ÖMER YETGİN / BUGÜNLÜK

            Yerel belediyecilik kavramı; hizmet üretme ve mazeret üretme noktasında keskin hatlarıyla olgunlaşan bir olgu.

            Sosyal ve insan odaklı hizmetlerin bugün için etki derecesini çok somut örnekleriyle seçmen görüyor ve yaşıyor.

            Kaynakları en özgün ve mantıklı biçimde kullanan ve yeni ufuklar açan projelere start veren belediye başkanları kamuoyu yoklamalarında başarı ya da başarısızlıklarını ortaya koyuyor.

            İz bırakan projelerin somut ve gerçekleşebilir olması çok önemli bir ayrıntı…

            Ve bu ayrıntıda saklı insan odaklı, yeşil dokuya öncelik sunan çalışmalar ve yatırımlar.

   Zaman kavramı, özellikle yerel belediyeler için çok önemli… Hizmet sürecinde öncelikli çözümlenmesi gereken sorunların çözümü bu anlamda çok daha önem taşıyor.

            Bazen bir “karşılaştırma” yapma gereği duyarsınız… Birbiriyle sınır iki ilçenin iki komşu mahallesindeki “farklılıkları” irdelersiniz…

            Bu noktada gelişen ve değişen yerleşim alanı ile kaderine terk edilmiş yerleşim alanını reel biçimde görme şansını yakalarsınız…

            Siz istediğiniz kadar bir mahallenin çözümlenmesi zor sorunları var diye ayrı tutsanız da, gelişen ve değişime uğramış diğer mahallenin yıllar öncesinden benzer sorunlarının çözülerek çağdaş bir yaşam alanı haline geldiğine tanıklık edersiniz…

            Dediğim gibi, yerel belediyecilikte zaman kavramı çok önemli…

            Öncelikle vatandaş, “hizmet” kavramını çok iyi etüd etmeli…

            Belediyelerin öncelikli yapması gereken yama tarzı (!) bir asfalt çalışmasını “hizmet” diye değerlendirilmemeli…

            Yılların ihmali bir projeyi, hatta mega tarzı bir projeye hizmet gözüyle bakılmalı…

            Sosyal donatı alanlarına da hizmet gözüyle bakmalı…

            Sağlık merkezlerini tamamlamış, kapalı semt pazarını yıllar önce oluşturmuş, sosyal donatı alanlarının sayısını ikiye, üçe hatta dörde katlamış bir belediyeden söz ederken hakkını vermeli…

            Ancak… Kaderine terk edilmiş mahallelerde yıllarca kapalı semt pazarını bekleyen, düzenli yolları, kaldırımları bekleyen, alt yapı çalışmalarının tamamlanmasını bekleyen, toz, toprak içindeki vatandaşlar gelmeyen hizmeti ve hizmetleri de sorgulamalı…

            Sorgulamalı ki; zaman boşa gitmesin…

            İşte bu denklemde yerel belediyecilik kavramında öncelikli sorunların çözümlenmiş olması çok daha önemli.

            Rutin bir belediye çalışmasını çok önemli bir çalışma gibi lanse etmek vatandaş nezdinde artık karşılığını bulmuyor…

            Aksine çözüm odaklı, sosyal projelere ağırlık veren, kaynakları en verimli biçimde kullanan ve vatandaşla içten bir iletişim kuran yerel belediyecilik anlayışı pozitif sonuçlarını her zaman verir…