Antalya; 50 yıl öncesinde, hatta 25 – 30 yıl öncesinde doğal doku ile ‘’barışık’’ bir şehirdi.
Bugün için aynı sözleri söyleyemiyoruz.
Neden söyleyemiyoruz?
Çünkü; betonlaşma yarışı öyle bir noktaya geldi ki daha doğal ortamlar için artık sürekli diğer ilçelerde ‘’arayış’’ içinde insanlar.
Nüfusu sürekli artan ve son yapılan araştırmalarda nüfusu yüzde 3.1 artış göstererek 2 milyonu aşan Antalya’da “Betonlaşma yarışı” tüm hızıyla sürerken kent içi sıcaklığının da anormal seyretmesi kaygı verici boyuta geldi.
Hele hele içinde bulunduğumuz kış ayında bile bunu net olarak görmek mümkün…
Yeşil dokunun hızla azaldığı Antalya’da kuraklık tehlikesinin giderek artması da “Yeşil Antalya beton Antalya oldu…” dedirtiyor…
Yeşil dokusunu her yıl biraz daha kaybeden Antalya; hızlı göçle birlikte adeta betonkent haline gelirken, özellikle kent merkezindeki görüntüler vatandaşları gelecek adına kaygılandırıyor…
TÜİK verilerine göre bir önceki yıla göre nüfusu yüzde 3.1 oranında artan Antalya; bu nüfus artışıyla birlikte hızla kalabalıklaşan şehirler arasında ilk sıralardaki yerini korumaya devam ediyor.
Hızlı bir konut yapımının gözlemlendiği Antalya’da özellikle denize yakın bölgelerdeki betonlaşma maalesef ‘’ürkütücü’’ boyutta.
Emlak ve inşaat sektörünün canlı olduğu, ancak tarım sektörünün eski canlılığını kaybettiği Antalya’daki hızlı yapılaşma gelecek yıllar adına olumsuz sinyaller vermeye devam ediyor.
Hızlı yapılaşma ile birlikte tarım alanlarının imara açılıp konut alanına döndüğü Antalya’da yerel belediyelerin çevreci projeler üretmesi ve yeşil dokuya öncelik vererek, çarpık yapılaşmayı önleyici tedbirler alması gerekiyor.
Hem de acilen…
Bu yazı toplam 1641 defa okunmuştur.