- IMKB
% - Altın
4294.998
%0.30 - Dolar
40.1597
%0.16 - Euro
46.9681
%-0.00
- 00:36 - "Çocuğunuzu puana değil, potansiyele göre yönlendirin"
- 00:15 - Özel:"Yargılamalar TRT'den yayınlansın"
- 23:24 - Antalya'da sıcaklar bunalttı
- 20:55 - Meclisten Böcek'e destek mesajı
- 18:49 - Kara'ya destek mitingi
- 18:38 - Daha yeşil bir eğitim
- 15:05 - Chp'nin Adayı Özdemir
- 12:57 - İklim Kanunu Resmi Gazete'de yayımlandı
- 11:10 - Denizi çöp kutusu gibi kullanıyoruz
- 00:32 - Kanalda can pazarı
- 00:21 - Polisle çatışan cinayet zanlısı öldürüldü
- 00:06 - Başkan Böcek'e destek mitingi
- 23:47 - Kaya: ‘’Milletin vicdanında boğulacaksınız!’’
- 23:35 - ASKON'dan liderlik vurgusu
- 23:15 - Corendon Airlines'tan 20. Yılında Büyük Başarı
Gazanfer ERYÜKSEL / Konuk Yazar





BİREY OLMAK YA DA OLAMAMAK
İnsan, bilimdeki buluşların hayata uyarlanmasıyla oluşan teknolojinin hem içinde hem de dışındadır. Halk, oluşan teknolojiyi kucağında bulur veya kucağına düşer. O ki bir taraftan üretimi arttırırken bir yandan da hayatı kolaylaştıran sosyoekonomik ve sosyokültürel bir boyuttur. Artan üretimin de kolaylaşan hayatların da maddi manevi bedelleri olacaktır şüphesiz. Üretim araçlarını elinde tutan egemen yapı için daha çok kâr demektir teknoloji. Çağımızda araba üretiminin %90’ını robotlarla yapan Mercedes fabrikası uzun zamandır başına dert olan işçilerin çoğundan kurtulmuştur. Ne grev korkusu ne toplu sözleşme gerginliği ne de özel yaşamı dalgalanan işçilerin düşen performansları. Robot dediğin makinede böyle sıkıntıların hiçbiri yoktur artık.
Gelişen teknoloji insan emeğinden makineleşmeye geçilen dönemden sonra daha çok enerjiye ve daha çok pazara ihtiyaç duymuştur elbette. Tıpkı yelkenli gemilerden buharlı gemilere ve trene geçilmesi gibi. Evet ulaşım kolaylaşmıştır ama enerji ihtiyacı da bir o kadar artmıştır. Dedik ya artan üretim yeni pazarlar ihtiyacını da getirecektir şüphesiz. O zaman da sömürge ve yarı sömürge ülkelerdeki eski model üretimlerin devre dışı kalması/bırakılması gündeme gelmiştir. Bu konuda İngilizlerin Hindistan ve Osmanlı Devleti’nde yaptıkları özenle hatırlanmalıdır.
Kapitalizmin getirdiği sosyoekonomik değişim ve sanayileşmeyle oluşan yeni toplum ve insana “modern” adı verilecektir. Meraklısı için söyleyelim kökeni sömürge ve yarı sömürge olan toplumlarda burjuvazi ve sermaye birikimi yoktur. Burjuvazinin en önemli yapılandırması olan işçi sınıfı da yoktur. İşçilik yapanların kökeni sömürgelerde köleler veya yarı sömürge ülkelerde ise bizde olduğu gibi kırsaldan göçen ve ora ile ekonomik bağının sürdüren işçilerdir.
Burada ters köşe bir örnek verirsek, yazı yazmakla nasıl yazar olmak arasında uzak ara bir boyut varsa, işçi olmakla işçi sınıfı mensubu olmak o denli uzak aradır.
Biz dönelim batı Avrupa’daki modern topluma. Modern insanın bir diğer adı bireydir. Modern insan, asırlardır tabi olduğu kiliseye ve krallara biat etmeyen bir modeldir. “Biat etmeyen” yerine ilişkisini sınırlayan demek daha gerçekçi olacaktır. Batıda, pek üzerinde durulmaz ama Fransa dışında laik ülke yoktur. Kaç ülkede hâlâ kralların olduğunu da siz sevgili okurlar araştırın lütfen. Bu gerçeği söylediğimde “ama o sembolik” ifadesi gerçekliği anlatmaya yetmiyor. Sahi İspanya kralını neden geri çağırdı acaba?
“Sınırlı biat” durumunun kurgulayanı şüphesiz egemen yapıdır. Tarih boyunca kitleleri inançlar üzerinden yönlendirip yönetenlerin uzantısı olan modern toplumun egemenleri de bu kullanışlı araçtan faydalanmışlardır. Örneğin ihtilalden sonra Fransa’da kilisenin ve aristokratların geniş arazilerine el konulduktan sonra yapılan ilk iş kiliseyle barışmaktır. Sömürgelerde katledilen yerlilerin ölüm fermanları önde giden papazlar tarafından verilmiştir. “Bunlar Hristiyan değil, katli vaciptir.” Niye Güney Amerika’nın tamamı neden Katolik diye sormak gerekmez mi veya Brezilya Portekizce, diğer ülkelerin hepsi neden İspanyolca konuşuyor? Ya Afrika? Resmi dillerine bakınız lütfen. Bir kuzey bandı var Arapça konuşan o da İslam istilası sebebiyle asimile edilmişlerdir.
Her şey futboldan medyaya, kiliseden eğlenceye egemen yapıların denetimindedir. Dünya Emekçi Kadınlar Günü veya Anneler Günü örneklerinde görüldüğü gibi her şey ticaretin dayanılmaz kâr güdüsüyle şekillendirilmektedir. Bir de ülkemize bakalım mı? Dünya Emekçi Kadınlar Günü sadece Kadınlar Günü’ne nasıl dönüşmüştür.
Batıdaki egemenler kendi eliyle inşa ettiği modern toplumun insanını da toplum mühendisliği projeleriyle denetim altına almıştır.
Uzun sözün kısası kökeni sömürge ve bizim gibi yarı sömürge olan toplumlar farklı bir sosyoekonomik süreçten geçtiğimiz için bizde modernite değil çağdaşlaşma esastır. Çünkü kavramlar bir sosyoekonomik değişim sonrası türetilerek kullanılır. O kavram bize niye uymuyor diye sormak gerekmez mi? O halde bizde modern insan, birey değil çağdaş toplum, çağdaş insan ifadeleri esastır. Yoksa bu anahtar bu kapıyı neredeyse yüz yıldır neden açmıyor, kilitte mi bir sıkıntı var acaba diye sorulmaz mı?
Bir geleceğe mektup daha bitti burada.
YORGUN TÜRK, YORGUN TÜRKİYEEşref Ural
BİREY OLMAK YA DA OLAMAMAKGazanfer ERYÜKSEL
Bitmeyen sorun…Ömer Yetgin
YERALTINDAN FUTBOLKahraman Köktürk
Güvensizlik Çağında EkonomiMustafa Yıldıran
NURİ ERKAL'IN ARDINDANGürsel Kaya
Trump, Evanjelizm ve Yeni Dünya DüzeniMuharrem Yellice
Kaldırım işgalleri meselesiMustafa Yetgin
Bayram tatilleri; kamu ve özel sektör çalışanı arasındaki derin farklarİSA KAVLAK
CUMHURİYET NEDEN İSTENMEZNuri Sezen
SANAL OFİSRaziye Gök Aktaş
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
İlçe arıtma suyuyla yeşerdi
Antalya'da rüşvet operasyonu
Mersin'in 'İklime Hazır' projesi Barcelona'da tanıtıldı
Çamlıbel Mahallesi’ne basketbol ve futbol sahası
Akdeniz akşamları ‘Müzik Şehrin Kalbinde’ konseriyle renkleniyor
Yediemin Otoparkları Araç Mezarlığına Döndü, 25 Yıldır Bekleyen Araçlar Var
Antalya’da Bayram Öncesi Marketlerde Etiket Denetimi
Antalya Ekonomisinin Nabzı Tutuldu
Tel : 0532 474 99 63 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim