




Antalya Teknokent’in hedefi, Türkiye’de ilk 5’e girmek!
2010 yılında girişimci olarak geldiği Antalya Teknokent’e genel müdür olan Yavuz; hedeflerinin, tekno kentler sıralamasında Türkiye’nin ilk 5’ine girmek olduğunu söyledi.
İBRAHİM BEY SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ?
Ben, 1985 Antalya Elmalı Doğumluyum. Batı Akdeniz Teknoloji Geliştirme Bölgesi Antalya Teknokent'te 26.08.2016 tarihinde Genel Müdür Yardımcısı olarak göreve başladım. 12.02.2018 tarihinde Antalya Teknokent’e Genel Müdürü olarak atandım. Birçok AR-GE projesinde görev aldım. Özel şirketlere ve kurumlara danışmanlık yaptım. Gıda Yüksek Mühendisiyim. 2011 yılında Bilim Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı ‘Teknogirişim Sermayesi Desteği’ kapsamında hibe ödülü almış olan projede AR-GE mühendisi olarak çalıştım. 2012 yılında ise "Fonksiyonel bir gıda olarak propolisin toz ekstrakt halinde elde edilmesi" iş fikri ile Teknogirişim Desteği hibe ödülü aldım. Organik Arıcılık ve Biyoteknoloji AR-GE projeleri üzerine AR-GE çalışmalarımız hala sürdürmekteyim. Türkiye'nin desteklenen ilk genç girişimcilerinden biriyim. AR-GE çalışmaları sonucu ortaya çıkan İnnovatif ürünleri üzerine patent ve pazarlama çalışmalarını da sürdürüyorum. Ticaret Odası, Ticaret Borsası, Kent konseyi ve benzer birçok sivil toplum kuruluşu ve odanın yönetim kurulu ve komisyonlarında aktif olarak görev yapıyorum. Mühendislik Fakültesinde gıda mühendisi olarak doktoram devam ediyor. Akademisyenliğim var. Organik tarım öğretim görevlisiyim. Biyoteknoloji, propolis, arı zehiri saflaştırma ve sağlık üzerine ürünler geliştiren bir gıda şirketim var. Geleneksel Tamamlayıcı Tıp Daire Başkanlığına bağlı Türkiye’deki 3 apiterapi eğitimcisinden biriyim. Geleneksel tıp ile ilgilenen hekimlere eğitimleri ben veriyorum.
TEKNOKENT MACERANIZ NASIL BAŞLADI?
Tenokkent’e 2010 yılında bir tekno girişimci olarak başvuru yaptım. Araştırdım, tekno kent nedir, ne işe yarar diye. İsim çok hoşuma gitti. Burada yer alabilir miyim diye randevu aldım ve Antalya Tekno Kent hikâyem böyle başladı. Buraya giren ilk 3 kuluçka merkezinden birisiyim. Kuluçka merkezimiz, bulunduğumuz binanın eksi birinci katında. Ailem 40 yıldır arıcılıkla uğraşıyor. Ben, aile şirketlerimin 3’ncü nesil devamıyım. Kendi şirketimde ARGE, üretim, pazarlama işlerini yürütüyordum. Antalya ve Türkiye çapında birçok iş yaptık. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, tekno girişim sermayesi desteği programı vardı. ‘Fikirleri olan, geleceği olan ARGE’cilerini arıyoruz’ diye bir ilan gördüm. İlanı görünce çok etkilendim, yerimde duramadım ve ‘bunu ben yapmam lazım’ deyip işe başladım. Benim geçmişimde de her zaman hocalarım bir iş yapılacağı zaman bana yönlendirir, bana her konuda güvenirlerdi. 2010 yılında ilk projem nar suyu projesi, ikinci projem de propolis projesiydi. Biyoteknoloji ve gıda teknolojisi ile ilgili tekno kentte 2 şirket kurdum 2012 yılında. Şirketlerim İbrahim Yavuz çatısı altında tekno kentte hala devam ediyor.
OLDUKÇA GENÇ YAŞTA CİDDİ BAŞARILARA İMZA ATTINIZ, BUNU NASIL BAŞARDINIZ?
Antalya’da başka hiçbir görevi bu kadar mutlu yapamazdım. Bana başka bir görev verseler, daha yüksek bir makam verseler, bu kadar severek ve isteyerek başarılı olabileceğimi sanmıyorum. 2012 Şubat’ta görevi devralır almaz ekipte yenilemeye gittik. Planlama, vizyon çalışması yaptık. Yapamadıklarımızı yapmamız lazım. Antalya’daki tekno kent bence Türkiye’deki ilk 10’da olmalıydı; biz 35’nci sıradaydık. Ben bu 35’nci sırada olmanın acısını çekiyordum. Daha sonra 35’nci sıradan 10’ncu sıraya teknokentimizi çıkarttık. Bu başarı hemen gerçekleşmedi. Ben 2,5 senedir burada alt yapı çalışmalarımı zaten yapmıştım. Genel müdür olunca da, bana verilen 4,5 ay gibi bir sürede başarı kaçınılmaz oldu. Biz buraya geldiğimizde 2 milyon lira borcumuz vardı. Şuan 14 yılda artıya geçen bir tekno kent var. Şuan yıllık 500 bin liradan fazla kardayız. Kârımızı kasada tutmuyor, sürekli yatırıma çeviriyoruz. Yatırım olarak 4’nci binamızı yapmaya başladık. 2016 Ağustos’ta Genel Müdür yardımcılığından sonra, 2018 Şubat ayında genel müdürlük görevimi sürdürüyorum.
TÜRKİYE’DE EN PRESTİJLİ ÖDÜLÜ DE ALDINIZ DEĞİL Mİ?
Evet, Türkiye’deki en prestijli 4 ödülden bir tanesi bizde. Tüm tekno kentler arasında en iyi gelişme gösteren tekno kent kategorisinde birincilik ödülünü aldık. Burada daha önce sürekli bir problem vardı. Sorunlar çözülemiyordu. Göreve geldikten sonra tüm sorunları bir bir çözdük. Bir gün bir telefon geldi. Bilim Teknoloji Daire başkanımız aradı, yarışmada birinci olduğumuzu söyledi. Çok mutlu olduk. Çalışmanın, azmin sonucu bu! Türkiye’de çalışan insan, geç de olsa hak ettiği yere geliyor. Biz Antalya’dayız, Antalya’da yaşıyoruz. Bir görevi belli bir süre yapacağız. Ben burada yaptığım her şeyi yarın kendim de kullanıcı olarak yapıyorum. İlk önce ben kullanıcıyım. Benim şirketim var. Otomat aldım, kuluçka merkezi yaptım. Prototip atölyesi yapıyorum. Öğrencilerin toplanıp güzel işler yapacağı yer yaptırıyorum. Bu yarın bana da lazım. Bu gözle iş yaparsan, iyi iş yapmak zorunda kalıyorsun. Yaptığımızı o kadar çok düşünüyoruz ki, ben burada klasik bir genel müdür değilim. Muhtemelen benden sonra gelecek olan genel müdürler de bu şekilde çalışamaz. Amacımız, hizmet etmek. Her türlü eleştiriye açığım. Ben de genel müdür olmadan önce öyleydim. Sürekli eleştirirdim. Ben genel müdür olduktan sonra da beni eleştirenleri ciddiyetle dinliyorum.
TEKNOKENTİN FAALİYET ALANLARI NELER?
Bizim burada 123 şirketimiz var bugün itibariyle. Bu şirketin yüzde 50’si bilişim ve elektronik sektöründe çalışanlar. Bir kısmı enerji sektöründe çalışan firmalarımız var. Tarım sektöründe de biz çok iyiyiz. Tarım sektöründe de 5 tane firmamız var. Bunların iki tanesi açık alanda. Bir tanesi Taki Turkey Japon firması. Tarıma yan olarak iş yapan, tarım makinesi üreten, tohum üreten, tohum argesi yapan, kimya ile ilgili çalışan 5 firmamız var. Sağlık sektörüne yönelik çalışan firmalarımız var. Ameliyatlarda kullanılan ve yurt dışından gelen cihazları Türkiye’de üreten şirketimiz var. Bitkisel tedavi ve fototerapi ile ilgili çalışan firmamız var. Genel anlamda toparlayacak olursak en az 20’ye yakın turizm yazılım firmamız var. Şuan şunu rahatlıkla söyleyebilirim, 10 otele gidin, en az 6 tanesi Teknokent yazılımını kullanıyordur.
TURİZM YAZILIMLARI KONUSUNU BİRAZ AÇAR MISINIZ?
Bu yazılım, acente otomasyon sistemlerini sağlıyor. Yani bir turistin uçağa binmesi, uçaktaki geçen süre, uçaktan inmesi, uçaktan otele transfer konularının tamamı turizm yazılımları ile yapılıyor. Otelcilere ve turizmcilere yazılım yapılması küçümsenebilir ama bize göre çok önemli. Bunlar eğer yurt dışından ithal ediliyorsa, 10 bin lira yerine 2 bin lira ödeniyorsa, daha güvenli ise bence bu çok büyük bir ARGE bence. Bilişimde çok iyiyiz. Turizm yazılımı konusunda çalışan sayımız 150’ye ulaştı.
TEKNOLOJİ VADİSİ KONUSUNDAKİ ÇALIŞMALARINIZI ANLATIR MISINIZ?
Yazılımcılarımız ofislerde yer bulamayıp teknoloji transfer, teknoloji vadisi çalışmalarını yapıyorlar. Bunlar hayaldi gerçek oldu. Teknoloji vadisi, teknoloji transferi dediğimizde millet bize gülüyordu. Bizim tek hedefimiz teknoloji vadisi kurmak. Bilişim vadisi olarak yola çıktık, ilerleyen süreçte amacımızı teknoloji vadisine dönüştürdük. Tescilimizi almaya çalışıyoruz. 123 firmanın 27 tanesi akademisyen ve öğrenci firma. Tam anlamıyla üniversitede tekno kent olmasının faydası. Biz teknoloji geliştirme bölgesiyiz. Antalya Tekno Kenti tanıtacak olursak, 365 bin metre kare alanda, 123 şirketin faaliyet gösterdiği, Olgun TGB’liler sıralamasında, Türkiye’nin en büyük ilk 7 tekno kentinden biriyiz. Hedefimiz, tüm tekno parklar dâhil olunca ilk 5’e çıkmak. Çok zor bir hedef! ODTÜ, İTÜ, Mersin, Kayseri, Tekno Park İstanbul ve İzmir var. İlk 5’e girmişseniz artık siz kabuğunuzu kırmışsınız demektir. Sadece belli başlı kriterlerde değil, 77 kriterde gelişme gösteren bir teknokentiz. Kurumsallaşma, teknoloji transfer ofisi faaliyeti, kamu sanayi, üniversite işbirliği, ARGE projelerinin devamlılığı, alınmış olan patent sayısı, kuluçka girişimcilik faaliyetlerinin hepsinde yükselerek ödül aldık.
TEKNOKENT’E BAŞVURMAK İSTEYEN ŞİRKETLER OLUYOR MU?
Evet, Teknokent’imize katılmak isteyen şirket sayısında ciddi bir artma var. 2017 yılında 97 firma vardı, şuan firma sayımız 123’e çıktı. Önünü almasak bu sayı 150’ye çıkacak. 150 firmaya çalışma alanı sağlayacak yerimiz maalesef yok. Başvuruda bulunanların büyük bir bölümü yazılım, bilişim firmaları.
TEKNOKENTTE SIRADIŞI BAŞARI YAKALAYAN FİRMA VAR MI?
Evet, var! Amerika’da Petrol şirketlerinin bulunduğu merkezde, petrol ve kaya gazı işi yapan şirketlerin alt tedarikçilere ihtiyacı varmış. Teknokentimizdeki iki genç girişimcimiz bunu fark etmişler. Geçen sene Amerika’ya yapılan ihracat ciroları 50 milyon TL’ydi. Şimdi bu rakam 100 milyon liraya yaklaştı. Bu ticari alışveriş, Amerika ile kötü günler geçirdiğimiz günlerde de sorunsuz devam etti. Kaya gazındaki patlatmayı yapan aletin ucundaki çip, bizim teknokentte üretildi. Artık buraya sığmadıklar, serbest bölgeye gittiler. ARGE ve innovasyon çalışması burada, üretim serbest bölgede yapılıyor. Katma değeri yüksek ürünlerden bir tanesi de tohum üretiminde yapılıyor. Dünyanın en büyük 5 tohum şirketinden birisi olan Taki firması tekno kentimizde bulunuyor. Sadece ARGE ile kazanılan gelir, 17 milyon civarında. Mesela Sun Bilgisayar var. Turizm yazılımları konusunda çok iyiler. ARGE 3 binamızda 4 firmamız var. Bütün devlet kurumlarındaki konaklama ünitelerinin yazılımları, hastane yazılımlarının en az yüzde 50’si Teknokentimizdeki firmalarca karşılanıyor.
TEKNOKENT AKADEMİ ÇALIŞMANIZ HAKKINDA BİLGİ VEREBİLİR MİSİNİZ?
Teknokent Akademi, bizim yeni bir çalışmamız. Teknokent Akademi’de şunu yapıyoruz; özel alanlarda eğitim düzenliyoruz. Amacımız, konuşmacımız bu deyip 20 kişiyi bir arada toplamak değil. Sertifikalı eğitim programına ilan ediyoruz. 15 kişi ile sınırlı. Hem yüksek kalitede eğitim alıyorlar. Birebir eğitimler oluyor. Bu eğitim sertifikasını istediği yerlerde kullanıyorlar. Konferans gibi değil. Büyük otellerin iT bölümlerinde çalışan kişiler geldi. Bunu da kimle yapıyoruz, kendi personelimizle değil, teknoloji şirketinde uzmanlaşmış kişiler veriyor eğitimiz. Bulut yazılımı, 3D makine kullanımı, otel acente otomasyonunu 25 yıldır yazan adam var. Şuan üçüncü talebimizi aldık. Teknokent Akademi’ye başvurular, internet sitemiz üzerinden yapılıyor, ücretleri yatırılıyor. Ortalama 500 TL ücreti var. İlkini bir şirket ile ortak yaptık. 2’nci ve 3’ncüyü kendimiz yapacağız. Bir talep patlaması var.
TEKNOKENTE BAŞVURMAK İSTEYEN BİR FİRMA NASIL YOL İZLEMELİ?
Başvuru için firmalar, burada bir ARGE projesi yürütmek zorundalar. Teknoloji Geliştirme Kanununa göre başvuru yapılıyor. Bu kanun bizim bir rehberimiz, bu rehbere uyulmadığında hiçbir şey yapamıyoruz. Teknoloji Geliştirme Bölgesi olarak üniversiteden bile ayrıyız biz. Üniversiteye tek bağlı olduğumuz yer, rektörümüz. Akdeniz Üniversitesi’nin Bakanlar Kurulu kararıyla 49 yıllığına kiraladığı bir alandayız. Hedef ayrılmak değil. Yönetim anlamında sanayi bakanlığına bağlıyız. Üniversitenin rektörü bizim yönetim kurulu başkanımız. Tekno kentin yönetiminin yüzde 40’ı üniversitede. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası bizim ortağımız. 20 kişiden oluşan yönetimimizin üniversite haricindeki sermaye pay sahipleri çok büyük şirketler. Adopen, AGT, Uluğ İnşaat, Karakaş İnşaat, Ramada Oteller, AHK İnşaat aklınıza kim geliyorsa 20 ortağımızdan biri. Böyle bir yapılanmamız var. Teknokente girmek için bir girişimcinin önce ARGE projesi olması lazım. Projeyi de biz önce ilk 3 hakeme gönderiyoruz. 1’ncisi üniversite akademisinden oluşan jüriye, diğeri sektör temsilcilerinin olduğu hakeme gönderiyoruz. Proje olumlu sonuçlanırsa girişimci Teknokent’te yer almaya hak kazanıyor.
BURADAKİ FİRMALARIN KALMA ŞARTLARI NELER?
Teknokent’e para verdim, oturuyorum demek mümkün değil. Teknokentte ARGE yapmayan kişinin maksimum kalma süresi 3 aydır. Projesi yoksa ihraç edilir. Buraya gelen bir firma, 2-3 yıl içerisinde yeni projesini yapabilir. Burada devletin katma değer vergisi muafiyeti var. Çalışan kişi için stopaj indirimi var. Sigortadan SGK muafiyetleri var. 100 çalışanınız varsa neredeyse 100 bin liralık ödemenin 50 lirasını ödememiş oluyorsunuz. Bunun karşılığının da verilmesi gerekiyor. Teknoloji transfer ekibimizde profesyonel ekibimiz var. Onlar projeyi değerlendirip hakem heyetine gönderiyor.
TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ NE İŞE YARIYOR?
Teknoloji transfer ofisi, aslında Teknokent adı altında bir ofistir. TTO’nın 5 ana teması vardır çalışması gereken. Girişimcilik, fikri sınaî mülkiyet haklarının korunması, yönetimi ve iş geliştirme alanlarını yönetir. Bir şirket kuluçkaya ilk defa girmişse, muhasebe bilgisi yoksa finans bilgisi yoksa hukuk bilgisi yoksa biz bu hizmetleri teknoloji transfer ofisi olarak sağlıyoruz. Proje yazıyoruz şirketlere, uluslararası patenlerin alınması, ticaret bakanlığından, sanayi bakanlığından destek alacaksa bilgilendirme sağlıyoruz. Bir katma değeri yüksek ürün geliştirilmişse, bu ürünün nasıl ihracat edileceği ile ilgili profesyonel proje yazma ve yönlendirme hizmeti veriyoruz.
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ.
Kendimizi anlatma fırsatını verdiğiniz için biz teşekkür ederiz. (Röportaj: Eyüp KOÇAK)
Tel : 0532 474 99 63 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim