ÖMER YETGİN / BUGÜNLÜK

         İçinde bulunduğumuz Şubat  ayında artık turizm tesisleri tadilat çalışmalarını tamamlamaya çalışırken  bir taraftan da 2018 yılının turizmde iyi geçmesi beklentisi içine girdi.

         Öyle ki; Antalya’nın “turizm” vizyonu; iş istihdamı için çekim gücü oluşturmasına karşın, her yıl binlerce turizm çalışanının özellikle 6 ay boyunca “işsiz” kaldığı Antalya; çok çelişkili bir tablo oluşturuyor…

         Mutlaka sizler de bu ince ayrıntıyı düşünüyorsunuzdur. Antalya çok yıldızlı oteller cenneti… Binlerce kişiye iş istihdamı sağlayan turizm sektörü ne yazık kı bir yılın neredeyse yarısını boş geçiriyor…

         Turistik tesislerin yılın 5-6 ayını boş geçirmesi demek; binlerce turizm çalışanının “işsiz” kalması demek…      

                            Sezon boşa geçerken binlerce işçi ne yapacağını bilemez halde sezon açılışına kadar ayakta kalabilmenin, ailesini geçindirebilmenin  hesaplarını yapıyor.

         Şubat ayında olduğumuz bugünlerde turizmde çalışan ancak sezonun açılmasını bekleyen; dolayısıyla ‘’işsiz’’ ailelerin durumu büyük bir çelişki.

         Aynı zamanda artık bir an önce üzerinde durmamız gereken ayrıntı…

         Turizm iş kolunda çalışıp da Kış ortasında işsiz kalan ve büyük bir stresle yeniden işe çağrılıp çağrılmayacağını merak eden binlerce kişi kuşkusuz ki her yıl aynı sendromu yaşıyor ve ailelerine yaşatıyor…

         Elbette bu hesaplar yine tutmayacak.

         Yine şaşacak!.

         Başka iş kollarına yönelerek geçimini sağlamaya çalışacaklar.

         Ama; inanın zor olacak…

         Her yıl olduğu gibi…

         Her turizm sezonu sonrasında aslında aynı trajediyi yaşıyoruz.

         Çok farklı bir senaryo değil!

         Hayatın ta kendisi.

         Ama; değişen bir şey yok!

Antalya’nın bir turizm ve tarım şehri olduğu gerçeğinden hareketle; turizmdeki yanlış politikalar aşılamadığı için “işsizlik” bu kentin en önemli sorunlarından birisi olmaya maalesef devam ediyor.

Böylesi bir kentte turizm ve tarım gibi iki önemli sektörün yıllardır kent ve ülke ekonomisine katkı sunuyor olması Antalya’yı “farklı” bir şehir yapmaya yetiyor aslında…

Dolayısıyla bu kentteki tüm üst düzey yöneticilerin üretken olması, proje üretmesi, deyim yerindeyse zamanı iyi kullanması gerekiyor.

Gelelim Antalya’nın işsizliğin önlenebilmesi noktasındaki konumuna…

Mevcut haliyle Antalya’da işsizliği azaltacak istikrarlı bir yapı yok. Üniversiteyi kazanamayan gençlerin; alternatif iş kolu noktasında turizmi ilk sıraya yerleştirmemeleri, daha da ilginç olanı turizm sektörüne bel bağlamamaları; gerçekten turizmin bugünkü genel yapısını gözler önüne seriyor.

         Bu örnekleme bile turizmde içinde bulunduğumuz çelişkiyi gözler önüne seriyor.

         Umarım 2018;  turizmde yeni bir sinerjinin kapısını aralar…