Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

    Yapılan araştırmalar her türlü koşul ve şartlarda  konut satışında Antalya’nın birinci sırada yer aldığını ortaya çıkarıyor.

            Elbette ki bunun farklı nedenleri var.

            Global ölçekteki olumsuz etkilerini yaşadığımız pandemi, ardından Rusya ve Ukrayna arasında çıkan savaş, ve sonrasında da ülkemizde meydana gelen ve hepimize derin acılar yaşatan deprem felaketi sonrasında gelinen süreçte Antalya yine stratejik özelliği ile dikkat çekti.

            Gerek iklimi, gerekse coğrafi konumu Antalya’yı cazip kılan faktörlerden bir tanesi.

                        Bu durumda hızlı bir yapılaşma ve emlak sektörünün tüm yıl ivme kazandığı bir şehir olarak dikkat çekiyor.

            Antalya’daki 19 ilçenin tamamında alt yapı yatırımları ile birlikte yeni yollar, arıtma tesisleri, kanalizasyon, yol, kaldırım ve sosyal donatı alanları eksikliği bir an önce giderilmeli.

            Çok hızlı bir nüfus artışının yaşandığı Antalya’da bu anlamda en büyük tehlike ciddi anlamda artan nüfusun uzantısında alt yapı sıkıntılarının hızla artması…

            Önce bu realiteyle yüzleşmeliyiz.

            Ve elbette ki, deprem gerçeğiyle yüzleşmeliyiz.

            Yazılarımda bu kritik konuya ve soruna sık sık dikkat çekiyorum.

            Depreme dayanıklı binaların inşa edilmesi yaşamsal bir zorunluluk!

            Geçtiğimiz günlerde Konyaaltı Belediye Meclisi’nde alınan karar gereği ilçe sınırları içerisinde yapılacak binalara fore kazık sisteminin getirilmesi şartı getirildi.

            Aynı şekilde falezlerdeki tehlikeli yapılaşma tehlikesinin net biçimde gözlemlendiği Muratpaşa Belediyesi de yeni yapılacak binalara perde beton zorunluluğu getirdi.

            Kepez Belediyesi de yeni yapılacak binalarda denetim ve kontrolün arttırılacağını açıkladı.

            Tüm bu gelişmeler olumlu; ancak neden daha önceki yıllarda gündeme gelmedi?

            Muratpaşa ilçesinde denize perde çeker gibi yükselen binaların oluşturduğu çarpık yapılaşma gerçeğinde neden halen ısrar ediliyor?

            Neden çevre dostu projeler oluşturmak için harekete geçilmiyor?

            Ve falezlerde neredeyse faciaya davetiye çıkaran binalar için bir durum tespiti ve çalışma yapılmıyor?