir coğrafyaya sahibiz.

            Kısmen tavukçuluk için de aynı şeyi söyleyebilirim.

                        Ülkemizde et fiyatlarının oldukça pahalı olduğu artık bilinen bir gerçek.

            Asgari ücretin 22bin  lira olduğunu düşünürsek, bir kilogram etin 1700 – 750   liraya çıktığı günümüzde gerçekten bırakın dar gelirliyi, orta gelirli bile yeterince et yiyemez halde!

            Geçmişten gelen sıkıntıların bugün daha da içinden çıkılmaz boyuta geldiğini görmek üzücü…

                        Tarım ve hayvancılık…

            Maalesef; bir çok ürünü  dışarıdan getirdiğimiz, ithal ettiğimiz  bir ortamda  tarım ve hayvancılık adına atılması gereken ‘’kararlı’’ adımlar var.

            Bunun da ötesinde tarım ve hayvancılıkla ilgili politikalarda reform tarzında icraatlara gereksinim var.

            Ülkemizin tarım politikasında reform tarzında yeniliklere, teşviklere ve projelere gereksinim var.

            Olaya Antalya penceresinden bakacak olursak…

   Antalya gerçekten çok potansiyelli bir şehir… Tarım için de, hayvancılık için de, turizm için de çok özgün bir iklim ve toprak yapımız var.

            Bu ayrıntıyı zaman zaman ön plana çıkarıyorum.

            Tarım ve hayvancılığa o kadar ‘’uygun’’ bir coğrafyamız var ki; pilot şehirler belirleyerek besiciliğin ayağa kaldırılması ve vatandaşın ilk etapta ‘’makul bir fiyattan’’ daha sonra da ucuz et yemesi mümkün.

            Tarım ve hayvancılık maalesef kan kaybediyor.

                        Bir tarım ülkesi dediğimiz ülkemizin dışarıdan et ithal etmesi çözüm değil; çözümsüzlüğü tetikliyor…

            Burada bir çelişki var.      

            Belirsizlik ve daralan meralar sorunu arttırıyor.

                                    Maliyetler o kadar artmış durumda ki besicilerin kazanç elde edebilmeleri giderek zorlaşıyor.

                        Özellikle dar gelirli vatandaşlar bu durumdan oldukça dertli.

            Aslında besiciler de dertli.

            Bu anlamda  besicilerin sorunları aslında yıllardır çözülebilmiş değil…

            Artan maliyetler başlı başına bir sorun. En önemlisi de bana göre yem fiyatlarının çok yüksek olması ve vatandaşın satın alma gücünün her geçen gün kötüye gitmesi.

            Dar gelirlinin ucuz et yemesi artık giderek zorlaşıyor.

            Mera alanlarının daralması, yanlış hayvancılık politikası ve sürekli artan maliyetler nedeniyle besiciler zor günler geçiriyor.

            Köylerin mahalleye dönüştürülmesi; sorunların çözümü için yeterli olmadı. Aksine mevcut sorunları daha da artırdı.