Gelişmişlik; konut alanlarının sayısının artmasıyla mı izah edilir; yoksa doğal dokunun korunarak çevreci projeler geliştirmekle mi?
Turunçgiller diyarı olan Antalya’nın son 30 yılda bu özelliklerinde ve güzelliklerinden hızla uzaklaşması gelecek adına kaygı veriyor.
Etrafımıza dikkatlice baktığımızda nüfus artışının uzantısında derelerin kuruduğunu, bazı ormanlık alanlarının imara açıldığını, tarım alanlarının beton bloklara dönüştüğünü görüyoruz.
Hızlı betonlaşma yarışında ise Antalya ilk 5’teki yerini korumaya devam ediyor.
Tarım alanlarının hızla konut alanına dönüştüğü Antalya’da tarımın mutlak surette geliştirilmesi gerekiyor.
Portakal diyarı Antalya’da narenciye artık Kumluca ve Finike gibi ilçelerle sınırlı kalmış durumda…
Evet… Antalya’da artık eski yıllarda olduğu gibi turunç kokan bahçeler kalmadı.
Hızla betonlaşıyoruz.
Bu durum gerçekten düşündürücü.
Antalya merkezde Çakırlar bölgesindeki narenciye ağaçları da tehlike altında. Yakın zamanda şehir merkezinde doğal dokusuyla ön plana çıkan alanlar kalmayacak. Finike ve Kumluca dışında turunçgil üreten merkezimiz kalmayacak.
Oysa bilinçli bir tarım politikasıyla ve tarım alanları korunarak gelecek kuşaklara yeşil bir Antalya bırakabiliriz.
Hala çok geç değil.
Sürekli konut alanları yaratmak, tarımı ihmal etmek turizmimize de büyük darbe vuracak gibi görünüyor…
Bu yazı toplam 731 defa okunmuştur.