Eyüp Koçak / Muhabir Türk

Halterde Türkiye’ye büyük başarılar kazandıran Naim Süleymanoğlu’nun vizyona giren filmini izledim. Mustafa Uslu’nun yapımcılığını üstlendiği “Cep Herkülü Naim Süleymanoğlu” gerçekten duygu yüklü bir film. Filmin ilk 45 dakikası sakin geçse de, özellikle filmin sonlarına doğru adrenalin tavan yapıyor.

Bulgaristan’daki zulümden Türkiye’ye kaçan Naim Süleymanoğlu’nun, kendi halkı için verdiği çaba, halkının Süleymanoğlu’na inancı görülmeye değer.  Yetkin Dikinciler, Gürkan Uygun, İsmail Hacıoğlu ve Uğur Güneş’in oynadığı filmin yönetmen koltuğunda Ömer Feyizoğlu yer alıyor. Senaryosunu Barış Pirhasan’ın yazdığı filmde, Süleymanoğlu’nun annesini oynayan Selen Öztürk’ün performansı harikaydı.

Filmde Naim Süleymanoğlu’nu Hayat Van Eck canlandırıyor. Naim Süleymanoğlu’na benzerliği ve filmdeki başarısı ortada. Filmin yapımcısı Mustafa Uslu, bu filmde de sinema izleyicisini salonlara çekmeyi başarmış.

Ayla ile başlayan süreç, Müslüm ile yukarı tırmanış ve Naim ile devam eden başarı grafiği…

Türk sinemasına biyografik hikâyeler kazandıran Mustafa Uslu, azalan sinema seyircisini sinemaya çekmek için çok iyi bir yöntem buldu. Yaşanmış, gerçek hikâyeler, insanımızı derinden etkiliyor.

Bu filmde Naim Süleymanoğlu’nu Türkiye’ye getiren ülkücü gençlere büyük bir haksızlık yapılmış. O dönemde ülkücü gençler Naim’i Türkiye’ye getirme konusunda kararlı olmasaydı, Türkiye halterde çağ atlamaz, dünya rekorlarını Türkiye’nin hanesine yazdıramazdı. Onların ortaya koyduğu bu iradenin yok sayılması, gerçekten büyük bir ayıp. Filmde Naim’i kaçıran ülkücü gençler, 3 gün evinde onu misafir ediyor. Ülkücü gençleri ise bu filmde Uğur Güneş, İsmail Hacıoğlu, Renan Bilek, Bülent Alkış canlandırmış.

Siz Naim Süleymanoğlu filmine gidip orada büyük bir özveri ve kahramanlık hikâyesine tanık oluyorsunuz ama o hikâyenin gerçek aktörleri ve bu çabanın neferleri kim biliyor musunuz? 

Bilmezsiniz.

Çünkü onlar hiç bir zaman bir işi reklam olsun diye yapmadı. Vatan için, millet için yaptılar. Tek amaçları Türk milletine verdikleri emeklerinin bilinmesiydi.  

Filmi izleyenler, bu işi Turgut Özal’ın organize ettiğini düşünecek, ama öyle değil. Ülkücü gençler olmasa, ne Turgut Özal ne de bir başka biri Naim’in farkında olacak.

Naim Süleymanoğlu’nun ne büyük bir vatansever olduğunu ancak sinemaya gittiğimizde anlıyoruz. O’nun soydaşları için ortaya koyduğu çabanın kıymeti, ben inanıyorum ki film vizyondan kalktıktan sonra sona erecek.

Toplumumuzun bu ikiyüzlü duyarsızlığı kabul edilebilir değil. Bu durumun değiştirilmesi gerekiyor. Ben filmi izledikten sonra hemen You Tube’u açtım, Naim’in son dönemlerinde Türk halteri için çırpınışlarını bizzat kendi ağzından dinledim. Naim kadar değerli bir sporcumuz olan Halil Mutlu’yu izledim.

Mesela, Halil Mutlu’nun halteri neden bıraktığını kendi ağzından öğrenince kahroldum…

Bu filme gidin ama sadece yaptığınız şey bu filme gitmekle kalmasın. Onların çok değil son dönemlerinde halter sporu için ortaya koydukları çaba ve çırpınışlara kendi gözlerinizle tanık olun.

Bizler, yaşayan değerlerimizi yaşarken değil de öldükten sonra sahiplenmeyi seviyoruz. Hatta bu durum, bizim karakteristik özelliğimiz olmuş. Bu toplumun ikiyüzlülüğüne dur demenin vakti geldi de geçiyor!