Bugün 12 Eylül 2025 Cuma
  • Antalya30 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    4852.955
    %0.62
  • Dolar
    41.3686
    %-0.02
  • Euro
    48.5462
    %-0.34

HASAN YAKUP CANGÜVEN / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
HASAN YAKUP CANGÜVEN / KONUK YAZAR

AKIL, DİN VE HAYAT

12 Eylül 2025 Cuma 16:07

 

Akıl, Allah’ın insana bahşettiği en büyük nimettir. İslam, aklın değerini en yüksek seviyede kabul eden bir dindir. Çünkü İslam, mütefekkir insanların dinidir; akla hitap eder, aklı önemser. İslam, aklı olmayan kimselere herhangi bir sorumluluk yüklemesi yapmamış, onları fiil, eylem ve dini vazifelerinden sorumlu tutmamıştır. Aklı devreden çıkarmak İslam’ın ruhuna aykırıdır. Akıl, dinin anlaşılması ve “Efali mükellefin” dediğimiz, dinen yükümlü sayılan kişilerin emir ve yasak sorumluluğun temelidir. İman, akıl ile idrak edilir; İslam’ın bütün emir ve yasakları, aklı başında olan insanlar için söz konusudur. Bu sebeple İslam’ın hükümleri ve prensipleri insan fıtratına uygun, insan aklının kabul edebileceği bir mahiyettedir. 
Allah, aklı insana bir emanet olarak vermiştir. Ancak bu emanete sahip çıkmayan, aklını, kalbini ve imanını kiraya veren kişi ve toplumlar, eninde sonunda ruhlarını da satarlar. İnsanlar cahil kaldıkça, birilerine “kutsallık zırhı giydirerek” onu ilah ve rab hâline getirirler. 
Kâinatın yegâne sahibi Allah (CC) Tevbe Suresi 31. Ayette şöyle buyuruyor: 
“Allah’ı bırakıp da din âlimlerini, rahiplerini, özellikle Meryem oğlu Mesih’i rab edindiler. Oysa tek bir Tanrı’ya kulluk etmekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka tanrı yoktur; O yüceler yücesidir, onların yakıştırdıkları eş ve ortaklardan bütünüyle uzaktır.”
Günümüzde karşılaşılan toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlar ve çözüm bekleyen meseleler, ne kadar ciddi boyutta olursa olsun, hepsi insan aklının ürünüdür. Hristiyanlar’ın Hz. İsa’yı bu şekilde “İlah ve Rab” konumuna yükselttikleri ve onu mutlaklaştırdıkları gibi, bugün de, din ve devlet büyüklerini mutlaklaştıran, onlara aklını teslim eden, kalbini ve imanını kiraya veren, onların himmeti ile her şeye sahip olacağını ve cennete gireceğini sanan cahil insanlar yığını var. Bu sebeple aklı korumak, onu doğru bilgiyle ve sağlam imanla beslemek ve bir irade ortaya koymak insanın en büyük sorumluluklarından biridir. 
Sahip olduğu imkân, mal, makam yahut içinde beslediği özlem ve tutkusu, kişi üzerinde aklı ve imanından daha güçlü bir etki kurarsa, aklı da imanı da bu tutku ve özlemlerinin peşinden gider. Çünkü akıl, doğru yönlendirildiğinde insanı kurtarır; yanlış yerlere kanalize edildiğinde ve yönlendirildiğinde ise felakete sürükler. 
Akıl, İslam dininde yalnızca bireysel sorumlulukların değil, aynı zamanda toplumsal düzenin de teminatı olarak görülmektedir. Bu nedenle aklı korumak, geliştirmek ve onu güçlü bir iman ve milli ve manevi duygularla yoğurmak, vatan, millet, devlet ve bayrak sevgisiyle bütünleştirmek, İslam’ın insana yüklediği en temel sorumluluklardan biri olarak değerlendirilmelidir. 
Tabiatıyla; akıl, varlığı, değerleri ve hakikati kavramanın aracıdır. Akıl insan olmanın şerefini mümkün kılan en asli unsurdur. Akıl yoksa düşünce, bilinç, muhakeme, yani insanı diğer canlılardan ayıran, insana “insanlık” katan en temel özellik yok olur.  
Din, akılla kavranır; hakikat, akılla idrak edilir; hayat akılla anlaşılır ve akılla yaşanır. 
Akıl yoksa din de yoktur…
Akıl yoksa anlam da yoktur…
Akıl yoksa hakikati idrak edecek hiçbir şey yoktur…
Akıl yoksa hayatın ve yaşamanın anlamı da yoktur…
Velhasıl; akıl yoksa hiçbir şey yoktur…

 

Bu yazı toplam 154 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim