Bugün 22 Temmuz 2025 Salı
  • Antalya28 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    4420.552
    %0.20
  • Dolar
    40.3959
    %0.10
  • Euro
    47.2264
    %0.16

Gazanfer ERYÜKSEL / Konuk Yazar

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Gazanfer ERYÜKSEL / Konuk Yazar

ÇARESİZLİKTEKİ ÇARE

21 Temmuz 2025 Pazartesi 22:04

 

 I
Sanat; insandan insana ve doğaya, kâinata elbet bir enerji naklidir. “Düşük yoğunluklu enerjileriz” der Tesla. 

 II
Şiir söyleyip yazmak ve şiir üzerine yazmak, şeylere hem içerden hem de dışardan bakabilmektir. Şiir üzerine düşünüp yazan şair arka planda kendi şiirine de dışardan bakma açısına ulaşır. Şiiri, şiirini onun, genişleten bir boyuttur bu. Şairin salt şiire değil her şeye bakarken ondaki şiirselliği (şairanelik) okuması da şiirini genişleten, onu besleyen bir boyuttur. Zenginleşerek yenilenme…   

 III
Havada yağmur sıkıntısı… Yağsa bir, deriz. Havada artan basınç bize de yansır çünkü. Ol sebepten söyleriz bu sözü.
Hava kendi sıkıntısını yine kendi çözer rüzgârıyla. Rüzgâr ya dağıtır bulutları ya da topladığı bulutlar yağmur olup iner.  

“Ben hep sıkıntılıyım, bana en yaraşan durumdur sıkıntılı olmak” demişsiniz bir zamanlar, elli yaşında ne diyorsunuz? Bu soruyu Turgut Uyar’a Perihan Tok sorar, 12 Mayıs 1977, Cumhuriyet gazetesinde. 

Turgut Uyar ise şöyle yanıtlar bu soruyu. “Sıkıntı herkese yaraşan bir duygudur. ‘Ben’ soyut ya da tekil bir ‘ben’ değilim o yazıda. Bir genellemeye gitmek istemiştim. Yani sıkıntının bir gün kendi çözümünü aramakta, rahatlıktan daha etkin bir duygu olduğunu anlatmak istemiştim. Doğrusunu isterseniz 10 yıl önce sıkıldığımı yazmıştım. 30 yıl önce de sıkıntılıydı. 50 yaşımda umutsuzum. Ama bu olumsuz duyguları seviyorum. Olumsuzluk, çaresizliktir, insanı büyük değişmelere, büyük eylemlere zorlayan.” 

Bu söyleşinin yapıldığı 1970’li yıllarda yazdığım bir dizeyi hatırlıyorum. “Çare çaresizlikte gizli / örnekleri çok” Sanatçıyı üretmeye zorlayan her şeyin yerli yerine olduğu durumlar değildir, en azından bana göre. 

 IV
Sanat, özellikle şiir, bireysel ve toplumsal yaşantıdan yola çıkan, onunla örtüşüp ayrıştıran akışıyla yaşantıyı aşarak somuttan soyuta uzanan bir metindir. Bunları, söylerken zihnimdeki ikinci ses resim, resim diyordu. Şiirin resimle olan ilişkisi, iletişim. 
Başa dönersek yaşanmışlık şairin merceğinden okunarak gerçeklik imgelere, soyutlamaya dönüşerek yeniden kurgulanır. Bu bağlamda yaşamın, yaşanmışlığın hem kendisi hem de değildir o metin. Burada resimden el alırsak ressamın çizdiği kendi portresinin kendini nasıl okuyup görmesine benzer kurgulanan metin. 

İşte bu metin, şiir ve /veya resim, onu yazıp çizenin göz açısını giderek genişletmesiyle, adeta balıkgözü bir kamerayla bakarak söyledikleridir. İnsanın ve toplumun bakıp göremediği veya görmezden geldiklerinin ifadesi. Toplumsal bilinçaltı… Buzdağının görünmez yüzü. Freud’un sanat nörozların (nevroz) yerini sanat tutar, demesi sanki. Ayrıca soyutlama bağımsızlığın ta kendisidir. 

Kurgulanan metin, sanatçının çağrışımlar yoluyla onun bilinç ve bilinçaltının örtüşüp ayrışmasıyla oluşurken toplumdaki kollektif bilinçaltının da söze gelmesi demektir. 

 V
Çelişkiye düşmek… İnsan yaşam yolculuğunda birçok şeyle çelişkiye düşer. En yakın çevresi ailesiyle, arkadaşlarıyla, okulda öğretmeniyle, çalışma yaşamındaki ortamla ve hatta kendisiyle. Çelişmenin bir sorun olduğunu düşünürsek eğer, belirleyici olan o sorunu çözerek yoluna devam etmektir. Çözümsüz çelişmeler ise kangrene dönüşerek yaşamı engelli hâle getirir ister istemez. Uzun sözün kısası, çelişmeler insanın bireysel gelişiminde onun sıçrama noktası da olabilir, tökezleme sebebi de. Çaresizlikteki çare…

Bu yazı toplam 299 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim