Hile yaptığınızda, birilerinin hakkını çalmış olursunuz...
Aldattığınızda; birilerinin umudunu çalmış olursunuz...
Dolandırdığınız da; birilerinin birikimini, alın terini, emeğini, tasarrufunu çalmış olursunuz...
Doğruları çarpıttığınızda; birilerinin gerçeğe ulaşma hakkını çalmış olursunuz...
İftira attığınızda; masum birilerini suçlamış, onları karalamış, leke sürmüş olursunuz...
Ehliyetsiz, liyakatsiz, yetersiz, basiretsiz, bakiyesiz birilerine fırsat verdiğinizde; yaptıklarını görmezden, duymazdan, anlamazdan geldiğinizde; onları sözlerinizle koruduğunuzda; fiillerine göz yummuş, gerçek hak sahiplerinin emeklerini, hakkını, hukukunu çalmış olursunuz...
Yalan şahitlik yaptığınızda; adaleti yanıltmış, bir hakkın kaybolmasına, hak etmeyen birilerine hak verilmesine sebep olursunuz...
Doğruları ve gerçekleri açıklamak yerine, onu sakladığınızda, birilerini korumak için sustuğunuzda, kirin ve pisliğin üzerini örttüğünüzde, adaletsizliğin çapını genişletmiş, toplumun huzurunu kaçırmış olursunuz…
Çalmak, yalnızca müzik aleti bir enstrümanı çalmak değildir...
Çalmak; aşırmak, yürütmek, araklamak, çırpmak, çarpmak, götürmek, kaldırmak, kapmak, süpürmek, vurmak, soymak gibi onlarca mecazi anlamı olan, ve ahlaksızların, namussuzların, kleptomanların (çalma hastalığı) sürekli başvurduğu bir yöntem, çok adi ve alçakça bir eylemdir…
Bu yazı toplam 119 defa okunmuştur.