ÖMER YETGİN / BUGÜNLÜK

            Antalya; kimilerine göre bir turizm kenti, kimilerine göre tarım şehri… Son yıllarda turizm vizyonuyla ön plana çıkarıldığı bir gerçek…

            Ancak… Antalya tüm ilçeleriyle tarımın merkezi…

            Ülkemiz için hem tarım potansiyeli ile, hem de turizm vizyonuyla ayrıcalıklı bir şehir…

            Tarım son yıllarda “ihmal” edilse de, özgün kimliğiyle tüm ilçe ve köyleri tarıma uygunluk arz eden Antalya’nın özellikle batı ilçelerinde geçtiğimiz gün yaşanan hortum felaketi herkesi perişan etti.

            Üreticiler; yaralanan ve  ektikleri ürünlerin yerle bir olması karşısında perişan olurken, bizler de tarifsiz üzüldük…

            Finike, Kumluca, Demre,  ve Kaş ilçelerinde etkili olan hortumun blançosu ağır olurken, 38 vatandaşımız yaralandı.

            Son yıllarda sel felaketleri, orman yangınları gibi felaketlerle gündeme gelen Antalya, maalesef bu kez hortum felatetiyle gündeme geldi.

            Ülkemizin meyve ve sebze ihtiyacının büyük bölümünü tek başına karşılayabilen özelliğiyle ön plana çıkan Antalya’nın ilçelerinde yaşanan bu felaket; kuşkusuz ki herkesi üzdü.

            Seraların boy gösterdiği ilçelerimizden Kemer, Kumluca, Finike, Demre ve Kaş’taki şiddetli yağış ve hortumun hasarı çok büyük olurken, hortum sonrası ortaya çıkan görüntüler inanılır gibi değildi…

            Seraların yoğun olduğu yerlerde aniden çıkan hortum nedeniyle üreticiler canlarını zor kurtarırken, seralar yerle bir oldu, evler ve araçlar zarar gördü.

            Aniden bastıran yağmur sonrası çıkan hortum seralara, evlere, işyerlerine ve araçlara büyük zarar verdi.

            400 metrelik genişlikte ve 5 km’lik alanda ortalığı yakıp geçen hortumun yol açtığı zararın tespit çalışmalarına başlanırken, yaralar sarılmaya başlandı.

            Binlerce seranın zarar gördüğü felaket sonrasında ilgili bakanlık üreticilerin borçlarının erteleneceğini duyururken, çiftçiler çaresizce yerle bir olan seraların önünde gözyaşı döküyor.

            Maalesef bu tür felaketler sonrasında tarımın önemi ortaya çıkıyor.

            Bu doğal afetlerin getirdiği yıkım; binbir emek ve özveriyle ürünlerinin üzerine titreyen üreticileri perişan ederken, özellikle dar gelirli vatandaşlar bu afet sonrasında artacak fiyatların karamsarlığına düşmüş durumda…