Son birkaç haftadır ülke siyasetinde yaşanan gelişmeleri izliyorum. Öylesine boğucu, öylesine sisli bir atmosfer ki, hakikaten “böyle bir siyaset anlayışının canı cehenneme” demekten kendimi alamıyorum!
Bir ülkede siyaset ne için yapılır?
Bir ülkede halk siyasetçilerini hangi amaçla seçer? Küplerini daha fazla doldurmaları için mi? Toplum, korona virüsün ortaya çıktığı günden bu yana bunalmış durumda! İnsanların çoğu yokluk ve yoksulluk ile mücadele ediyor. Akşam evine ekmek götüremeyen müzisyenler, aylarca kapalı dükkânlarını açamayan, siftah etmemiş esnaflar, hayatın normale dönmesini dört gözle bekleyen çocuklarımız kimin umurunda?
Toplum içten çürümeye terk edilmiş durumda. Bundan iktidarıyla, muhalefetiyle herkesin sorumlu olduğuna inanıyorum. İnsani değerler, toplum değerleri gibi kavramların rağbet görmediği bir iklimde, at izi it izine karışmış durumda! Ülkü, ülke, vatan, aşk, sevgi ve saygı kavramlarının değeri ne yazık ki paranın miktarına göre belirleniyor. Toplumdaki bu çürümeye, bu yozlaşmaya çanak tutan siyasetçilerin içlerinde kum tanesi kadar insaf, merhamet yok!
Nereye bakarsanız bakın, kendi tabağındaki pisliği görmeyip karşısındakine laf atanlar var. Kimse önündeki taşa bakmıyor. Herkes haklı herkes bir şeyden şikâyet ediyor.
Bıktık, usandık, yıldık!
Keşke bu yaşananlar bir kâbus olsa ama maalesef değil! Korona yüz kere de mutasyon geçirse, insanımızın akıllanacağı yok.