EYÜP KOÇAK / MUHABİR TÜRK- KONUK YAZAR

 Dün ajanslara düşen bir haber beni öylesine derinden etkiledi ki, hala okuduğum haberin etkisindeyim. Özel bir hastanede Gastroenteroloji uzmanı olarak çalışan Dr. Hüseyin Sancar Bozkurt, insan dışkısından enerji üretilmesini sağlayan bir buluşa imza atmış. Geliştirdiği fikir ile 20 bin insanın 1 aylık dışkısından elde edilecek bifidobakteriumla, 3 milyon 800 bin kilovat enerji üretmenin mümkün olduğunu ortaya koyan bilim adamına,  ABD’deki kongreden davet mektubu gelmiş.  Yüksek enerji potansiyeline sahip bağırsak bakterilerinin, kayda değer bir alternatif olduğunu söyleyen Sancar,  ortaya koyduğu buluşun konunun uzmanı mühendislerce geliştirilebileceğini söylüyor.

 Ama ne yazık ki bu bilim adamına Türkiye’den değil, ABD’den davet var.

Türk bilim adamının ortaya koyduğu bu öngörü, belki tüm dünyanın enerji kavramına yeni bir bakış açısı getirecek. Bu nedenle Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Hüseyin Sancar Bozkurt’a ülkemiz sahip çıkmalı, onu ABD’ye kaptırmamalı. Gerçi bizim ülkemizde bilime önem verenlere pek değer verilmiyor.  Ya ikinci plana itiliyor ya da yaptığı işten el çektirene kadar çaba gösteriliyor. Önüne türlü engeller ortaya konuyor.  Bu yüzden Türkiye’de umduğunu bulamayan değerli beyinler, çareyi yurt dışına kaçmakta buluyor.

Bu konuya benzer belki onlarca, belki de yüzlerce örnek var. Mesela LPG’yi ilk icat eden bizmişiz ama bunu bizden yabancılar kapmış. Hatta Uğur Dündar,  70’li yıllarda piknik tüpüyle araba çalıştıran bir vatandaşla röportaj yapmıştı. Bu videoyu izlediğimde de oldukça şaşırmış ve üzülmüştüm. Piknik tüpüyle araba çalıştıran ve buluşu büyük bir heyecanla çalıştıran adamın videosunu izlemediyseniz, You Tube’ dan izleyebilirsiniz. 

Bir bilim adamı, sanatçı ya da üreten fikirler görmezden gelindi mi, çok üzülüyorum. Keşke elimde bir sihirli değnek olsa da bu insanlara elimden gelen tüm desteği sağlasam diyorum.

Buna benzer bir haberde Antalya’da yaşanmıştı.  Serkan Özkan adlı bir vatandaş, vatandaşların evlerinde elektrik üretebileceği bir keşif yapmış, bu keşif nedeniyle başına gelmeyen kalmamıştı.  Ailesini, parasını ve her şeyini bu keşif nedeniyle kaybeden Özkan, elindeki portatifleri sektörün dolandırıcılarına kaptırdığını söylemişti.

Ülkemiz her açıdan çok zengin. Ama ne yazık ki, bu zenginliğin kıymetini bilmek bir kenara dursun, bilenin de ağzından burnundan getiriliyor. Kim ne dersin, kim ne anlatmaya çalışırsa çalışsın, ellerle kapatılan kulaklar bu insanlar konuştuğunda bir türlü açılmıyor.  AR-GE, inovasyon gibi kavramların önemli olduğu bir dünyada, bu insanların görmezden gelinmesi ne acı. Oysa gelişmiş ülkelerde öyle mi? Bakın adamların yurt dışında ürettikleri her teknoloji, sizin ihtiyaçlarınızı doğrudan yönlendirebiliyor. Kimlik bilgilerinizi, parmak izlerinizi, davranış biçimlerinize kadar her şeyi veri depolarında muhafaza ediyorlar.

Gerek TÜBİTAK, gerek Türkiye’nin bu alanda hizmet veren kurumları, Dr. Hüseyin Sancar Bozkurt’a sahip çıkmalı.