30 Ağustos Zafer Bayramı coşkusunu gerçekten çok farklı ve çok güzel duygular içerisinde kutladık. Diyebilirim ki, bu coşku ve heyecan geçtiğimiz yıllardaki coşku ve heyecandan çok daha güzel görüntülere sahne oldu. Şurası bir gerçek ki, Milli bayramlarımız şüphesiz bizi birbirimize sımsıkı bağlayan, kenetleyen bayramlarımız.
Bilhassa düşman esaretinden kurtulduğumuz ve kurtuluş savaşını kazandığımız Büyük Taarruz 30 Ağustos Zafer Bayramı böyle hisler içinde kutladık hep birlikte. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük bir özveriyle, kararlılıkla, azimle ve eşi benzeri görülmemiş bir dirayetle ortaya koyduğu milli şuur bu anlamda taçlanmış oldu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği çağdaş yaşam ekseninde gerçekleştirilen yenilikler, değişimler ve hamleler bugün meyvelerini vermeye devam ediyor. Ülkemizin içinde bulunduğu sorunlu coğrafyada milli mücadelemiz ile kazanılan zaferlerin ne denli önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor. Bu duygular ve düşünceler içerisinde coşkuyla kutladık 30 Ağustos Zafer Bayramını…
Çünkü 30 Ağustos Büyük Taarruz hepimiz için önemli…
30 Ağustos zaferi Mustafa Kemal Atatürk’ün sadece askeri liderliğini değil siyasi liderliğinin de tüm dünyaya kabul ettirdiği eşi benzeri görülmemiş bir zafer… Büyük taarruz, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı kesin sonuca götüren bir zafer olarak, ulusal kurtuluş hareketlerine, tüm mazlum uluslara örnek olması bakımından çok önemli.
Öyle ki; Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları bu zaferle çizilmiş ve Lozan’da tescil edildi. 26 Ağustos 1922’de Afyon’da da başlayan ve 9 Eylül’de İzmir’in Yunan işgalinden kurtarılmasıyla sonuçlanan Büyük Taarruz, Cumhuriyetimizin temellerini daha da güçlendirmiş bir zafer…
Milli mücadelemizin altın sayfalarından birisi olan 30 Ağustos Zaferi, tüm dünyaya bağımsızlık ve özgürlük mücadelemizi kazandığımızı haykırışımızın en anlamlı yıldönümü… Bu duygular içerisinde ve bilinçle, kararlılıkla kutladık. Nice nice yıldönümlerine…
Bu yazı toplam 370 defa okunmuştur.