Bugün 19 Eylül 2025 Cuma
  • Antalya24 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    4847.823
    %0.20
  • Dolar
    41.3019
    %0.32
  • Euro
    48.5997
    %0.40

HASAN YAKUP CANGÜVEN / KONUK YAZAR

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
HASAN YAKUP CANGÜVEN / KONUK YAZAR

KENDİMDEN KENDİME

18 Eylül 2025 Perşembe 22:56

Hayat, kimi zaman insanı öyle imtihanlarla sınar ki, en sağlam yürekler bile sarsılır, en sağlam kalpler bile titrer, en sağlam zihinler bile bulanıklaşır.

Emir Kuşdemir’in hikâyesi de işte böyle bir imtihanın içinden doğmuş bir direnişin, bir sabrın ve bir umudun hikâyesidir. On iki yıl… Taş duvarların ardında, karanlık koğuşlarda, insanın sadece özgürlüğünü değil, kimi zaman nefesini bile çalmak isteyen ağır şartlar altında geçen tam on iki yıl…

Ve o on iki yılın içinden, kendisine ve arkadaşlarına yapılan ağır işkencelerden yıkılmadan, eğilmeden, ruhunu ve kalbini karartmadan, aklını ve imanını kaybetmeden geçmiş bir insandır Emir Kuşdemir.

Telefon rehberinde kayıtlı olanlar, onun WhatsApp uygulamasında aralıklarla cezaevinde geçen o on iki yılın hatıralarını, orada çektirdiği fotoğrafları paylaştığını, Ulucanlar Cezaevi’ni ziyaret edenler ise, kaldığı koğuşta arkadaşlarıyla çekilmiş siyah-beyaz fotoğraf karelerini, taş duvarlar ardında bıraktığı anılarını; kan ve ter kokusunu hâlâ hissettiren izlerle birlikte görür.

Paylaşımlarında, kelimelerin taşıdığı duygular bir anda içinize işler. Sözlerinde, yaşadıklarının ağırlığını hafifletmek için kendisiyle dalga geçebilecek kadar iç huzurunu yakaladığını,  yüksek moral ve motivasyonunu koruduğunu görürsünüz. İşte bu yüzden Emir Kuşdemir; acının ortasında tebessümü, zorluğun içinde umudu diri tutmayı bilen güçlü bir yürektir.

Emir Kuşdemir, yalnızca direnciyle değil, kendine has bakışıyla da farklıdır. Onun paylaşımlarında gördüğüm, adeta hayat felsefesi hâline getirdiği kendine has, özgün bir sözü vardır: Kendimden Kendime.

İnsanın kendi iç dünyasıyla kurduğu derin ilişkiyi, kendi içine yaptığı o sarsıcı yolculuğu özetleyen kısa ama anlamlı bir sözdür; Kendimden Kendime.

Dış dünyanın yargılarından uzak, yalnızca kalbinin, aklının ve imanının mütevelli sesiyle konuşma cesareti bulanların cümlesidir; Kendimden Kendime.

Yalnızlığı da özgürlüğü de içinde barındırır; Kendimden Kendime. 

Çünkü insan, kendiyle yüzleştiğinde en çıplak, en gerçek halini, en yalın ve belki de en savunmasız halini görür kendinde. Bu hem bir nevi iç hesaplaşma, hem de bir nevi kendini teselli etme biçimidir. Çünkü insan bu mülakatta yalnızdır. İstese de kendine torpil geçemez, istese de kendine kendini referans gösteremez.  

Cezaevinde, zorluk, yalnızlık ve ağır şartlar altında “yarına çıkabilecek miyim?” diye yaşamın travmaları içinde hayata tutunmaya çalışanların sığındığı tek liman, yine kendi kalbi, kendi iç dünyalarıdır.

“Kendimden” bir çıkış noktasıysa; “kendime” bir varış noktasıdır. İşte “kendimden kendime” sözü bu iç limana sığınışının ifadesi, kendi içinde attığı son demir yeridir. İşte demir attığı o son noktada kendini karşılayacak, kendini bulacak bir benlik, bir irade yoksa; geçmiş olsun…

İnsan kendinden çıkar, yine kendine döner. Bu, aynı zamanda insanın dışarıda aradığı pek çok şeyin aslında kendi içinde bulduğunun da ifadesidir. Dışarıda anlam arayan insan, sonunda dönüp dolaşıp kendi içine, kendi özüne iltica eder. Çünkü insan kendi iç dünyasında bir hicret yaşarken, aynı zamanda kendi kendinin de mültecisidir.

“Kendimden kendime” cümlesini, Descartes’in “Düşünüyorum, öyleyse varım” önermesiyle benzer görmek mümkün müdür? Ben bu soruya şahsen “evet” derim. Çünkü insan, varlığını, bilincini ve özünü yine kendi içinde bulur. Hegel’in “öz-bilinç” kavramı da aynı şeyi anlatır: Kişi, kendini ancak kendisiyle ilişki kurarak tanır.

İnsanı sadece etten ve kemikten yaratılmış bir canlı olarak düşünürsek büyük bir yanılgıya kapılmış oluruz. İnsan, kendiyle konuşarak duygularını düzenler, kontrol altına alır, kendi gölgesiyle yüzleşerek acılarını hafifletir, kendinden kendine söylediği sözlerle benliğini güçlendirir. Bu açıdan “kendimden kendime” sıradan bir söz değil, hem insanın kendi iç yolculuğunda ortaya koyduğu iradenin, özbilinç halinin özlü ifadesidir.

Evet, kendimden kendime; ”insanın kendini tanıması, kendiyle hesaplaşması ve iç bütünlüğünü sağlamasıdır…

Evet, kendimden kendime; hayatın zorlukları ve ağır şartlarında insanın kendisiyle kurduğu özel bir diyalog, sağlam bir dayanma gücü, derin bir huzur, duygusal olarak yalnızlıkla baş edişinin en derin sembolüdür…

Evet, kendimden kendime; insanın kendi kendine tutunduğu bir dal, karanlıkta yolunu aydınlatan bir ışıktır.

Emir Kuşdemir’in “Kendimden Kendime” sözü bize yalnızca onun iç dünyasını, ruh halini anlatmaz; aynı zamanda bizlere bir hayat bilgisi dersi verir. Hayatın zorluklarıyla, yalnızlıkla ve acıyla baş ederken sığınabileceğimiz en güvenli limanın kendi içimiz olduğunu hatırlatır. Ve belki de en önemlisi, gerçek gücün, umut ve tebessümün insanın özünde saklı olduğunu gösterir.

Kısacası, “Kendimden Kendime” bir sözden öte; bir yolculuk, bir duruş, bir hayat dersidir…

Evet, “Kendimden Kendime” bugünün telaşında, bugünün gürültüsünde, insanların kolayca birbirlerini harcadıkları bu çağda, hepimizin biraz daha sık kullanması, biraz daha sık astral seyahat etmesi, gitmesi ve mutlaka görmesi gereken bir yerdir “Kendinden Kendine.”

Evet; insan, kendinden ne kadar kaçsa da, ne kadar uzaklaşsa da, bir bumerang gibi eninde sonunda döneceği yer yine kendisidir.

Unutmayın; insanı kendi sessizliğinde bulduğu huzur, iç dünyasında sakladığı tebessüm, hayatının en değerli hazinesidir.

Anlayana…

Bu yazı toplam 132 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0532 474 99 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim