Bugün 22 Mayıs 2025 Perşembe
  • Antalya26 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    4124.182
    %-0.46
  • Dolar
    38.9204
    %-0.05
  • Euro
    44.0392
    %-0.33

Eşref Ural / Journal - Konuk Yazar

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Eşref Ural / Journal - Konuk Yazar

MEDUSA’NIN SALI VE HATIRLATTIKLAR

22 Mayıs 2025 Perşembe 14:37

Youtube platformunda Sol TV adında bir internet televizyonu var ve burada “Medusa’nın Salı” adında bir yakın dönem belgeseli yayımlanıyor. Şu ada kadar yedi bölüm yayımlanabildi, Ak Parti’nin kuruluş hikayesinden başlayarak bu günlere kadar geleceği anlaşılan bir siyasi belgesel. Çok güzel çalışılmış, hazırlanmış. Mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.

 

Yanılmıyorsam altıncı ya da yedinci bölümde, ağırlıklı olarak 2007 seçimlerine odaklanmışlar. Bu çok normal, çünkü 2007 seçimleri, bana göre Türkiye Cumhuriyeti’nin “kırılma seçimi” idi. O günlerde, başta CHP genel başkanı olmak üzere, hiç kimse 2007 seçimlerinin hangi kapıları açtığını ve hangi kapıları kapattığını göremiyordu. Ama benim içimde bir ses, bu seçimin “kader seçimi” olacağını söylüyordu. O yaz sıcaklarına rağmen sokaklarda seçim çalışmaları yaptık. Seçimin sonlarına doğru çalışma alanımız Döşemealtı bölgesi idi. Galiba seçimden bir önceki gündü, 10-15 kişilik bir grup oturduk, yorgunluk kahvesi içiyoruz. Ortaya bir soru atıldı; seçimin sonucu ne olur? diye. Herkes kendince bir tahminde bulundu, sanırım moral bozan tek tahmini ben yapmıştım; “%50 alırlar diye korkuyorum ama, galiba 46-47 arasında kalacaklar” dedim. Ve seçim sonuçları açıklandı, Ak Parti o seçimde oyların tam olarak %46.52’sini aldı!

 

Devamı daha da ilginç. Günlerden pazartesi, yani seçimin ertesi günü, sabah saat 10’a doğru ofisimin kapısı çaldı. Açtık, Döşemealtı çalışma ekibinden CHP’li Ali ağabey. (Galiba şimdilerde bir Alevi derneğinde yöneticilik yapıyor) Geldi, tam karşıma oturdu ve daha çaylar gelmeden sordu; “nereden biliyordun?” dedi. “Neyi?” dedim, “neyi olacak, seçim sonucunu” dedi. “Nereden bileceğim Abi, sadece tahmin ettim” dedim. İkna oldu, olmadı, bilemiyorum, sonra izin alıp gitti.

 

Aslında 2007 seçimlerinin sonucunu tahmin etmek hiç de zor değildi. Siyasi tabloya genel anlamda bakıldığında toplumun gördüğü manzara şuydu; darbeci/laik Cumhuriyet Halk Partisi, milletin oylarıyla seçilmiş bir partinin önünü siyaset dışı yollarla kesmeye çalışıyor, olmadık hukuksuzluklar yaparak onu engellemeye çalışıyordu! O yılın ilkbaharında düzenlenen Cumhuriyet Mitingleri, 27 Nisan Muhtırası ve en nihayet cumhurbaşkanlığı seçiminde mecliste ortaya atılan 367 garabeti, muhafazakar toplum kesimlerinde endişeyle karşılanıyordu. Ve işte böyle bir iklimde gidildi seçimlere, benim de şahsen “%50 alabilirler” dediğim siyasi ortam bundan ibaretti.  Sonraki günlerde bilhassa CHP Merkez İlçe eski başkanı, avukat Mesut Kılcı kardeşimle de çok değerlendirdik bu seçimleri. Ben, “bu seçim Cumhuriyetin yol ayrımı oldu, ülke başka bir rotaya girecek” dediğimi hatırlıyorum. Ama Mesut başkan her zamanki gibi soğukkanlı ve iyimserdi.

 

Ve bu günden geriye baktığımda, Medusa’nın Salı” belgeselinin de hatırlattığı hususları izlediğimde, asıl büyük kırılmanın 2007 seçimleri olduğunu daha net görebiliyorum. Bu seçimde ilk defa Fetullah Gülen Cemaati Ak Parti ile birlikte seçimlere katıldı. Toplumun bütün muhafazakarları, islami cemaatleri, dindar toplum kesimleri, Kürt muhafazakarlar, milliyetçi muhafazakarlar… Herkes bu seçimde Ak Parti trenine tereddütsüz atladı. Çünkü 28 Şubat travması o günlerde hâlâ çok tazeydi ve çok açık ki muhafazakar camia aynı travmayı yeniden yaşamak istemiyordu.

Seçim sonucunda Abdullah Gül meclis desteğiyle cumhurbaşkanı seçildi. Ama artık yeni bir dönem başlamıştı, yepyeni bir dönem. Ergenekon ve Balyoz operasyonları peş peşe geldi! Onlarca üst düzey orgeneral, yüzlerce subay, aydın, gazeteci, yazar, çizer hapse atıldı. İnanılmaz günlerdi. En sonunda iş genelkurmay başkanının tutuklanıp mahpus damına kapatılmasına kadar vardı! Ve muhalefet (yani CHP) o kadar çaresiz, o kadar etkisizdi ki, yaşananları sadece seyretmekle yetiniyordu.

 

2007 seçimlerinin açtığı yol, 2010 referandumu ile “taçlandırıldı”, ülkenin yargı-hukuk sistemi Gülen cemaatine teslim edildi. Ve 2011 seçimleri, 2015 seçimleri, 2017 rejim değişikliği referandumu ve daha neler neler…

 

Uzatmaya gerek yok, bu belgeseli izlediğinizde eminim ki sizler de benim gibi hissedeceksiniz ve 2007 seçimlerinin bu ülkenin kaderini nasıl tayin ettiğini göreceksiniz.

 

 

 

Bu yazı toplam 216 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim